FeaturedKIBRIS

“Biz artık yürürken sakız çiğnemeyi becermek zorundayız”

Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın (KTTO) 56. Olağan Genel Kurulu bugün gerçekleştirildi.

Başbakan Tufan Erhürman, “Biz artık yürürken sakız çiğnemeyi becermek zorundayız. Bir taraftan Kıbrıs sorununda bugüne kadar olduğu gibi bir an önce adil ve kalıcı bir çözüme ulaşmak için elimizden geleni yaparken, diğer yandan da aynı iştah ve şevkle KKTC’de sosyal ve ekonomik kalkınmayı gerçekleştirebilmek için çalışmak zorundayız” dedi.

KTTO’nun 56. Olağan Genel Kurulu’nda konuşan Başbakan Erhürman, tahammüllerinin olmadığı noktaların çok net olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Bu yaşadığımız sel felaketlerinde bile aslında yapmamız gerekenleri zamanında yapmış olsaydık. Bunları yaşamayacaktık. Döviz krizleri karşısında yapmamız gerekenleri zamanında yapsaydık, bu düzeyde bunlara maruz kalmayacaktık. Onun için kaybedecek zamanımız yoktur. Birbirimizi didiklemekle geçirecek, boşa harcayacak zamanımız yoktur. Yapacak çok işimiz vardır. Herkes ne yapılması gerektiğini biliyor, madem ki biliyoruz cesaret ve el birliği ile bunların üzerine yürüyeceğiz.”

KTTO’nun 56. Olağan Genel Kurulu, KTTO Konferans Salonu’nda yer aldı.

Genel Kurul, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ardından divanın oluşturulmasıyla başladı. KKTO Başkanı Turgay Deniz’in açılış konuşması yapması ardından sırasıyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Cihat Lokmanoğlu, Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkanı Erhan Arıklı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler, Ekonomi ve Enerji Bakanı Özdil Nami, Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Cemal Özyiğit, Ana Muhalefet Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı Ersin Tatar, Maliye Bakanı Serdar Denktaş ile Başbakan Tufan Erhürman birer konuşma yaptı.

Genel Kurul’a Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Sağlık Bakanı Filiz Besim, bazı milletvekilleri ve iş insanları da katıldı.

DENİZ

KTTO Başkanı Turgay Deniz yaptığı açılış konuşmasında, geride bırakılan bir yıl içinde Kıbrıs Türk halkının çeşitli sorunlarla karşı karşıya kaldığını, bunlardan en önemlisinin geçen Ağustos ayında dövizdeki dalgalanma ve ardından yaşanan ekonomik kriz olduğunu kaydetti.

Reel ekonomiyi büyütecek, insanlara iş, yatırım yapma olanağı sağlayacak, istihdamı arttıracak tedbirleri ve bunları güçlendirecek yapısal reformların bir an önce yürürlüğe konulması gerektiğine işaret eden Deniz, iş ve yatırım yapmayı cezbedecek önlemlerin sürat ve kararlılıkla alınması gerektiğini belirtti.
KTTO’nun yaptığı çalışmalara değinen Deniz, Kuzey Kıbrıs’ta yatırım iklimini iyileştirmek için olumlu adımların atılmadığını söyledi.

 

Deniz, bir yandan yatırım oranlarının artmasını talep ederken, diğer yandan yatırım indirimi oranlarının düşürüldüğünü, iş ve yatırım ortamının iyileşmesi, ulaşım, enerji, eğitim ve sağlık alanlarındaki fiziki altyapının iyileştirilmesine yönelik adımların atılması, bu yatırımların kamu özel işbirliği modeliyle hayat bulmasının, ekonomik büyümenin hızlanmasına önemli seviyelerde katkı sağlayacağını kaydetti.

“İHTİYAÇ DUYULAN REFORMLARIN TAMAMLANMASI GEREK”

Uzun bir süredir ihtiyaç duyulan vergi, kamu reformu ve e-devlet çalışmalarının tamamlanması gerektiğine işaret eden Deniz, işletmelerin üzerindeki vergi yükünün azaltılması gerektiğini vurguladı.
Deniz, “Yeni vergilerin veya vergi oranlarının yükseltilmesinin, kamu yönetimini sürdürmek için gerekli kaynağı sağlayamayacağı aşikardır” dedi.

