FeaturedReşat KansoyYazarlar

Mısmıl Mavi ve Omorfolu Rumların Süs Havuzları

reşat kansoy

 En iyi meditasyondur, günün yorgunluğu ardına, çocuklarla zaman geçirmek. Bir akşam vaktiydi, mütevazi sofradan kalkılmıştı, beş yaşındaki oğlum pastel boya ve bembeyaz bir sayfaya, yetişkinlerin anlam veremeyeceği şekilleri, hiç bir ressamın kullanmadığı metodlarla boyamaya başlamıştı bile: benden mavi rengi istiyordu neşeyle, başını işinden hiç kaldırmadan. Ben de ona maviyi uzattım hızlıca. Kendi ruhunu keşfedişine, birşeyler mırıldanarak karalamasını umutla seyrederken, kendi çocukluğuma uçmuştum bile. Boyama yapıyormuydum bende? Yaparken ne düşünür neler hissederdim? Zihnimi hatırlamak için zorlarken, maviyi geri uzattı ve öfkeyle karışık acelecilikle “bu verdiğin mavi renk değil!” dedi ve ekledi, “ Mısmıl Maviyi verirmisin!” Mavi, mavi değil mi? Mısmıl mavi hangisi? Mısmıl hangi ton? Bahar zamanında göyüzünün mavisimi mısmıl, yoksa kışın yağmurunun ardından -Kıbrıs güneşinin aydınlattığı gökyüzü mü mısmıl mavi?  Hangisi mavi ve neden ikimizin mavisi farklı? Şaşkın sorular, tüm nöronlarımın hareketliliğine, bir birleriyle olan küskünlüklerinin ortadan kalkmasına neden olurken; Bir kuş olup uçmak istedim, oğlumun mısmıl mavisini keşfetmek heyecanıyla, göklerde her mevsimi dolaşmak, her koydan bir örnek almak istedim, yaşadığım kentin mis kokulu narenciye bahçeleri üzerinden uçarken keşfetmeye çalışıyordum, renkler de mi değişkenlik gösteriyordu, yaşanan farklı zaman dilimleri içerisinde. Neydi aralarındaki ton farkı? Kimdi bu renk skalasının aklını karıştıran?

Siyahı, dokuyu, kokuyu anne karnında keşfetmiştim, sonar farklı renkleri içinde barındıran yer mozaiklerinin üstünde emeklediğimi ve duvarlar, eşyalar, gözler, seslerin renkleri, bir kibritin ucundaki koyu kahvenin, kızl turuncuya dönüşmesi, masalar, mahallem: evlerin dökülen duvarları, badanası, grisi, oyunlar oynadığımız evimin avlusu, toprak ve topraktan çıkanların yeşili, koyusu, sonar açığı ve sonar sarısı, daha sonar kopkoyu sarısı. Yaşadığım kent, once capcanlı renklerde, turuncusu ve kokusu ve şimdi kişiliksiz ve kimliksiz renksizliği. Ve su! Bahçelere kent içinden akıp kavuşan su, yer altından musluklara varan su ve rengi? Kuş uçuşu geziyorum, birden gözüm takılıyor, tek bir damla su olmayan süs havuzlar görüyorum, içleri boş, kirli ve kuru ot bürümüş süs havuzlar, evlerin bahçelerinde, avlularında, giriş kapısnın baktığı yönlere inşa edilmiş kupkuru boş havuzlar. Neden kurudular? kimler yapmıştı bu havuzları? İçlerinde neden su yok? Yaşadığım evin yirmi metre ötesinde bir havuzun üstüne konuyorum: derin ve hüzünlü çatlaklarla dolu bir havuz. Omorfolu Rumlar neden yaptırmışlardı evlerine, bahçelerine bu küçük havuzları? Şekilli olanları, biraz daha derin veya kenarları deniz kabuklarıyla süslenip örülmüş olanlar statü göstergesimiydi? Yoksa keyif veya huzur için yapılan bir yatırımıydılar? Su ve bolluğu temsilen sınıfsal ayrımın, dıştan eve bakanlar tarafından daha kolay algılanmasını mı sağlıyordu? Yoksa inanışmıydı, havuzun zenginlik veya mutluluk belkide sadakat getireceğine mi inanıyorlardı? 1974 öncesi, Ekonomik güçlükler içinde yaşayan Kıbrıslı Türklerin evlerinden ayırt edici bir özellik olarak mı inşa edilmişti süs havuzları? Sahipleri değişeli pek uzun zaman geçmemişti, içlerinde tek damla su olmayan, süs bile olmaktan çıkarılmıştılar. Haliyle Kıbrıslı Rum çocukların, kenarına oturup çıplak elleriyle yakalamaya çalıştıkları turuncu benekli balıklar da yoktu içlerinde. Herşey kötü bir masal gibiydi sanki, mısmıl maviyi bulamıyordum, konduğum süs havuzun kenarında yeniden havalanıp uçmam ve işe koyulmam gerekiyordu. Mısmıl mavi nerede olabilir bakmalıydım. Uçtukça görebildiğim tek şey mutlulukların yerini kedere bıraktığıydı. Yoksa! Tüm zorla yerinden edilenleri mavisi farklımıydı, peki ya gelecek kaygısı çekenlerinde mi mavisi başkaydı? Ya sevdiklerini, aptalca simgeler uğruna kayıp edenler, bird aha asla bulamayıp göremeyenlerin mavisi nasıldı? Mesela doksan gün Limasol’da esir tutulan babamın mavisi ile Spyroulla’nın sorgusuz sulasiz öldürülen babasının mavisi ayni miydi? Neden müsade vermişlerdi ki farklı maviler yaratmak isteyenlere.

“Baba, Mısmıl maviyi vermeyeceksen, ben başka boyama yapmayacağım!”

Özgürleşmeliyiz, çünkü hepimiz mısmıl mavi renk ile aşık olmayı öğrenmeliyiz.

 

Reşat Kansoy


Benzer Haberler

“Açmış olduğumuz davadaki talepler yerine getirildi”

Voice Kıbrıs Haber

Borsa günü düşüşle tamamladı

AA

Limasol’daki vakaların nedeni “B.1.1.7” varyantı

Lute’un bu gece gelmesi bekleniyor

Voice Kıbrıs Haber

Lefkoşa’da 353 pozitif vaka

“21 yıldır geçirilemeyen yasa hazır”

Voice Kıbrıs Haber