FeaturedKIBRIS

“Kıbrıs Türkü’nün silah zoruyla atıldığı bir ortaklık deneyimi bulunuyor”

Aralık ayında kurulan UBP-DP-YDP Azınlık Hükümeti’nde görev alarak yeniden aktif siyasete dönen Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) röportaj verdi.

“5+1’DE FARKLI BİRŞEY BEKLEMİYORUM”

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, Nisan ayında gerçekleştirilmesi planlanan 5+1 konferansına ilişkin beklentileriyle ilgili soruya verdiği yanıtta, geçmiş 50 yılda çeşitli şekilde sürdürülen süreçlerde yaşananlardan farklı bir şey yaşamayı beklemediğini söyledi.

Rum tarafındaki “gevşek federasyon” tartışmaları ve BM Genel Sekreteri’nin “yeni fikirlere açığım” söyleminin hatırlatılması üzerine, Ertuğruloğlu, “İnşallah yanılırım ancak Rum tarafı, dünya tarafından Kıbrıs Cumhuriyeti muamelesi gördüğü BM Genel Kurulu’nda oturup, haksız AB üyeliğini bize ve Türkiye’ye karşı tepe tepe kullandığı bu avantajlı konumundan niye vazgeçsin?” yanıtını verdi.

“ANAVATAN TÜRKİYE İLE OTURUP KARAR VERECEĞİZ…  BU COĞRAFYADA TÜRK ULUSUNUN ÇIKARLARININ KALBİ KIBRIS’TIR”.

Ertuğruloğlu, müzakere sürecinin başlaması için arzulanan ortak zeminin Cenevre’de oluşmaması halinde Türk tarafının ne yapacağının sorulması üzerine, “Anavatan Türkiye ile oturup karar vereceğiz. Kıbrıs meselesi bir ulusal davadır. Sadece Kıbrıs Türkü’nün davası değildir” ifadesini kullandı.

“Ulusal dava ne demek? Türk milletinin davasıdır. Mavi vatan, Doğu Akdeniz, Libya Anlaşması, Suriye, Irak, İsrail ve Mısır’ın bulunduğu bu coğrafyada Türk ulusunun çıkarlarını, güvenliğini yakinen ilgilendiren şeyler yaşanıyor. Bu coğrafyada Türk ulusunun çıkarlarının kalbi Kıbrıs’tır”

“TEK SEÇENEK RUMLARLA ORTAK OLMAK DEĞİLDİR”

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türkü’nün Rum tarafıyla siyasi eşitliğe dayalı olduğu halde silah zoruyla atıldığı bir ortaklık deneyimi bulunmasına rağmen 52 yıldır iki toplumlu iki bölgeli siyasi eşitliğe dayalı federasyon hedefi için müzakere ettiğinede işaret etti.  Ertuğruloğlu, “Sadece siyasi eşitliği hedeflemek saflıktır çünkü 1960 cumhuriyetinin sonuçları ortada. Rumlar mevcut konumlarında böylesi bir ortaklığa niye evet desin?” şeklinde konuştu.

Rum tarafının bozamayacağı, bozarsa 2 tarafın da kendi statüsüyle uluslararası toplumda yer alabileceği daha sağlam bir zemin talep etmek gerektiğini, bunun da egemen eşitlikle mümkün olduğunu kaydeden Ertuğruloğlu, “Dolayısıyla bizim hayatta tek seçeneğimiz, Rumlarla ortak olmak değildir noktasına gelmek isterim” dedi.

“KONFEDERASYON, 2 AYRI EGEMEN EŞİT DEVLETİN KURACAĞI BİR ORTAKLIKTIR”

Kendisinin yıllardır savunduğu “egemen eşitlilk”in bugün resmen tarışılıyor olmasından duyduğu memnuniyete de işaret eden Ertuğruloğlu, egemen eşitliğin olası bir konfederasyonda karşılığı olup olamayacağının sorulması üzerine, konuyu gündeme getiren bir kişi olarak konfederasyon konusunda kimsenin bir fikri bulunmadığı kanısında olduğunu belirtti. “Konfederasyon, 2 ayrı egemen eşit devletin kuracağı bir ortaklıktır. Yani devletin varlığı, egemenliği ve egemen eşitliği temelidr. Bu temel sağlandıktan sonra ilerleyen yıllarda konfederasyona yönelmek istenirse, denenebilir”

“TANINMA GİRİŞİMİNDE HİÇ BULUNULMADI”

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, Türk tarafının 52 yıllık toplumlararası müzakere sürecinde tanınma girişiminde hiç bulunmadığını da söyledi.