Özel sektörün sermaye birikimini ve verimliliğini, güçlendirici tedbirlerin alınması, işletmelerin sermaye birikimlerinin geliştirilmesi gerektiğini söyleyen Turgay Deniz, ülkede üretilen ürün ve hizmetlerin uluslararası standarda ulaştırılmasının sağlanması gerektiğini de ifade etti.
Deniz, siyasi koşullar ne olursa olsun, dış pazarlara ulaşabilme ve rekabetçi olabilmek için uluslararası standartlara erişime imkan tanıyacak yasal çerçeve ve fiziki altyapının geliştirilmesinin sağlanması gerektiğine dikkat çekti.

Kıbrıs sorununa karşılıklı kabul edilebilir bir çözüm bulunması gerektiğine de dikkat çeken Deniz, “Bulunacak çözümün Kıbrıslı Türklerin eşitliğini, güvenliğini ve haklarını güvence altına alması şarttır. Adamızın bölgesel ve küresel ticarette önemli görevler üstlenmesi çözümle daha olanaklı hale gelecektir” dedi.

LOKMANOĞLU

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Cihat Lokmanoğlu, TC ile KKTC arasında var olan güçlü bağlara işaret ederek, her alanda ve anlamda bunları daha da güçlendirmek için çalıştıklarını kaydetti.

KKTC’nin maruz kaldığı haksız ambargolara ve uygulanan izolasyonlara da değinen Lokmanoğlu, bunun KKTC’nin kendini ekonomik anlamda geliştirebilmesinin önünde ciddi bir engel teşkil ettiğine işaret etti.

Bugüne kadar Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir barışı desteklediklerini, bundan sonra da desteklemeye devam edeceklerini ifade eden Lokmanıoğlu, KKTC’nin ekonomisinin güçlendirilmesi gerektiğini, bunun için de bir takım ekonomik reformların gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguladı.

İşbirliği içinde yapılan ve yapılacak çalışmalara da değinen Lokmanoğlu, güçlü bir Kuzey Kıbrıs için daha çok yatırımın teşvik edilmesi gerektiğini söyledi.

Lokmanoğlu, Kıbrıs’ın doğu Akdeniz’de refah ve istikrar adası olmasını temenni ettiklerini de sözlerine ekledi.

ARIKLI

Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkanı Erhan Arıklı da, geçen yıl Ağustos ayında baş gösteren ekonomik krize değinerek başladığı konuşmasında, krizin etkilerinin hala devam ettiğini söyledi.

Dövizdeki dalgalanmanın hala sürdüğüne işaret eden Arıklı, Türkiye’de baş gösteren ekonomik krizin etkilerinin KKTC’de daha da fazla hissedildiğine işaret etti.

“KKTC’de bu gemi artık bu şekilde devam edemez” diyen Arıklı, KKTC’de bir an önce reform, özelleştirme ve yapısal değişime gidilmesi çalışmalarının gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguladı.

Ülkedeki sendikaların atılacak adımlar ve reformların karşısında olduğunu savunan Arıklı, TC ile imzalanacak ekonomik protokolde de çeşitli sıkıntıların bulunduğunu ileri sürdü.

Arıklı, bu şartlar altında ülkede ticaret yapılması ve yeni yatırımlar yapılabilmesinin ise mucize olduğunu söyledi.

ÇELER

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler de konuşmasında, herkesin aynı gemi içinde olduğunu ancak birbirini anlama konusunda ciddi bir önyargı içinde olunduğunu söyledi.

“Birbirimizi daha iyi anlamakla sorunlar aşılabilir” diyen Bakan Çeler, bakanlık olarak yapmaya çalıştıkları ve atmaya çalıştıkları bazı adımların yanlış anlaşıldığını kaydetti.

