Narden Bingölle Nar-ı hayat

RENKLİ VE KARMAŞIK BİR DÜŞ YOLCULUĞU; MANDALA

narden bingöl
Narden Bingöl

Rengarenk desenler, büyülü daireler ve fark etmeden kapılıp gideceğiniz gizemli motifler. Son zamanlarda ismini o kadar çok duydum ki , çevremde boş saatlerini bu uğraşla dolduran o kadar çok arkadaşım var ki. Dayanamadım dostlar. Küçük bir araştırma da ben yaptım. Sonra dedim ki; “en iyisi bugün mandala’dan bahsetmek ve onu biraz daha yakından tanımak.”

Mandala’yı bizler ilk günden beri, “büyükler için boyama kitabı” sloganıyla duyup öyle tanıdık. Bir çoğumuz bunu merak edip araştırdı, bir çoğumuz ise çocukluktan kalma  bir tür alışkanlık düşüncesiyle muhtemelen es geçti. Halbuki yaptığım araştırmalarda öğrendim ki Mandala, 40 bin yıl öncesine dayanan bir dua sanatı. İnsanın kendisini özüyle buluşturan bir keşif yolculuğu.

Stresli yaşam, yoğun iş temposu, tatil, emeklilik vs. derken aslında sadece hedef odaklı olan, itibar ve kariyer düşünen sıkıcı ve rutin şu kısacık hayatımızda; Zihinsel bir rahatlama  için muhteşem bir fikir değil mi sizce de?

Mandala da yaş sınırlaması yok. En güzel tarafı da büyükler kadar küçüklerin de ilgisini çekiyor olması. Bu işe gönül verenler, kendi küçük gruplarıyla birlikte mandala atölyelerinde toplanıyor. İsteyen pastel, isteyen de kalem boyalarını kullanarak kağıtlarda, seramik yada kütüklerde yer alan mandala desenlerini dakikalarca boyuyor.

 

Türkiye’de mandala akımı 2007 yılında başlamış dostlar. Şuan oldukça yaygın ve çok çeşitli kitleler tarafından özümsenmiş durumda. Ülkemize bakarsak, araştırmalarıma göre genelde ayda bir olmak üzere, sıklıkla mandala atölye çalışmaları yapılıyor.

Sponsor

Mandala’ yı büyükler kadar küçüklerin de sevdiğini söylemiştik ya? O zaman yeri gelmişken bu ayrıntıdan da bahsedelim; Zira, Son yapılan mandala etkinliklerinin birinde en küçük 3 tane katılımcının yaşı 11. En büyüklerin de 50 yaş dolaylarında olduğunu söyleyebiliriz.

Mandala dikkat oranını artırdığından, çocuklarda odaklanma ve konsantrasyon sağlıyor. Grup çalışmalarında ise uyum ve dinleme becerisini artırdığı söyleniyor. Belki de en güzel tarafı o en fazla ihtiyaç duyulan iki güzel alışkanlığı; Sakin ve sabırlı olmayı da onlara öğretmesi.

Sonuç olarak insan zihnini rahatlatan bir meditasyon yöntemi olan Mandala’ya gönül verenleri candan kutlarım.

Ne de olsa onlar hem kendi içsel yolculuklarını yaşıyor, hem de bizlere göre günlük yaşam stresleriyle daha kolay baş edebiliyorlar.

Öyleyse haydi;  Kapatalım telefonu, tableti ve bilgisayarı. 

Açalım mandala boyama kitabının en sevdiğimiz sayfasını.

Hem kendimizi hem de renkli kalemleri özgür bırakalım.

Olmaz mı? Çok da güzel olur dostlar…

Sevgiyle kalın…


Benzer Haberler

Sanat Işığıyla Aydınlanan Girne Akşamları

SysAdmin

Yeryüzünde Bir Yer. İnsanca Yaşamak İçin

Eralp Adanır’dan Geçmişi Aydınlatan Bir Eser Daha…

Hayalleri Olmalı İnsanın, Peşinden Koşabileceği..

ÜLKEMİZDEN SEÇKİN VE ULUSLAR ARASI BİR MÜZİK KONFERANSI GEÇTİ

ALASHİA’NIN KALBİ, KAYIP MİRASI İÇİN ÇARPIYOR