Ertuğruloğlu, “müzakere sürecinin bir daha aynı şekilde başlamamak üzere Crans Montana’da çökmesinin ardından Türk tarafının önerisiyle başlatılan 5+1 sürecini sabote etmeye çalışıyor” algısı oluşmaması için tanınmanın gündeme getirilmemesi gerektiği görüşünde ancak konferansın diğer süreçler gibi sonsuza dek gitmeyeceğine vurgu yaptı.

“BÜTÇE PAYI YÜZDE 1.1 OLAN BİR BAKANLIĞIN LOBİCİLİK FAALİYETLERİNİ NASIL YAPMASI BEKLENİR”

Müzakerelerin farklı bir zeminde yeniden başlatılması girişiminin başarısız olması durumunda KKTC’nin tanıtılmasının ve dış temsilcilikler aracılığıyla lobicilik çalışmasının gündeme getirilip getirilmeyeceğinin sorulması üzerine, Ertuğruloğlu, pandeminin de etkisiyle ekonomide yaşanan sıkıntılar gerekçe gösterilerek, muhalefetin Dışişleri Bakanlığı’nın bünyesindeki dış temsilciliklerinin varlığını sorguladığı bir ortamda, bütçe payı yüzde 1.1 olan Bakanlığın lobicilik faaliyetlerini nasıl yapmasının beklendiğini sordu.

Bakanlığın daha etkin olabilmesi için dış temsilciliklere daha fazla eleman, daha fazla maddi imkan vermek gerektiğini belirten Ertuğruloğlu, “Kimse kara kaşımız, kara gözümüz için lobicilik yapmaz” dedi.

Ertuğruloğlu, bir önceki bakanlığı döneminde imkanlarını zorlayarak 20 kişilik münhal açıldığını ancak sınav tüzüğünün değiştirilmesi gerektiğinden ancak bir sonraki bakan döneminde 16 kişinin işe alınabildiğini ve geri kalan 4 münhalin de önümüzdeki günlerde doldurulacağını belirtti. Yıllardır bir kişi alınmadığından neredeyse memur kalmayan Enformasyon ve Tanıtma Dairelerine 4’er tane eleman almak için girişim başlattıklarını kaydeden Ertuğruloğlu, personel sayısını artırmaktan çok, bir şekilde boşalan yerleri doldurmak için bile sıkı çektiklerini söyledi. “Bir türlü Dışişleri Bakanlığı’nın ne iş yaptığı algılanamıyor. Biz doğrudan vatandaşla iletişime geçen bir bakanlık değiliz. Ne ev veriyoruz, ne de arsa dağıtıyoruz”

“MARAŞ’IN TÜRK İDARESİ ALTINDA AÇILACAK OLMASI ÖNEMLİ”

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, Maraş açılımıyla ilgili gelişmelerin sorulması üzerine, açılımın herhangi bir kişisel mülkiyeti etkileyen bir açılım olmadığını ancak devamının geleceğine işaret etti.

“Burada önemli olan, Maraş’ın Türk idaresinde açılacak olmasıdır. Rumlar, müzakerelerde hep pazarlık unsuru olarak kendilierine önerilen Maraş’I artık unutabilir. Mülkiyetine sahip çıkıp, orada yaşamak isteyenlere izin verilecek ve en iyi ihtimalle gelip Türk idaresi altında yaşayacak”

Maraş konusunun, bir mülkiyet konusu olduğundan bunun çok zor olacağını çünkü Rumlarla birlikte İngiltere ile İsviçre gibi ülkelerden şirketlerin yanısıra Osmanlı vakıflarının da malları bulunduğunu kaydeden Ertuğruloğlu, Taşınmaz Mal Komisyonu’nu aşan bu konunun nasıl formüle edileceğinin uluslarası hukukçularla mülkiyet uzmanlarının karar vereceği bir konu olduğunu söyledi.

“Bunlar bugünün konusu değil. Maraş’ta yapılacak çok iş var. DAÜ ile işbirliği içinde envanter çalışması yapıldı. Zaten oradaki malların ne olup olmadığı büyük ölçüde bellidir.. Orada mülkiyeti vermek değil tek sorun. Alt yapı hazır mı? Elektrik, su, kanalizasyon durumu tamam mı?”

Haber: Fezile A. Öksüz

(TAK)


Benzer Haberler

Nöbetçi eczaneler (30 Nisan 2024)

Voice Kıbrıs Haber

Cumhurbaşkanı Tatar: “KKTC’de sağlık alanında önemli aşamalar kaydedilmekte”

Voice Kıbrıs Haber

8 Haziran’da yapılacak Polis Halk Koşusu için kayıtlar başladı

Voice Kıbrıs Haber

LTB’den sürücülere uyarı!

Voice Kıbrıs Haber

İkamet izinsiz yaşayan 5 kişi tutuklandı

Voice Kıbrıs Haber

Kıbrıslı Türk yüzücüler Bulgaristan’da iki altın bir gümüş madalya kazandı

Voice Kıbrıs Haber