Atılması gereken adımların daha iyi noktaya getirilebilmesi amacıyla ekonomistlerden görüş aldıklarını, bazı konularda biraz değişiklikler yapılarak çalışmalarını daha iyi noktalara getirebilmek için uğraş verdiklerini anlatan Bakan Çeler, iş insanlarının Sosyal Sigortalar konusunda karşılaştıkları bürokratik engeller konusunda bir takım çalışmalar yaptıklarını belirtti.

Yapılan çalışmaların kısa sürede tamamlanacağına işaret eden Bakan Çeler, “Hem size, hem de işçilere katkı sağlamak için gerekli adımları atmaya devam edeceğiz” dedi.

Çeler, en kısa zamanda dengeyi kurarak, kimseyi geride tutmadan, yerel iş gücünü destekleyerek adımlar atılması için çalışmalara devam edeceklerini sözlerine ekledi.

NAMİ

Ekonomi ve Enerji Bakanı Özdil Nami de, ülkenin nasıl daha ileriye gidebileceğinin tartışılabilmesi için bu tip toplantıların önemli olduğuna değinerek, bakanlık olarak KTTO gibi, tüm ekonomik örgütlerle işbirliği içinde çalıştıklarını kaydetti.

Türkiye Cumhuriyeti kurumları ile yürütülen çalışmaları da yakından takip edip desteklediklerini vurgulayan Bakan Nami, TC-KKTC Ticaret Formu’nun kurulmasını ileriye doğru atılmış bir adım olarak gördüklerini vurguladı.

İki ülke ticaret arsında engeller olduğundan söz ediliyor olmasının bir gurur vesilesi olmadığına işaret eden Nami, hükümetleri döneminde nasıl AB ülkeleri arasında ticari entegrasyon sağlandıysa, TC ile KKTC arasında da ticaretin aynı akışkanlıkla gerçekleşmesi için aynı adımların atılacağını kaydetti.

KKTC’nin yapısal sorunları bulunduğunu, kamu reformu olmak üzere bir çok reformu hayata geçirmek zorunda olunduğunu söyleyen Nami, reform yapılan her noktada destekleyenler olduğu gibi karşı çıkanların da olacağını, hükümetin özelinde başta kamu reformu olmak üzere güçlü irade ortaya koyulduğunu ve koyulmaya devam edileceğini vurguladı.

Sorunların sadece iç reformlarla halledilemeyeceğine de dikkat çeken Bakan Nami, TC ile KKTC arasında para birliği bulunduğunu, ancak bu para birliğinin gerektirdiği kurumsal yapıların oluşturulmadığını kaydetti.

Bu kurumsal yapıların bir an önce oluşturulacağını söyleyen Bakan Nami, bunlar oluşturulmadığı sürece, ekonomik kriz ve devalüasyonlar olduğunda ortaya çıkan enflasyon ve etkilerinin KKTC’de misliyle yansımasının engellenemeyeceğini dile getirdi.

Ekonominin dışa açılımı ve uluslararası alanda etkinliğini arttırmasının önemine işaret eden Bakan Nami, AB ile yapılan Yeşil Hat Tüzüğü üzerinden ticareti geliştirme çalışmalarına ayrı bir önem verdiklerini söyledi.

Ülkede digital dönüşümün de gerçekleştirilmesi gerektiğini vurgulayan Bakan Özdil Nami, çözümün en önemli hedefleri arasında olmaya devam edeceğini, Kıbrıs müzakerelerinin başarıyla sonuçlanması için Kıbrıs Türk tarafı ve TC’nin elinden gelen her türlü çabayı gösterdiğini anımsattı.

