Hazar Çoli

Çocuğunuzu istismar riskinde korumak için bu önerilere dikkat

Cinsel istismar, cinsel içerikli davranışlarla diğer bir kişinin vücut dokunulmazlığı hakkının ihlal edilmesidir. Genellikle cinsel istismar denildiğinde akla ilk gelen tecavüz olur fakat cinsel istismarın birçok şekli olabilmektedir. Ayrıca cinsel istismar denilince akla ilk erkekler gelebilir fakat durum böyle değildir. Cinsel istismarı erkek kadına veya kadın erkeğe, iki cinsiyet de hem cinsine ayrıca hem kadın hem erkek çocuğa yapabilmektedir. En savunmasız ve korunmaya muhtaç olan çocuklar, ülkemizde cinsel istismara maruz kalan en büyük çoğunluğu oluşturmaktadır.

Cinsel istismar neleri içerir: kişinin veya çocuğun kendi rızası olmadan, soyulması, dokunulması, çıplak seyredilmesi, pornografik görüntüleri zorla seyretmesi, bir başkasının veya kendisinin cinsel organına zorla dokundurulması, kendi isteği olmadan cinsel eylemlerin içerisinde yer alması, oral-anal-vajinal ilişkiye zorlanması ve cinsel penetrasyon (birleşme) dediğimiz tecavüz olayını içermektedir. Ve maalesef bazı vakalar da ölümle sonuçlanabilmektedir.

Son yıllarda ülkemizde kabul edilmesi zor bir durum olan çocuklara yönelik cinsel istismar haberleri ve olayları artmış bulunmaktadır. Aslında bu vakalar hep vardı fakat çok duyulmuyordu. Bunun sebebi çocuklara yönelik cinsel istismarın son yıllarda artması değil, gün yüzüne çıkma oranının artmasından kaynaklanmaktadır. Birçok ülkede olduğu gibi bizim ülkemizde de cinsel içerikli olaylar bir tabu veya ayıp olarak görülmektedir. Birçok aile çocukta durumu fark etse bile “elalem ne der, rezil olmayalım, ayıptır kimse duymasın, biz kendimiz hallederiz” diyerek durumun üzerini kapatır. Ancak son zamanlarda durum birazda olsa iyi yönde değişmiştir. Güç bulup bunu polisle paylaşan ardından sosyal destek gören aileler, istismarcının yakalanması ve ceza almasıyla sonuçlanan vakalar çok arttığı için diğer yaşayan insanlarda aslında bir öncekilerden güç ve destek alıp bunu paylaşmaya başladılar.

Biraz da cinsel istismarcı profilinden söz edecek olursak; bu kişiler genellikle anne-babanın da yakından tanıdığı ve güvendiği, eve girip çıkan, akraba veya yakın aile dostu, çocuğun güvenini kazanmış, okuldaki öğretmenler olabileceği gibi, üvey anne-baba, yeğen, amca, dayı, yenge, teyze, nene-dede de olabilmektedir. Kadınların çocuğa yönelik cinsel istismarda bulunması erkeklere göre daha nadir görülmektedir. İstismarcı aslında tüm yapacağı şeyleri önceden planlamaktadır. İlk olarak çocuğun güvenini kazanmaya ve ona yaklaşmaya başlar. Çocuğa sevgi ve ilgi gösterir, belki ona hediyeler alabilir, aileye yakın biri olması da bu yaptığı davranışların ilk başta dikkat çekmemesine neden olur. Bunun ardından genellikle istismar küçük dokunmalarla başlar ve devamı gelir. Bazı vakalarda da istismarcının yabancı, sokaktan tanımadık birisi olduğu görülmektedir ama genellikle cinsel istismarı yapan, çok yakından ailenin tanıdığı birisidir.

Çocuğa yönelik cinsel istismar eylemleri birçok mekanda yaşanabilir. Kreşten liseye kadar her okul ortamı cinsel istismar olayı için çok müsaittir. Çocuğun kendi mahallesi, komşu veya akraba evi olabileceği gibi cinsel istismar en çok çocuğun kendi evi içerisinde yaşanmaktadır.

Cinsel istismara uğrayan çocuğu anlamamız için bazı göstergeler vardır. İlk olarak fiziksel göstergelerden bahsedecek olursak, çocuğun temel hareketlerinde farklılıklar, yürüyüşünde ve hareketlerinde değişiklikler, tuvalet kontrolünde bozulmalar, uyku problemleri gibi durumlar görülebilir. Anne-babanın çocuğunda normal dışı diyebileceği her hareket bir gösterge olabilir. Psikolojik olarak genelde istismara uğrayan çocuk içi kapanır, konuşmamayı tercih eder. Eğer aile iletişimi iyiyse ve çocuk bunu dile getirebilirse, çocuk daha şanslı bir konumdadır. Çocuğunuzun size bunu anlatabilmesi için onunla iletişiminizi geliştirmeli ve her koşulda onun yanında olduğunuzu sık sık belirtmelisiniz. Çocuğunuzun ilk temel cinsel eğitimi ailesinden alması gerekmektedir. Bu çocuğunuzu istismar riskinden korur.

Son olarak önemli bir noktadan bahsedecek olursak; istismar sonrası gerçekleşen süreçte çocuğa tekrar tekrar istismar yaşatmamaya özen gösterilmelidir. Bundan ilk sorumlu yer devlet (polis), sonra da ailedir. İstismar sonrası sorguya alınacak olan çocuğa çok özenli bir şekilde yaklaşılmalıdır. Sorguya alınacağı ortam kesinlikle çocuğun yaşına uygun ve düzenlenmiş bir ortam olmalıdır, sorguyu psikologların yapması (polis dışardan dinlesin) çocuk açısında çok önemli bir durumdur, çocuğun istismara uğradığı yere gitmesi psikolojik açıdan onu bir kez daha zedeleyecektir, bu yüzden tüm bunlar dikkate alınarak çocuğa yaklaşılırsa, istismar üzerine istismar yaşamamış olur.

Uz. Adli Psk. Hazar Çoli Yıldırımer                                     

                                                                                           

                                                                           

                                                                                           

                                                                                      

                                                                          

                                                                                           

                                                                                        


Benzer Haberler

Bonzai hakkında bilmedikleriniz

‘Suç Korkusu’ Nedir?

Uzman Adli Pskikolog Hazar Çoli: Gardiyanlar mutlaka psikolojik destek görmeli

Suçlular ve psikolojik tedavileri

Depresyon nedir?

Madde Kullanan Bireylere Karşı Toplum Tutumu ve Bakış Açısı