Rum siyasi partilerinin, Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye’yle ilgili raporunda, hem olumlu, hem de olumsuz unsurlar tespit ettikleri haber verildi.
Alithia gazetesi “Ankara Raporu Küçümsemeye Çalışıyor- Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye Raporunun Yankıları- Partiler Hem Olumlu, Hem Olumsuz Unsurlar Görüyor” başlıklı haberinde, partilerin raporla ilgili açıklamalarına yer verdi.
Habere göre, AKEL, Avrupa Parlamentosu’nun, BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararlarında da belirlendiği üzere tek egemenlik, tek uluslararası temsiliyet, tek vatandaşlık ve siyasi eşitliğe sahip iki kesimli iki toplumlu federasyonu tek çözüm olarak desteklemesinin; Guterres çerçevesi ve Crans Montana sürecinde üzerinde mutabakata varılanlara atıfta bulunulmasının benimsenmesinin önemine işaret etti.
AKEL, Avrupa Parlamentosu’ndaki iki büyük siyasi grubun, garanti anlaşmasıyla tek taraflı müdahale hakkının ortadan kaldırılması ve aynı zamanda Türk askeri birliklerinin hızlı bir şekilde adadan çekilmesi yönünde değişiklik önerisi sunan sol grup aleyhinde tavır takınmalarını ise kaygı ve endişe verici olarak niteledi.
AKEL, bunların DİSİ Başkanı Averof Neofitu’nun kısa zaman önce söz etmiş olduğu, Avrupa Halk Partisi Başkanı ile Komisyon Başkan adayı Manfred Weber’in net tezleri olup olmadığı; aynı zamanda Neofitu’nun ifade ettiği gibi bunun DİSİ ile hükümetin dostu olup olmadığı sorularını da sordu.
EDEK ise raporun Türkiye’yi askeri birliklerini Kıbrıs’tan çekmeye başlamaya, kapalı bölge Maraş’ı çözümden önce BM’ye iade etmeye ve adadaki nüfus dengesini farklılaştıracak her türlü faaliyetten kaçınmaya çalışmaya çağırmasını olumlu buldu. EDEK, Kıbrıslı Türklerin hazırlanması ve AB müktesebatına uyumları için ad hoc komitenin çalışmaya devam etmesi ile Türkiye’nin gümrük birliğinin yükseltilmesine atıfta bulunulmasını ise olumsuz olarak değerlendirdi.
Dayanışma Hareketi Başkanı ve AP Milletvekillerinden Eleni Theoharus ise açıklamasında, Kati Piri’nin Türkiye’yle ilgili raporunun aleyhinde oy kullandığını çünkü “herkesin zekası ve sağduyusuyla alay edildiği bir iki yüzlülük abidesi ve şimdiye kadar Türkiye için geçmiş en saçma rapordur” düşüncesinde olduğunu söyledi.
Kendisinin rapor metninden “Crans Montana müzakerelerinde varılan anlaşmalara” atıfta bulunan ifadeyi çıkartmaya çabaladığını ifade eden Theoharus, hangi Guterres çerçevesinden söz edilmekte olduğunu da sordu.
Ekologlar ise, içerdiği olumlu şeylere rağmen, raporda Kıbrıs sorunuyla ilgili tehlikeli şeyler görüldüğünü öne sürdü.
HRİSTODULİDİS’TEN MOGHERİNİ’YE MEKTUP
Fileleftheros gazetesi ise “Brüksel’e Hücum” başlıklı haberinde, “elindeki bilgilere” dayanarak, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun bugün gerçekleştirilecek AB-Türkiye Bağlantı Konseyi’nde üye devletlerin insan hakları ve hukuk devleti odaklı olarak “ortak belge” aracılığıyla Ankara’ya gönderdiği sert mesajlara yanıt verirken, sert bir çizgi ve sert bir dil kullanmasının beklendiğini yazdı.
Gazete, Ankara’nın bugün gerçekleştirilecek AB-Türkiye Bağlantı Konseyi’nde sert bir çizgi muhafaza etmesine dair niyetlerinin, Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis’in Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mohgerini’ye “önleyici bir mektup” göndermesine neden olduğunu belirtti.
Gazete Hristodulidis’in mektupta başka şeylerin yanında, AB’dan Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti karşısında küçültücü ifadelerde bulunmayacağını ve her halükarda doğrudan bir Avrupa yanıtı ortaya çıkacağını güvenceye almasını istediğini iletti.
Gazete, Hristodulisi’in Mogherini’ye mektup yollamasının başka bir nedeninin ise “AB-Türkiye Bağlantı Konseyi’nin koreografisiyle ilişkili olduğunu; bunun Türkiye’den yana olduğunu çünkü AB’la diyalogda bulunulmayıp, iki paralel monolog yapıldığını” ekledi.
(TAK)