“BİZİ HİÇ KİMSE UCU AÇIK SÜREÇLERE SÜRÜKLEYEMEZ”

Bakan Nami, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın sonuç odaklı ve takvimli bir süreç talep ettiğini, bunu desteklediklerini vurgulayan Nami, “Bizi hiç kimse ucu açık süreçlere sürükleyemez. Gelin Kıbrıs konusu denilen bu konuyu artık bitirmek için sonuç odaklı bir müzakere sürecine mutabık kalım ve bu çerçevede bitirelim. Hem Kuzey, hem Güney için en kötüsü statükonun devamıdır, doğal gazla ilgili gelişeler bir fırsata bir barış projesine dönüşmeli. Halbuki Rumların tavrı yüzünden bölgeyi tehlikeye sürükleyen bir süreç olarak devam ediyor” dedi.

ÖZYİĞİT

Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Cemal Özyiğit de konuşmasında, 45 yıldır bu ülkede ne yapıldığına iyi bakılarak, herkesin görev süresi içinde ne yaptığına bakması ve özeleştirisini yapabilmesi gerektiğini söyledi.

Uzlaşmacı bir tavırla herkesin sorumluluğunu bilmesi gerektiğine dikkat çeken Özyiğit, haksız ambargolar altında ve uluslararası hukukun dışında bırakılan ülkede yaşanan sorunlara işaret etti.

Kıbrıs sorununda adil, kalıcı barışı sağlamanın herkesin hedefi olması gerektiğini vurgulan Bakan Özyiğit, uluslararası ambargolar altında, sanki tanınan bir ülkeymişiz gibi davranıldığını söyledi.

Bugüne kadar gerçekleştirilmeyen ama yapılmayı bekleyen bir çok yapısal reform bulunduğuna işaret eden Bakan Özyiğit, bakanlık olarak ara eleman konusunda yaptıkları çalışmalara değindi.

Ara eleman yetiştirilmesi ve meslek liselerinin yeniden yapılandırılması konusunda atılan adımları anlatan Bakan Özyiğit, “eğitimi iyi kurgularsak gelecek çok aydınlık” dedi.

Özyiğt, kendi ayakları üzerinde duran bir ülke yaratmanın mümkün olduğunu söyledi.

TARAR

Bakan Özyiğt’den sonra söz alan Ana Muhalefet Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı Ersin Tatar da, yaşanan sel felaketinden duyduğu üzüntüyü dile getirerek, selden etkilenen vatandaşlara geçmiş olsun dileğinde bulundu.

Tatar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın bir süredir üzerinde çalıştığı ek destek ödeneği ile özel sektör çalışanlarının desteklenmesi konusunda eleştirilerde bulundu.

Tatar, KKTC’de son 45 yılda yapılan hiçbir şeyi küçümsemediklerine işaret ederek, kamu maliyesinin daha iyi yönetilip, sahip çıkılması gerektiğini vurguladı.

TC ile ekonomik protokolün hala imzalanmamış olması konusunda eleştirilerde bulunan Tatar, ekonomik protokollerin 1 yıllık değil de 5 yıllık olması gerektiğini, o zaman iş insanlarının önünü görebilmesinin daha kolay olacağını kaydetti.

Tatar, hükümeti Kıbrıs konusunda bir görüşü olmadığı konusunda eleştirerek, UBP’nin bu konudaki görüşünün ise her zaman net olduğunu vurguladı.

Tatar, “bu memlekette artık yüzümüz gülecekse, ekonominin büyümesi şarttır” dedi.

DENKTAŞ

Maliye Bakanı Serdar Denktaş da konuşmasında, reform sözünün son 10 yılın en popüler sözü olduğuna işaret ederek, hangi konuda bir reform yapılmaya çalışılsa, o sektörün temsilcilerinin neden kendilerinden başlandığını sorduğunu kaydetti.

“Ülkede kendi ayakları üzerinde duran bir yapı oluşturmak istiyorsak, reformdan önce beyinlerimize format atmak gerekiyor” diyen Denktaş, çok yanlış alışkanlıklar olduğunu kaydetti.

“Ayakları yere basmayan bir yapının oluşmasında hepimizin önemli katkısı var” diyen Denktaş, yeniden düzgün bir yapı nasıl oluşur ona herkesin hep birlikte bakması ve samimiyetle tartışılması gerektiğini söyledi.

