Bütün mesele zihniyet devrimini yapmasından geçmektedir. Rum liderin bunu yapmasının da zamanı şimdidir.
Hala Kıbrıslı Türk halkının siyasal eşitliğini somut göstergeleriyle kabul etme noktasına gelmekte zorlanıyorlar. Eğer bu şekilde zorlanmaya devam edeceklerse zaten bu müzakerelerden hiçbir sonuç çıkmaz. Rum tarafı, çok daha güven verici olmalıdır. Bütün dünyaya ve kendi toplumuna da anlatmalıdır. Kendisi de toplumunu gerçeklere hazırlamak durumundadır.
Bundan sonraki müzakerenin sağlıklı bir şekilde ilerleyebilmesi için Rum liderinin yapması gereken iki şey var:
Birincisi, Rum meclisinin enosis plesibitinin okullarda anma kararını benimsemediğini hem tüm dünyaya hem de Kıbrıs Türk halkına doğru ve net bir mesaj olarak iletmesidir.
İkincisi, benimseyemediği bu kararı bertaraf etmesi gerekir. Bu irade beyanı olmadıkça yapılacak görüşmelerde bir ilerleme sağlamamız ne yazık ki mümkün olmaz. Eğer bu adım atılırsa biz de bu yeni durumu yeniden değerlendireceğiz.
HAFİFE ALINCAK BİR YANI YOK
Rum meclis kararını önemsizleştirilme girişimler var.
ELAM küçük bir parti olmasına rağmen, büyük parçayı peşinden sürüklemiştir. Biz bu konuyu hafife almadık, hafife alma niyetinde de değiliz.
Güven arttırıcı önlemlere ihtiyacımız var, güveni erozyona uğratacak davranışlara değil.
Rum lider Anastasiadis’in partisi DİSİ’nin de bu yanlış karara destek çıkmasının kabul edilecek bir yanı yok.
Bu yanlış bir an önce düzeltilmeli.
Aksi halde bu karar, bundan sonraki müzakere sürecini anlamsız hale getirecek.
YANLIŞ ZİHNİYET ÜRÜNÜ
Rum Meclisi’nin kabul edilecek tarafı olmayan enosis hakkındaki kararı tamamen bir provokasyon ve yanlış bir zihniyetin tezahürüdür.
Bunu ELAM tezgahlamış olabilir. Ama onun peşine takılanlar da bu hatalarını düzeltmek zorundadırlar. Eğer iki toplumlu, iki bölgeli federal bir çözümü gerçekten içlerine sindirmişlerse, bunu kanıtlamak durumundadırlar.
BM GENEL SEKRETERİ GUTERRES’E MEKTUP
1950 Enosis referandumu yıldönümünün ortaokullarda anılması yönündeki Rum Temsilciler Meclisi’nin kararının iptal edilmemesi durumunda, Kıbrıs’ta iki taraf arasında güven inşa etmeye yönelik çabalara ciddi bir darbe vurulmuş olacak ve müzakere süreci bundan büyük zarar görecek.
Rum Temsilciler Meclisi’nin aldığı bu kararın iptal edilmesi için BM’nin de girişimde bulunması gerekiyor.
Rum Temsilciler Meclisi’nin aldığı bu kararın, adada güven inşa edilmesine ve çözüm için toplumların hazırlanmasına yönelik tarafların adım atmasına ilişkin gerek BM Genel Sekreteri gerekse de Güvenlik Konseyi’nin çağrıları ile uyumlu değil.
Rum Temsilciler Meclisi’nin söz konusu kararı ortaöğrenim dönemindeki öğrencileri hedef almak suretiyle gelecek kuşakların zihinlerinde bölünme tohumları atmakla kalmayıp, karşılıklı kabul edilen tüm güven artırıcı önlemleri de anlamsız kıldı.
Müzakere sürecinin çözümle sonuçlanması durumunda kurulması hedeflenen birleşik federal bir Kıbrıs’ın yaşayabilmesi için, gençliğin eğitimi ve barış kültürünün geliştirilmesi çok büyük önem taşıyor.
