FeaturedVOI Özel Haber

‘Aynaya hep görmek istediğim yüzü gösterdim…’

Daha önce Güney Kıbrıs’ta yaşayan Kıbrıslı Türkler ile yaptığımız röportajlarımıza bir yenisi daha eklendi. Bu kez Voice Of The Island ailesine kapısını, yaşamını Larnaka da sürdüren Hatice kardeşimiz açtı.

Voice of the Island – Özde Kaya

Hatice küçük yaşta ailesi ile birlikte Larnaka’ya yerleşmiş, okulunu Larnaka’da bitirmiş ve şu an Tercüman olarak çalışmakta.

VOI: Biraz bize kendinden bahseder misin?

Hatice: Uzun yıllar önce, daha 13 yaşında iken ailem ile birlikte yaşamımızı Larnaka’da sürdürmeye başladık. Buraya yerleştiğimiz dönem çocuktum, şimdi çocuk sahibiyim. Okulumu bitirdikten bir yıl sonra tercümanlık yapmaya başladım ve hala yapmaya devam ediyorum.

Buraya yerleştiğimiz zaman henüz çocuk olduğum için ne Güney Kıbrıs ne de Kuzey Kıbrıs ile alakalı fazla bir fikir veya düşüncem yoktu. Benim için sadece bir ev değişimi olmuştu. Evet, belki de ailem birtakım sıkıntıları göze alarak buraya yerleşmişler ve birtakım zorluklar da yaşamışlardır ama dediğim gibi çocuk olduğum için pek bir şeyi ayrıştıramıyordum.

Yıllar geçtikçe sadece Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türkler arasındaki farkı çözmeye çalıştım. Ne gariptir ki hala bugün ilk bakışta bakıldığı zaman aramızdaki iki farktan hariç başka bir fark bulamıyorum. Fakat sonra düşündüğüm zaman bunlarında gerçekten farklılık olmadıklarını görüyorum. Aradaki farklar sadece dil ve din olarak görünse de aslında onlar bile fark sayılmıyor. Kıbrıslı Rum kardeşlerimiz Yunanca konuşur, Kıbrıslı Türk kardeşlerimiz de Türkçe. Biri kiliseye gider biri camiye… Eğer iyice bakılırsa, arada aslında fark bile yok. Bugün ben ve benim gibi birçok insan her iki lisanı da konuşabiliyor, bu yüzden dil ayrımı yapmak bazen bana saçma geliyor. Din konusuna gelince; bugün dünyada birçok farklı inançları olan ve hatta hiç inancı olmayan insanlar var. Aslında din unsuru da benim için fazla bir farklılık sayılmaz. Sonuçta dini inancı olan her insan, tek bir gücün olduğuna inanır.

İllaki farklı düşüncelere sahip olan birçok insan vardır. Ben burada yaşadığım yıllar boyunca hoş görmeyi öğrendim. Yıllar önce bu küçük ada çok büyük bir acı yaşadı ve bu acının kalıntıları maalesef yıllardır her iki toplumun yüreklerine kazındı. Anneler evlatlarını gömdü, kucaklarında can vermiş evlatlarının acısını yaşadı. Her iki toplum bu acıların kalıntılarını yüzümüze bir tokat gibi vursa da hoş görmeliyiz.

Beş parmağın beşi bir değildir, o yüzden bir kişinin yanlışını toplumlara mal etmek adamıza karşı sergileyeceğimiz bir saygısızlık olur. Bu aslında bir annenin evlatlarını ayıramamasına benzer. Kardeşler arasında her ne kadar anlaşmazlıklar olsa da, günün sonunda kardeş kardeştir ve anneleri hiçbir zaman onları birbirlerinden ayırt etmez. İşte Kıbrıs da bizim annemiz ve bu annenin iki evladı var onları hiç bir şey ayıramaz.

Bugün baktığım zaman Larnaka’daki on yedi yıllık yaşantımı geride bırakırken birçok dostluklar, birçok güzel anılar biriktirdim. “Aynaya yüzünü nasıl gösterirsen öyle görürsün”… İşte ben aynaya hep görmek istediğim yüzü gösterdim. Eğer Kıbrıs’ın diğer yarısında yaşamış olsaydım yine aynı şekilde yaşardım.

Son olarak şuna değinmek isterim; bu adada her ne yaşandı ise yaşandı… Bunları her iki toplum da unutmaz, unutamaz. Ancak artık birbirimizi hoş görmeli ve acılarımızı, sevinçlerimizi birlikte yaşamalıyız. Büyüklerimden dinlediğim o güzel anıları biz yeni nesillerin de yaşamasını istiyorum. Hani o birlikte yemekler yenip içilen masaları, birlikte kutlanan bayram ve paskalyaları ve birlikte kutlanıp sevinçlerin paylaşıldığı düğünleri görmek istiyorum. Bunların bir kısmını ben yaşıyorum… Sabah evimin kapısını açtığım zaman elinde beni zeytin dalı ile tütütmeyi bekleyen bir komşu ablam var ki inanın bundan daha fazla mutlu edici bir şey olamaz. İşe gitmeden yolumu kesen ve “önce gel kahvaltı hazırladım atıştır sonra işe gidersin” diyen bir ablam var, adı Doulla. Her Cumartesi kızım taze ev yumurtası yesin diye ben daha uyanmadan kalkıp gidip ev yumurtası alan Mihali abim var. Sadece kendimin değil, herkesin bu gerçek yürekten yaşanan sevgi dolu yaşantıyı görmesini ve yaşamasını istiyorum. Bu yazıyı okurken “illaki her şey bu kadar iyi hoş olamaz” diyenlere de söyleyecek tek bir sözüm var. Her şey bu kadar güzel olabilir, yeter ki insan istesin, yeter ki herkes olabilecek ufak tefek kusurları hoş görsün.

Ben böyle büyüdüm Larnaka’da, böyle yaşadım ve yaşıyorum. Kızımı da bu şekilde büyütüyorum. En kısa sürede herkesin bu mutluluğu yaşaması dileklerimle.

Sizleri tebrik eder başarılarınızın devamını dilerim, bana ayırdığınız vakit için de ayrıca çok teşekkür ederim.

Voice of the Island – Özde Kaya


Benzer Haberler

24. Büyükkonuk Eko Günü yarın yapılıyor

TAK

“Çatı Operasyonunda” 4 tutuklu!

Voice Kıbrıs Haber

19’uncu İpek Koza Festivali’nde ilk gün tamamlandı

Voice Kıbrıs Haber

“Masal Atölyesi”ne çocuklardan büyük ilgi

Voice Kıbrıs Haber

Gazze’ye havadan yardımlar can aldı

NTV

Kıbrıs Rum Savunma Bakanı Palmas “Halkın endişe etmesine gerek yok”

TAK