Sektörel bazda, sendikalarla işverenlerin, işçi ile işverenin, biri olmadan öbürünün olmayacağını anlayacağı bir ortam yaratmak suretiyle el birliği ile geleceğin yeniden kurgulanması gerektiğini ifade eden Denktaş, “Siyasi eşitliğe dayalı, adı ne isterse olsun bir çözüme ulaşılır, ama o noktaya gidinceye kadar kendi irademize dayalı, kendi ayaklarımız üzerinde durabileceğimiz bir yapıyı oluşturmamız gerekir” dedi.

Geçen Ağustos’tan beridir ülkenin tüm ihtiyaçlarının kendilerinin karşılamaya çalıştıklarını anlatan Bakan Denktaş, ancak devlet olarak yatırıma gidilemediğini, o zaman da özel sektörün ne olacağını bilmediği için kendini sınırlandırdığını ve ekonomik yapının daraldığını söyledi.

Ekonomik yapı daraldıkça, devletin gelirlerinin de daraldığına işaret eden Bakan Denktaş, bunu aşmanın yolunun TC olduğunu, ancak TC’nin zor durumda olduğu bir noktada “oradan para koparmazsak bu işi yürütemeyiz” yaklaşımına girilemeyeceğini kaydetti.

Bakan Denktaş, “Kendi formüllerimizi oluşturmak ve mevcut gidişatı daha ileriye taşımak hepimize düşen görevdir” dedi.

ERHÜRMAN

Genel Kurul’da son konuşmayı yapan Başbakan Tufan Erhürman, ülkede yaşanan sel felaketi nedeniyle tüm halka geçmiş olsun diyerek, dün gece yaşanan şiddetli yağış nedeniyle özellikle Değirmenlik, Taşkent, Haspolat’ta, bir miktar da Ozanköy, Çatalköy bölgesinde ciddi hasar meydana geldiğini söyledi.

Haspolat ve Taşkent’de bazı evlerde ciddi sayılabilecek hasar meydana geldiğini, şu ana kadar bilgilerine gelen bir can kaybı veya yaralanmanın bulunmamasının ise sevindirici olduğunu ifade eden Başbakan Erhürman, trafiğe kapanan Mağusa-Lefkoşa anayolunda çalışmaların devam ettiğini, Değirmenlik, Dikmen ve Lefkoşa Belediye Başkanları, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı, İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanı’nın şu anda sahada bulunduğunu vurguladı.

Mağusa-Lefkoşa anayolunda Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı’nın çok ciddi kurtarma operasyonları gerçekleştirdiğine işaret eden Başbakan Erhürman, sahada olan tüm çalışanlara kolay gelsin dileklerinde bulundu.

Ekonominin hükümet için ne kadar önemli olduğunu göreve gelir gelmez ifade ettiklerini anımsatan Başbakan Tufan Erhürman, “Biz arık yürürken sakız çiğnemeyi becermek zorundayız. Bir taraftan Kıbrıs sorununda bugüne kadar olduğu gibi bir an önce adil ve kalıcı bir çözüme ulaşmak için elimizden geleni yaparken, diğer yandan da aynı iştah ve şevkle KKTC’de sosyal ve ekonomik kalkınmayı gerçekleştirebilmek için çalışmak zorundayız” dedi.

Ülkede bir çok şeyin yapılması konusunda geç kalındığını, ancak ne yapılması gerektiğinin bilinmiyor olmadığını ifade eden Başbakan Erhürman, özel sektörde çalışanların yüzde 50’sinin, turizm sektöründe çalışanların sadece yüzde 20’sinin KKTC vatandaşı olduğunu, yüzde 19-20’lere varan kayıtlı genç işsizliğin olduğunu söyledi.

