Hatice KERLO
30 Mayıs 2021 tarihinde Kıbrıs’ın güneyinde gerçekleşecek Parlamento seçimleri için Mağusa bölgesi pusulasında, Kıbrıs’taki Avrupa Parlamento Bürosu Başkanı Andreas Kettis de yer alacak. Voice Of The Island’ın sorularını yanıtlayan Kettis, “kendini rahatlatan biri değil, iyi bir milletvekili olmak istiyorum” arzusunu dile getirdi.
Andreas Kettis kimdir?
“Larnaka’da 1976 yılında doğdum ve Livadia bölgesinde göçmenler konutlarında büyüdüm. Köklerim Mağusa kazasının Lisi (Akdoğan) ve Gondea (Türkmenköy)’den geliyor. Evli ve bir çocuk babasıyım. Atina Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler okudum. Birleşik Krallık’taki Sussex Üniversitesi’nde Çağdaş Avrupa Çalışmaları alanında yüksek lisans eğitimi aldım. İngilizce ve Fransızca konuşuyorum, İsveççe ve İtalyanca da çalışma yeteneğim var diyebiliriz. Bir Avrupa yarışmasında elde ettiğim başarının ardından, Avrupa Parlamentosunda kalıcı yönetici olarak çalışıyorum. 2015’ten beri Kıbrıs’ta Avrupa Parlamentosu Ofisi Başkanıyım. Daha önce Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığında 15 yıl Diplomat olarak çalıştım. İsveç, Norveç ve İzlanda’da Kıbrıs Konsolosu ve Brüksel’de Kıbrıs’ın Avrupa Birliği Daimi Temsilciliğinde Kıdemli Diplomatik Danışman olarak görev yaptım.”
2021 Milletvekili seçimlerinde aday olmanıza sebep neydi ve neden seçmenler size oy versin?
“El Cezire’nin ifşa ettiklerinin ardından “altın pasaport” skandalı patlak verdiğinde, Avrupa Parlamentosundaki birçok meslektaşım, ülkemiz için bu çok utanç verici konunun daha fazla detayını öğrenmek için benimle temasa geçti. Ve hepsi bana Kıbrıs’ta siyasetin yürütülme şeklinin “Avrupalılaşması” ve zihniyet değişikliği ihtiyacını vurguladı. Tüm ideolojik ve politik alanlardan politikacıların sıklıkla dahil olduğu karmaşa ve yolsuzluktan uzak olan…
Siyaset Bilimcisiyim ve partilerin demokrasinin hücreleri olarak önemini biliyorum. Ne yazık ki Kıbrıs’ta bu hücrelere tehlikeli virüs bulaşmıştır. Seçmenlerin politikacılara bağımlı olmasında doruk noktasına ulaşan partizanlık, ülkemizin kamusal yaşamının tüm alanlarını kaplayan geniş çaplı karmaşa ve yolsuzluktan gerçekten kurtulmak istiyorsak bu kötülüğün, derhal ve kökten olacak bir şekilde tedavi edilmesi gerekir. Biliyormusunuz; aslında, biz vatandaşların kendimizi bir bütün olarak toplumun hizmetine sunmanın demokratik görevimiz ve yükümlülüğümüz olduğunu anladığımız bir zaman gelir. Demokrasilerde vatandaşların birçok aday arasından en iyisini seçebilmesi çok önemlidir. Şahsen, adaylığımın bu yetenekli adaylar grubuna tam anlamıyla bir katma değer getireceğine inanıyorum. Ben profesyonel bir politikacı değilim ve olmaya niyetim yok. Ama derin bir şekilde siyasallaştım ve kendi sosyal demokrat ideolojik geçmişimden kaynaklanan güçlü sosyal hassasiyetlere sahibim. Bununla birlikte, her şeyden önce, adaylığımın, siyasetin yürütülme şeklinin Avrupalılaşmasında, siyasal ahlâkta bir değişiklik ihtiyacına işaret etmesini istiyorum. Kendini rahatlatan biri değil, iyi bir milletvekili olmak istiyorum. Ve Avrupa Parlamentosunun nasıl çalıştığına dair içeriden edindiğim kapsamlı bilgi ve tecrübem, seçimimde Kıbrıs Parlamentosu’nun modernizasyonuna yardımcı olacağına kesinlikle inanıyorum.”
Cenevre’deki gayrı resmi görüşmeden sonra Kıbrıs sorununun çıkmaz noktasına geldiğini ve diğer yandan Covid-19 salgınıyla daha güçlü şekilde ortaya çıkan ekonomik sorunun yaşandığını görüyoruz. Böyle bir dönemde milletvekili adayı oluyorsunuz. Şimdi görevinizin vatandaşlarımıza karşı daha zor olacağını düşünüyor musunuz? Çünkü göründüğü üzere insanlar artık hem ekonomi hem de Kıbrıs sorununun çözümü için eylemler istiyor.
