Ülkemizde çalışma hayatının geldiği içler acısı vaziyet CAS’ta yaşananlarla bir kez daha gözler önüne seriliyor. Bir yanda patronların yasalara rağmen Toplu İş Sözleşmesini reddetmesi ve emekçilerin haklarını gaspetmesi, diğer yanda sermayeye, para babalarına sahillerin ve dağların peşkeş çekildiği, kaçak çalıştırılan işçilerin denetimsiz yollarda çoçuk canı aldığı çirkefe batmış bir düzene karşı mücadele veriyoruz.
İş gücünün örgütlenmesine kesinlikle tahammülü olmayan hükümet ve onların yalaka yöneticileri sendikalaşmaya çalışan emekçiye saldırmaya devam ediyor. Kurdukları düzende çalışanların geleceği bir patronun iki dudağı arasında, bir anda keyfi şekilde işlerine son verilerek gelecekleri karartılabiliyor. Bu acımasız koşullar ülkemiz emekcilerinin kaderi olmamalıdır.
CAS yönetiminin sırf sendika üyesi oldukları için çalışanları hiç acımadan işten çıkarması Kıbrıs’ın kuzeyinde sendikalaşma hakkının sadece kağıt üstünde var olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır.
Ülkemizde işçinin, çalışanın örgütlenmesinden korkan sermaye grupları ve onların taşeronu tarihi geçmiş kasaba politikacıları, ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar eninde sonunda çalışanlar, kendi gelecekleri önündeki esas engelin kimler olduğunun farkına varacak ve tüm sektörlere sendikal örgütlü mücadele gelecektir.
Dayanışma, örgütlü emek mücadelesini yükseltmek ve CAS’ta yapılan haksızlığa dur demek amacıyla Perşembe günü saat 11.00’da meclis önünde olacaktır. Herkesi CAS emekçilerine ve örgütlü mücadeleye sahip çıkmaya çağırıyoruz.