“SÖYLEMEK BAŞKA, YAPMAK BAŞKA. YAPMADIĞINIZ HER AN KAYBETTİĞİNİZ ANLAR OLARAK HANENİZE YAZILIYOR”

Başbakan Erhürman şöyle devam etti:

“Dolayısıyla burada bir şey yapılması gerek, turizm sektöründe KKTC vatandaşı çalışanların arttırılmak için ara eleman yetiştirmemiz lazım, herkesin üniversiteye gitmesi söz konusu olmamalı, biz burs tüzüklerimizi değiştirmeliyiz, ihtiyaç duyduğumuz alanlara bursları yoğunlaştırmalıyız, gerekirse o alanlarda bursların miktarını da arttırmalıyız. Ama ihtiyaç duymadığımız alanlarda burs vermekten vazgeçmeliyiz. Bunu söylemek için çok ciddi ders çalışmak gerekmiyor. 15-20 senedir bunlar söyleniyor. Ama söylemek başka, yapmak başka ve yapmadığınız her an bir şeyler daha kaybettiğiniz anlar olarak hanenize yazılıyor.”

Bu yıl burs tüzüğünün yeniden ele alınarak değiştirildiğini belirten Başbakan Erhürman, ara eleman ve özel sektörün ihtiyaç duyduğu insanları yetiştirmek konusunda geç kalındığını, şimdi bir yerlerden yakalayarak yürümeye çalıştıklarını söyledi.

Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nın turizm sektörü ile çalıştığını, çeşitli sektörlerin de kendi ihtiyaç duyduğu elemanları yetiştirmek için ortak girişim konusunda kendilerine başvuruda bulunduğunu ve bu yolda birlikte yürümeye devam ettiklerini aktaran Başbakan Erhürman, bir başka geç kalınan şeyin ise, öncü sektöreler olan turizm ve yüksek öğrenimin sektörü yanına bilişim sektörünün eklenmesi olduğunu vurguladı.

KKTC’nin bilişim adası olabileceğinin yıllardır dile getirilmesine rağmen, 2009’dan bu yana Meclis’te bekleyen Teknoparklar Yasası, Araştırma Geliştirmenin Teşviki Yasası’nın 2019’da hala geçmediğini ifade eden Başbakan Erhürman, bu yasalar Meclis’ten bu güne kadar geçseydi şu anada Teknoparkların devrede olacağını söyledi.
On sene bunu herkesin söylediğini, ancak nihayet bu sene kendilerinin geçirebildiğini anımsatan Başbakan Tufan Erhürman, ancak bu tip hamleler yapıldığında hemen sonuç alınamayacağını kaydetti.

KAMU VE BELEDİYELER REFORMU… “DİYALOG İÇİNDE GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ”

Kamu reformu ve belediyeler reformunun da yıllardır beklediğine işaret eden Başbakan Erhürman, kamu reformunun Meclis’e sevk edildiğini, hiçbir değişimin sancısız olmayacağını, bunu hep birlikte, barış içinde, sendikalar, iş insanları ve tüm ilgili kesimlerle diyalog içinde başaracaklarını vurguladı.

Kamu reformunu ve belediyeler reformunu gerçekleştireceklerini, bu kadar yılın bekleyen bu sorunlarını artık geride bırakacaklarını ifade eden Başbakan Tufan Erhürman, yapmamız gereken işleri, zamanında yapmadığımızda o işlerden elde edilebilecek verimin de düştüğünü kaydetti.
Gerekli alanlarda kamu özel ortaklığının da gerçekleştirileceğine değinen Başbakan Erhürman, yılardır bekleyen sorunların aşılacağını belirtti.

Yurt dışında yaşayan vatandaşların, ülkeye dönüp yatırım yapması için gerekli teşvikin bugüne kadar verilmediğini, bu konuda da yapılması gerekenlerin zamanında yapılmadığını ifade eden Başbakan Erhürman, bu konuda gerekli girişimleri yaptıklarını aktardı.

Erhürman, “Bizim kendi insanımıza ait en ufacık bir sermayeyi ve en ufacık bir uzmanlığı göremezden gelmek gibi bir lüksümüz yoktur” dedi.

Turizm konusunda da yapılan çalışmalara değinen Başbakan Tufan Erhürman, Türkiye Cumhuriyeti’nden ülkeye çok ufak tefek girişimlerle gelecek yüz binlerce insan olduğunu belirtti.

