Ebru Çorbacı

Baskıcı ve Otoriter Anne Babalara Öneriler

Uzman Adli Klinik Pskikolog Ebru Çorbacı, baskıcı ve otoriter aile tutumunun çocuklar üzerindeki etkisini Voice of the Island’a yazdı. Çorbacı, ailelere önerilerde bulunarak “Çocuğun hissettiği duygulara engel olmayın” dedi.

İşte Ebru Çorbacı’nın o yazısı:

Çocukların kişiliklerinin gelişimi, karakterlerinin oluşumu, büyük ölçüde ebeveynlerinin onlara gösterdikleri tutum ve davranışlarla ilişkilidir. Baskıcı ve otoriter aile tutumuna sahip ebeveynler, çocuklarını gereğinden fazla denetim altında tutarlar. Ailenin katı kuralları ön plandadır.

Baskıcı ve Otoriter Tutumumu Benimseyen Ebeveyn Davranışları

Kurallar anne ve baba tarafından konulur. Çocuğun kurallara sorgulamadan uyması beklenir. Katı kurallara uymayan, ailenin istediği gibi davranmayan çocuklar, cezalandırılır. Cezalandırma şekli fiziksel ve ya sözel şiddettir. Ebeveynler ve çocuk arasındaki ilişki korkuya dayalı ve tek yönlüdür. Çocuğun olumlu davranışları görmezden gelinir. Ailenin odağı daha çok çocuğun yaptığı hatalardadır. Çocuğa ihtiyacı olan sevgi, ilgi, şefkat ve sıcaklık şımaramaması için verilmez. Otoriter ailelerin çocukları dışarıdan sessiz, sakin, söz dinleyen, dürüst ve dikkatli görünürler. Fakat gerçekte özgüveni düşük, benlik saygıları gelişmemiş, ikili ilişki ve sosyalleşmede problemleri yaşayan çocuklardırlar. Bu tutum daha çok geleneksel aile yapılarında görülmektedir.

Baskıcı ve Otoriter Aile Tutumunun Çocuğun Kişilik Gelişimine Etkisi

Çocuk genelde ceza alma korkusu ve ailenin sürekli çocuğun hatalarına odaklanması yüzünden yaptığı olumlu ve ya olumsuz şeyleri ailesi ile paylaşmaktan kaçınır. Ailenin katı kurallar ve o kurallara uymadığı zaman aldığı cezalar yüzünden çocuk kendine değer vermeyi öğrenemez, sorgulama ve karar alma becerisi gelişmez. Çocuk davranışları sonrasında eleştirilmek ve ya cezaya maruz kalmaktan korktuğu için sürekli pasif konumdadır.  Fakat içten içe anne ve babaya karşı kendisine olan tutumları yüzünden öfke, düşmanlık gibi duygular geliştirir. Genelde bu çocuklar ailenin sürekli çocukta kusur araması ve ya sadece çocuğunun kusurlarına odaklaması yüzünden, hata yapmamak için yoğun çaba gösterirler. Gösterilen bu çaba çocukları strese sokar ve hata yapma olasılıklarını artırır. Ailenin çocuğu cezalandırma şekli yüzünden çocuk saldırganlığı aileden öğrenir. Öğrendiği bu saldırganlık sayesinde kendi etrafındakilerine sözel ve ya fiziksel şiddet uygular.  Aile ve çocuk arasında iletişim kopukluğu söz konusudur. İletişim kopukluğu çocuğun önce ailesine, daha sonra çevresindekilerine iç dünyasını açmasını engeller.  Bu tutumda özellikle anne; baba ve çocuk arasında köprü vazifesi görmektedir. Çocuklar kendi ailelerinde hiç söz hakkı alamadıkları için yetişkin hayatlarında duygu ve düşüncelerini ifade etmekte problem yaşarlar.

Böylelikle çocuğun bireyselleşme, kendini ifade edebilme hakkı da elinden alınmıştır.  Bireyselleşmede problem yaşayan çocuğun kendini kabul etmesi de güçleşir.  Çocuğun kendine olan güveni zedelenir ve ya hiç oluşmaz. Ayıplama, sürekli hatalara odaklanma, eleştirme ve şiddet çocuğun ruhsal yapısını zedeler. Ailesinde hata yapmasına hiç müsaade edilmeyen çocuk daha sonraki hayatında yaptığı hatalardan ders almayı öğrenemez. Bu yüzden yetişkin hayatlarında etraflarında olan en küçük hataya bile hoşgörüsüz davranırlar. Ebeveynlerine içten içe geliştirdikleri bastırılmış öfke, kırgınlık gibi duygularını ve ya düşüncelerini, kendilerinden güçsüzlere saldırgan davranışlar sergileyerek dışa vururlar. Aile içerisinde bu tutumda yetişen çocuklar yetişkin hayatlarında kendi istedikleri gibi değil, olması gerektiği gibi davranmayı önemserler. Karar verme becerisi kazanmadıkları için kriz durumlarına müdahale edemezler. Yetişkin hayatlarında başkalarının kendileriyle ilgili duygu ve düşüncelerine olması gerekenden çok daha fazla önem veren bireyler olurlar.

Öneriler;

  • Çocuğun hissettiği duygulara engel olmayın. Kızdıysa ya da sevindiyse bunu özgürce yaşamasına izin verin.
  • Çocuğunuzu istediğiniz bir şeyi yapması için zorlamayın. Farklı alternatifler sunarak uzlaşmaya çalışın. Çocuğunuz ile uzlaşmaya çalışmak, onu daha ılımlı hale getirecektir.
  • Çocuğun kendi düşüncelerini ifade etmesine izin verin.
  • Çocuğunuzu sevgi ile tehdit etmeyin.
  • Kural koyarken nedenlerini hakkında açıklama yapmayı ihmal etmeyin.

 

 


Benzer Haberler

Anne, baba ve çocuk ilişkisinde dikkat edilmesi gerekenler

Voice Kıbrıs Haber

Özgüven –  Kendine Güven

Voice Kıbrıs Haber

‘Kısırlık sorunu olan çiftler çok ciddi baskı altındadırlar’

Voice Kıbrıs Haber

Bir tokattan bir şey olmaz!

Voice Kıbrıs Haber

Dikkat mükemmeliyetçi olmak tükenmişliğe sebep oluyor

Ne zaman psikoloğa gitmelisiniz?