Kalavaç köyü sakinlerinden, İkinci Dünya Savaşı sonrası kıtlıkla mücadele ederek, zor şartlarda ailece kenetlenerek yoktan var etmeyi ilke edinmiş, demokrat bir Kıbrıs Türk kadını olan Şifa Çelik’in hayatı belgesel oluyor.
Kadın Öyküleri Derneği (KÖDER) tarafından yapılan açıklamada, derneğin hayata değer katan kadınların yer aldığı belgesel projesinde, “Kalavaç köyü sakinlerinden üretken, fedakar, büyük emeklerle çocuklarını yetiştiren, İkinci Dünya savaşı sonrası kıtlıkla mücadele ederek, zor şartlarda ailece kenetlenerek yoktan var etmeyi ilke edinmiş demokrat bir Kıbrıs Türk Kadını olan Şifa Çelik’in hayatı belgesel olacağı” belirtildi.
Dernek, “kadın öykülerinin kayıt altına alınması, geçmişin geleceğe taşınması, yeni kuşaklara ilham vermesi ve toplumsal hafızaya katkı koyması” amacıyla belgeseller başta olmak üzere birtakım çalışmalar yürütüyor.
-Şifa Çelik kimdir?
Dernekten yapılan açıklamada, Şifa Çelik’in öz geçmişiyle ilgili kısa bir de bilgi verildi:
“Şifa Çelik 1931 yılında Lefkoşa kazasına bağlı Kalavaç köyünde çiftçi ve müzisyen olan bir babanın 5. çocuğu olarak dünyaya gelir. Küçük kardeşine bakması için ilkokula gönderilmez. 15 yaşında bir çocukken, bölgenin toprak zengini olan Çelik ailesine gelin gider. Şifa Çelik, ‘Çelik’in Ovası’ diye bilinen yaklaşık 550 dönüm arazi, birkaç bin zeytin, badem ağacı, bağ tarlası olan büyük bir uğraşın içinde kendini bulur. Ekip biçme, zeytin toplama gibi işleri başarmak için işçilere başçılık eder. 3 ay kadar çalışma ekibiyle zeytin toplama işlerini bir çeşit ‘Hanım Ağa’ becerisiyle yürütür. Üretken, fedakar bir anne ve çok güçlü bir eş olarak “usandım, yoruldum” demeden çalışır. Neyzan Çiftliği’ndeki vakıf arazilerinde koçanlı olan Değirmenlik Başpınar suyu ile sulu ziraat yapılır, kurutulan molohiyalar İngiltere’ye satılır. İkinci Dünya Savaşı sonrası kıtlıkla mücadele ederek, zor şartlarda ailece kenetlenerek yoktan var etmeyi ilke edinmiş demokrat bir Kıbrıs Türk Kadını olan Şifa Çelik’in, İbrahim Çelik ile olan mutlu evliliğinden iki kız ve beş erkek çocuğu olur. Kız çocuklarının üniversiteye gönderilmesinde öncülük eder. İki çocuğuna zeytin toplarken sancılanır. Boş zamanlarında çarşaf, peştemal, kilim dokur, sini örer, aile bireylerinin kıyafetlerini, çocuklarının okul çantalarını diker. 1984 yılında yapacak daha pek çok güzel işi varken amansız hastalığa yakalanarak 53 yaşında vefat eder.”
