VOI Özel Haber

Cemal Dermuş: Doğduğum gün…

Fatih Kısaparmak,  “Bu Adam Benim Babam” şarkısında şu sözlerle anlatmıştı babalarımızın anlam ve değerini.

Bu adam benim babam

Sekiz köşe kasketiyle

Omuzunda sekosuyla hey!

Cebinde yok parası

Bafra’dır cigarası

Yüreğindedir yarası

Altı çocuk büyütmüş

Bir işçi maaşıyla

Bu adam benim babam hey!

Ağlama benim babam

Ağlama naçar babam

Kara gün geçer babam hey!

Bir kapıyı kapayan

Gene açar babam

Ağlama benim babam hey!

Ağlama mazlum babam

Ağlama naçar babam

Kara gün geçer babam hey!

Bir kapıyı kapayan

Gene açar babam

Allah büyük babam hey!

Bu sözler üzerine, “Onlar benim atam” diyorum.

Bugün benim doğduğum gün. Benim için doğduğum gün olmasından öte, dünyaya gelmeme sebep atalarımın çok daha büyük önemi olduğunu düşünenlerdenim.

İyi ki doğdum. İyi ki onlar benim atamdır. İyi ki benim anam ve babam olmuşlar.

Voice of the Island – Cemal Dermuş

Bugün hatırladığım yaşlarımdaki çocukluğuma giderek, hatıralarımdaki anne, babamı yaşamak ve hatıralarımı canlandırıp anmak istedim.

Anımsıyorum da henüz 4- 5 yaşlarımdayken, anamın eski köy fırınlarına saldığı ekmek ve zeytinli, hellimli bullaların kokusu geliyor burnuma. Ne güzel ve doğal bir yaşamdı. İlk çıkacak hellimliyi ellerim yana yana kapıp da o lezzeti tatmak için fırının başında beklerdim. Babam ise ya tarlada ilkel koşullarla çift sürer ya da dağa odun getirmeye giderdi. Dünyaya geldiğim köyde elektrik yoktu. Doğru dürüst yolu bile yoktu. Zaten Baf’ın çıkmaz sokağındaki bir dağ köyüydü. Dolayısıyla yakacak çok önemli bir yer tutuyordu. Yemeği dahi ocaklıkta yakılan odunlar üzerinde pişiriyordu anacığım. Ama her yemeği de çok lezzetliydi. Merekımdan mıdır nedir bilmem ama, hep de anamın yemek yapma sırasında yanıbaşındaydım. Bu sayede her türlü yemeği yapabilme becerimi de annemden öğrendim. Bununla birlikte söküğümü dikebilmeyi, çamaşırımı yıkayabilmeyi ve ütü yapmayı da annemden öğrendim.

Köy hayatı içindeki bir çocuk, çocukluğunu yaşayabilmek yerine hep de hayatın merkezinde ve atalarının en büyük yardımcısı olur. Babam gittiği her yere genellikle beni de götürürdü. Şimdi nedenini düşünüyorum da, bulduğum cevaplar beni çok mutlu ediyor .” İyi ki götürüyordun babam. Her gittiğimiz yerlerde gördüklerim, gözlemlediklerim ve öğrendiklerim, bugün daha sağlam durmama ve hayata daha olumlu bakmama neden oldu. O günlerde yaptığım yanlışlar karşısında verdiğin öğütler gibi bazen attığın tokatlar bile en iyi nasihat olarak kulaklarımda çınlıyor.

9 -10 yaşlarıma geldiğimde ben de yardımcı rolünden çıkıp usta rolüne geçmeyi arzu ediyordum. Bu nedenle büyük istek ve azimle bağ budamayı, orak biçmeyi de atalarımdan öğrendim. Yıl 1974. Yaşanmış bir savaş ve sonrasındaki belirsiz bir ortam. Hep çocuklarının kurtuluşunu daha güvenli bölgede gören ve dağlardan iki çocuğunu kuzeye gönderen ve yaklaşık bir yıl sonrasında çocuklarına kavuşan bir anne baba.