En yakın pazar Türkiye Cumhuriyeti’nde bile hala kendi ülke ve insanımızın anlatılamadığını vurgulayan Başbakan Erhürman, TC’de yaptıkları görüşmelere işaret edip yapılacak seçimlerin hemen ardından KKTC’yi ve turizm olanaklarını anlatan yeni bir kampanyaya başlayacaklarını, bunların tüm girişimlerinin yapıldığını anlattı.
Yüksek öğretim sektöründe sadece nicelik değil, niteliğin de olması gerektiğinin yıllardır söylendiğine dikkat çeken Başbakan Erhürman, ancak yıllardır nerede kurulacağına bakılmaksızın yeni üniversite izinlerinin verilmeye devam ettiğini kaydetti.

“YÜKSEK ÖĞRETİMDEKİ TEŞVİKİ, NİTELİK ÜZERİNDEN TEŞVİK MODELİNE ÇEVİRMEK”

Bu konuda yapılan yanlışlıklara değinen Başbakan Erhürman, hep birlikte yapılması gerekenin Yüksek Öğretimdeki teşviki nitelik üzerinden teşvik modeline çevirmek olduğunu söyledi.

Erhürman şöyle konuştu:

“Bizim devlet olarak destekleyeceğimiz, üniversiteleri nitelikli hale gelmesidir. Uluslararası akreditasyon kuruluşlarının yaptığı değerlendirmelerde ön plana çıkan üniversitelerin daha fazla desteklenmesidir.”

TC ile imzalanan protokole de değinen Başbakan Tufan Erhürman, TC’de bir sistem değişikliği yaşandığını, özellikle Ağustos ayında çok ciddi bir ekonomik krizin TC ile birlikte yaşandığını anımsattı.

Teknik heyetle çalışmaların yapıldığını, son noktaya doğru hızla ilerlendiğini, seçimden sonra Nisan ayı sonu, Mayıs ayı başı çalışmaların tamamlanacağını aktaran Başbakan Erhürman, TC ilişkilerde özellikle seçimden sonra çok yoğun bir ilişki modelinin başlayacağını vurguladı.

“KAYBEDECEK, BOŞA HARCAYACAK ZAMANIMIZ YOKTUR. YAPACAK ÇOK İŞİMİZ VARDIR”

Başbakan Tufan Erhürman konuşmasını şöyle tamamladı:

“Biz bir şeye odaklanalım bakalım Kıbrıs sorunu çözülecek mi çözülmeyecek mi. Bir an önce çözülsün diye uğraşacağız. Ama diğer taraftan da artık beklemeye tahammülümüzün olmadığı noktalar çok netleşti. Bu yaşadığımız sel felaketlerinde bile aslında yapmamız gerekenleri zamanında yapmış olsaydık. Bunları yaşamayacaktık. Döviz krizleri karşısında yapmamız gerekenleri zamanında yapsaydık, bu düzeyde bunlara maruz kalmayacaktık. Onun için kaybedecek zamanımız yoktur. Birbirimizi didiklemekle geçirecek, boşa harcayacak zamanımız yoktur. Yapacak çok işimiz vardır. Herkes ne yapılması gerektiğini biliyor, madem ki biliyoruz cesaret ve el birliği ile bunların üzerine yürüyeceğiz.”

(TAK)


Benzer Haberler

Döviz piyasaları sakin seyrediyor

Voice Kıbrıs Haber

Yeşil Hat Tüzüğü’nün yürürlüğe girmesinin 20’nci yılı… Ledra Palace Otel’de etkinlik düzenlendi

TAK

“Serdal Gündüz, Ebeler ve Hemşireler Birliği’ne başvurması için yardım etti”

Voice Kıbrıs Haber

Şampiyon Melekler’in anısına “Yasak Şubat” adlı klip çekildi

TAK

Bazı bölgelerde 2 saatlik elektrik kesintisi yapılacak!

TAK

Mağusa’daki altı plaj 15 Mayıs itibarıyla hizmet vermeye başlıyor

TAK