“Belki bir mucize olur diyorum…Ve yarım saat sonra o mucize gerçekleşiyor”

Başta Cumhurbaşkanı, tüm komutanlar, bazı Bakan ve Milletvekilleri Sivil Savunma Başkanı Mersinlik’te ki kriz merkezindeyiz…

Saat 20.00 civarında Kriz Merkezine geldiğimizde kontrol altına alınmış gibi gözüken yangın, çıkan rüzgarla bir anda şiddetleniyor ve taa aşağıda Tatlısu Zambak Tatil köyü ile dağın diğer tarafında Ağıllar köyünü tehdit eden bir hale geliyor.

Komutanlar, Tarım ve Orman Bakanı ile birlikte derhal yeni talimatlar veriyor ve Zambak Tatil köyü ile Ağıllar için ek tertibatlar alınıyor.

Bu arada ben, rüzgarın durumunu öğrenmek için Meteoroloji Müdürünü arıyorum. “Bakanım” diyor. “Veriler elimde. Rüzgar devam edecek. Sadece Karpaz bölgesinde yer yer hafif yağmur var”.

Bilgiyi Kriz Komitesine verdikten sonra herkes gibi Vekilimiz Resmiye Canaltay;”Ne olur Allahım buraya yağdır” diyor iç geçirircesine.

Vekilimiz Fırtına Karanfil bana yaklaşarak “Ercandaki itfaiye araçlarının çok işe yarayacağını söylüyor. Ben derhal Ercan Havalanındaki arkadaşlara bütün imkanları zorlayarak ellerindeki itfaiye araçlarını yangın bölgesine sevk etmeleri talimatını veriyorum.

Fikri Ataoğlu ise telefonla müteahhitlerin gönderdiği su tankerlerinin hangi bölgeye gitmeleri gerektiğini Komutana sorarak araçları yönlendiriyor.

Sayın Cumhurbaşkanı yangın hakkında Komutanlardan bilgi alıyor.

Tüm bunlar olurken yağmurun Karpaz ve Mağusaya yağmakta olduğu bilgisini alıyoruz. Gayri ihtiyari hepimiz bir umutla başımızı yukarı kaldırıp gökyüzünde bulut arıyoruz. Nafile. Yıldızlar da adeta bizim gibi yangını seyrediyor sanki.

Ben, “Allahtan umut kesilmez. Belki bir mucize olur” diyorum.

Ve yarım saat sonra o mucize gerçekleşiyor. İnsan gücü ve teknoloji ile yenemediğimiz bu afeti Cenab-ı Allah bir kaç dakikada söndürüyor…

Bize de Allahın büyüklüğüne bir kez daha inanıp, şükretmek ve yağan yağmurun altında zevkle ıslanmak düşüyor…”