Kuzeyde Bostancı’ da (Zodya) devam eden kendi halinde bir yaşam. Yıl 1996. “Ana gibi yar Bağdat gibi diyar”  dedikleri sözün,  ana kısmı sadece yüreğimdeki anılarıyla kalmıştı bir başına.

Anam sen rahat uyu. Tüm öğretilerin ve öğütlerin ayni tazeliğiyle kulaklarımda. “Ağır ol asılma, hafif ol basılma” demiştin. Ne de haklıymışsın anam. Günümüzde yaşanan o kadar eğri büğrülükler içinde düzgün durabilmek çok çok önemli. Her yeni güne uyandığım anda ilk aklıma gelen bu sözündür anam. Sen rahat uyu.

Yıl 2003 sen gideli 7 yıl olmuştu. Bu kez ani ve hiç de beklenmedik bir anda babamız göçtü senin cennetine. Kalakaldık atasız. Ayrı dünyalarda olsak da siz hep içimizde, benliğimizde yaşıyorsunuz. Mekanınız cennet olsun anam, babam. İyi ki anamız ve babamız, atamız oldunuz. Ey babam… Torunlarınızla her buluştuğumuzda senin o meşhur sözünü, “Kındayım yar kındayım. Her şeyin da farkındayım. Ama napacan? Feslikanın hatırı için saksı da içer suyunu” tekrarlayıp seni anmak hayatımın en güzel anları oluyor. 

Beni dünyaya getirdiğiniz için size minnet, sevgi, saygı ve vefa borcumu asla unutmuyorum.

Cennetinizde rahat uyuyun atalarım. Üzerimdeki hakkınızı asla ödeyemem.

Kul hakları içinde en mühim olanı ana-baba hakkıdır. Çünkü anne ve babalarımız varlık sebebimiz, velî-nîmetimizdir. Bir anne yüreği ve aile yuvası çocuk terbiyesinin yapıldığı ve istikbalini şekillendiren muhteşem bir dershânedir…

 

ANNE – BABA

Bizi dünyaya getiren besleyip büyüten anne ve babamızdır. Onlar olmasaydı biz de olmazdık. Bu yüzden anne ve babamızın üzerimizde sayılamayacak kadar hakları vardır. Bunun için onlara iyilik yapmamız gerekiyor.

Bir gün bir alimin huzuruna biri gelir ve şöyle der:

ben anneme karşı her türlü görevimi yaptım. Hatta kendi sırtımda taşıyarak hacca getirdim. Haccın bütün kurallarını sırtımda yaptırdım. Şimdi ben anneme karşı görevimi tam anlamıyla yapmış sayılır mıyım?

Alim şöyle cevap verir.

Sizin bu güne kadar annenize yapmış olduğunuz şeyler, hamileliği esnasında karnına vurduğumuz bir tekme bedeli bile değildir.

Anne ve babaya saygılı olmak, iylik etmek en önemli görevlerimizdendir. Bu nedenle onlara karşı bıkkınlık anlamına gelen söz ve davranışlardan her zaman kaçınmamız gerekir.

“Ana ve babanıza iyilik edin ve ihsanda bulununuz ki,çocuklarınız da size itaat etsin ve saygı göstersin.”

Bugün doğum günü olan herkesin doğum gününü kutlar. Atalarına sonsuz saygı ve hürmetlerimi sunarım.

Voice of the Island – Cemal Dermuş



Benzer Haberler

AKEL AP adayı Stavri Kalopsidiotou “Adanın yeniden birleşmesi tek seçenek”

Voice Kıbrıs Haber

EDON Genel Sekreteri Koulas “Trodos gezisinin ana mesajı, ortak mücadele”

Kallis Antounas

Genç şair Efraim Christou şiir- siyaset ilişkisini anlattı

Kallis Antounas

CVAR Direktörü Rita Severi, Kıbrıs’ın tek iki toplumlu müzesini anlattı

Kallis Antounas

AKEL Enerji ve Çevre Sektörü Başkanı Christina Nicolaou Voice Kıbrıs Haber’e konuştu

Kallis Antounas

Volt Genel Sekreteri Hulusi Kilim,Voice Kıbrıs Haber’e konuştu

Kallis Antounas