Eski Çalışma Bakanlarından Zeki Çeler sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Resmi Gazete’de yayınlanan Kamu ve Özel Radyo Televizyonlarının Kuruluş ve Yayınları yasası hakkındaki değişikliği okurken dehşete kapıldığını kaydetti.
Çeler’in paylaşımı şu şekilde:
“Günaydınlar. Az önce Resmi Gazeteyi incelerken Kamu ve Özel Radyo Televizyonlarının Kuruluş ve Yayınları yasası hakkındaki değişikliği dehşet içerisinde okudum. İnternet üzerinden herhangi bir platformda, mesela Facebook üzerinden, YouTube gibi dünyanın haber alma kalbi olan bir mecrada yayın yaparak kamu denetçisi olmak isteyen herhangi bir kişi, sunacağı haberi artık “Bakanlar Kurulumuzun” uygun gördüğü şekilde herhangi bir yorum yapmadan sunacaklarmış. Yani artık sabahları sevgili Hüseyin Ekmekçi yorum yapamaycak, eleştirisini ve uyarılarını halk ile paylaşamayacak, Serhat İncirli haberleri okurken gazete ne yazarsa onu söyleycek, düşüncesini ve yorumunu, mizahını ekleyemeycek, Rasih Reşat
Canan Onurer topluma bir basıncı olarak fikirlerini ve yorumunu aktaramaycak, Aytug Turkkan fikir beyan edemeycek, Pinar Barut, Damla Dabis Özel Çiğdem Aydın okuduğu habere kızıp laf söyleyemeycek, Ali Kismir Bu da yetmezmiş gibi yasaya uygun olarak kurulacak bir platformla yayın yapacak olan şirketin, 2 milyon TL ödenmiş sermayesinin olması gerekecekmiş. Habercilik, kamu denetçiliğidir. Habercilik, özellikle kendi imkânları ölçüsünde hiçbir maddi kaygı ve çıkar beklentisi bulunmadan yapıldığı zaman değerlidir. İşin komik tarafı bu tasarı gerekçesinde Avrupa Birliği yasaları referans yapılıyor. Hangi Avrupa Birliği yasasında bunun gibi basın, çalışma ve iş kurma özgürlüklerini resmen ortadan kaldıran düzenleme var?
“kısacası halkın denetçileri, devletin ideolojik aygıtları olacak”
Althusserin önemli bir teorisidir ideolojik aygıtlar tam da bunu anlatır.
Bu yasal düzenlemede bazı maddelerin yapılmasında aslında fayda var ama çoğunluğun içinde birkaç özel maddecik da koymuşlar ki gendi çıkarlarını korusunlar. Sandılar ki farketmeyeceyik.
Bu susturma tasarısına karşı hiçbirimiz susmamalıyız. Bizi de çok eleştirdiler, hem de bazen çok ağır ama bu onların susturulması gerektiğini asla aklımıza getirtmedi.”