“Kıbrıs’ın tam ve eşit bir AB üye devleti olarak statüsünün sunduğu olanaklardan, önce ülkenin bölünmesinden kaynaklanan siyasi sorunu çözmeden asla en iyi şekilde yararlanabileceğine inanmıyorum. Devam eden Türk işgali tüm Kıbrıslılar için açık bir yaradır ve Cenevre’deki gayri resmi 5+1 çıkmazı, öngörülebilir olmasına rağmen, Kıbrıs sorununa hızlı ve uygulanabilir bir çözüm olasılığı konusunda ciddi endişelere yol açmaktadır. Yalnızca, AB’nin merkezinde aktif bir üye devlet olmasına izin verecek birleşik ve rasyonelleştirilmiş bir federal Kıbrıs, çocuklarına kalıcı ekonomik ve sosyal refah sunabilir. Böyle bir gelişmeden barışın sosyo-ekonomik getirisi tüm alan için önemli uzantılarla muazzam olacaktır. Ve daha geniş coğrafi komşuluğumuzun politik olarak ne kadar istikrarsız ve savunmasız olduğunu asla unutmayalım.
Elbette pandemi, ister işlerini risk altında gören işçiler olsun, ister bir ömür boyu zorluklar yaşayarak elde ettiklerinin kaybolduğunu gören küçük ve orta ölçekli işletmeler olsun, vatandaşlarımızın çok büyük bir kısmı için ek ve daha yoğun sorunlar yaratıyor. Tam da bu noktada Milletvekillerinin sosyal uyumu destekleme görevi burada ortaya çıkar. Yani vatandaşlara kredi değil, sponsorluk gibi mali destek sağlayacak yasal tedbirleri benimseyerek. Bu ülke ek özel borçlanmayı kaldıramaz. Ve bu, KUŞAK DEĞİŞTİRME Hareketimizin Anastasiadis-DISY hükümeti ile olan ideolojik yaklaşımında çok önemli bir farktır. Bizim için, Kuşak Değişimi’nde, Kıbrıs’ın yeşil ve mavi ekonomiye geçişi ve toplam dijital dönüşüme yönelik AB’nin daha geniş siyasi hedefleriyle bir arada var olmaktan başka bir yolu yoktur. AB, bu çok büyük değişiklikler için tükenmez mali kaynaklara sahiptir. Parlamento aracılığıyla bu kaynakların rasyonel olarak ve siyasi simya ve parti karışıklığı olmadan tahsis edilmesini sağlamak bizim görevimizdir. Bu krizi fırsata çevirip sözde “kayıp yeni nesil” anlatısını alt üst edebiliriz. Siyasi önceliğim, en azından benim seçimim durumunda, Kıbrıs’taki gençlerin uygunsuz maaşlarına ve çalışma koşullarına bir son vermek ve böylece ülkenin ekonomik kalkınma modelinin uyarlanmasına katkıda bulunmaktır. Üretken doğrudan yabancı yatırım yoluyla, Kıbrıs’ı üniversite araştırma ve yeniliğine dayalı bir başlangıç kuluçka merkezine (Startups) dönüştürebiliriz ve dönüştürmeliyiz. Ayrıca, Kıbrıs’ı kış aylarında kuzey Avrupa ülkelerinden emeklileri hedef alan yüksek düzeyde turizm hizmetleri sunan bir ülkeye dönüştürmesi ve böylelikle turizm sektörümüzdeki Kıbrıslı işçiler tüm yıl boyunca istikrarlı bir işe ve gelire sahip olacaklar. Florida ABD için ne ise biz de stratejik bir vizyonla Kıbrıs’ı Avrupa için ayını şekilde yapabiliriz. “
İstenilen sonucu vermeyen gayri resmi Cenevre toplantısından sonraki adımın ne olması gerektiğini düşünüyorsunuz ve topluma göndermek istediğiniz mesaj nedir?
“Ben bir realistim ve Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak tüm durumu gerçekten çok zor buluyorum. Tünelin sonunda, yakında bir ışık görme ihtimali görmüyorum. Türkiye ve Kıbrıslı Türk lider tarafından gayri resmi 5+1 Cenevre’de ifade edilen, üzerinde anlaşmaya varılan çerçevenin dışındaki tutumlar, kapsamlı bir çözüme ulaşma ümidini hiç bırakmıyor. Pek çok Kıbrıslı Türk arkadaşım var ve Türkiye’nin laik karakterini ortadan kaldırmayı, ilk aşamadaki değişimi ve Kıbrıslı Türklerin farklı kültürel kimliğinin sonundaki yabancılaşmayı amaçladığını bana vurguladıklarında umutsuzluklarını çok iyi anlıyorum! Aynı zamanda, Kıbrıs’ın iki toplumunun yeniden birleşmesi ve barış içinde bir arada yaşama mücadelesinin tek yönlü bir yol olduğuna da hiç şüphem yok. Avrupa çerçevesi içinde barışçıl ve yeniden birleşmiş bir Kıbrıs için tek umudum, her iki toplumda da “tarihsel sorumluluk” yükünü taşımayan ve geleceğin Kıbrıs’ı için gerekli vizyona sahip gençlerin yakında her iki toplumda da siyasi hayatın dizginlerini ele geçirecek olmasıdır.”
Voice of the Island/Voice Kıbrıs Haber – Mayıs/2021
