FeaturedKIBRISPolitika

‘AB üyesi önde gelen bazı isimler arabuluculuk için girişim yaptı’

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, deniz yetki alanları meselesinin halledilmesinin çözümün ertesine ertelenemez bir noktada olduğunu söyledi. Özersay, doğal kaynaklar konusunda AB üyesi, önde gelen bazı isimlerin Kıbrıs’ta taraflar arasında bir nevi arabuluculuk için girişim yaptığını ifade etti.

KKTC’nin bölgedeki gelişmelere seyirci kalmaması gerektiğini dile getiren Özersay, bölgede karşılıklı bağımlılık geliştirilebilirse kimsenin çatışmayı göze alamayacağını da dile getirdi.

Meclis Genel Kurulu’nda ilk olarak Ulusal Birlik Partisi Grup Başkan Vekilliğinin AKPA Heyet Üyesinin değişikliğine ilişkin tezkeresi ele alındı, UBP Milletvekili Ersan Saner’in yerine UBP Milletvekili Özdemir Berova’nın atandığı bilgisi verildi. Tezkere oylanarak kabul edildi.

Daha sonra UBP Gazimağusa Milletvekili Hamza Ersan Saner’in Genel Kurul gündeminde bulunan Karayollarının Girne Ciklos mevkiinde yol çalışmalarına ilişkin sözlü soruya çevrilen yazılı sorusunu geri çektiğine ilişkin tezkeresi ile UBP İskele Milletvekili Nazım Çavuşoğlu’nun Genel Kurul gündeminde bulunan 2018 Mali Yılı Bütçesi’nden kullanılma aciliyeti gerekmediği nedenle maliye bakanlığı’na yapılan aktarmalara ilişkin sözlü soruya çevrilen yazılı sorusunu geri çektiğine ilişkin tezkeresi okutularak bilgiye sunuldu.

Daha sonra güncel konuşmalara geçildi.

İlk olarak CTP Lefkoşa Milletvekili Doğuş Derya’nın “Doğu Akdeniz Enerji Denklemi ve Diploması İhtiyacı” başlıklı konuşmasından sonra söz alan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Türkiye ile Libya arasında yapılan anlaşmayı daha büyük bir resmin parçası olarak görmenin doğru olduğunu ancak bölgenin bir bütün olarak görülmesi gerektiğini söyledi.

Bölgede artık “kapsamlı çözüm geldiğinde buralar düzelecek” politikası yerine “bu bölgeleri biz de regüle edeceğiz” diyen bir politika değişikliğine gittiklerini anlatan Özersay, Türkiye ile yapılan kıta sahanlığı anlaşmasının da bu bağlamda bir adım olduğunu dile getirdi.

Özersay, bir süre sonra bölgedeki diğer ülkelerle de anlaşmalar yapılacağını dile getirdi.

Türkiye Libya anlaşmasının bir diğer boyutunun Girit’le doğrudan bağlantısı olduğunu dile getiren Özersay, uluslararası hukuk kurallarına bakıldığında iki farklı görüş olduğunu, birinin ana karayı esas alan, diğerininse ana kara ile ada aynı etkiye sahiptir görüşü olduğunu dile getirdi.

Geçen yıllarda, adalarla ilgili kararlarda bir ayrıma gidildiğini anlatan Özersay eğer bir ada ülkesi ise ana kara kadar önemli sayıldığını ancak anakaradaki bir ülkeye bağlı bir ada ise çok daha az etki verildiğini dile getirdi.

Bu noktada Türkiye’nin Libya ile yaptığı anlaşmanın önemli olduğunu dile getiren Kudret Özersay, Mısır ile Yunanistan’ın deniz yetki alanı belirleme görüşmelerinin önemli olduğunu dile getirdi. Özersay, Mısır’ın kuzeyindeki deniz yetki alanlarının belirlenmesinde yakın gelecekte Türkiye ile masaya oturmasının beklendiğini anlattı.

Özersay, bölgesel iş birliğiyle ilgili Kıbrıs Rum tarafının bölgedeki devletlerle iş birliğine gitmesinin problemli olmadığını problemli olanın Kıbrıs Türkü ve Türkiye’nin bu sürecin dışında bırakılması olduğunu dile getirdi.

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Özersay, idealin kapsamlı çözümde bunun halledilmesi olduğunu ancak kapsamlı çözüme henüz ulaşılmamış noktada Kıbrıs Türkü ve Türkiye’nin de sürece dahil edilmesi gerektiğini, tanıma-tanımamaya takılmaksızın bunun yapılmasının mümkün olduğunu anlattı.

Gunboat diplomasisinin kimseye bir şey kazandırmayacağını dile getiren Özersay, eğer böyle bir yola gidilmiş olsaydı Kıbrıs Rum yönetiminin kazı yapmasının şu ana kadar engellenmiş olacağını anlattı.

Kıbrıs Türk tarafının tanınmamış olmasına rağmen verdiği lisanslar yaptığı anlaşmalarla bir işlevi olan kapsamlı çözüm bulunmadığı ya da geciktiği takdirde bölgede yine de fonksiyon sahibi bir aktör olduğunu söyleyen Özersay, bu konularda adım atan esas siyasi aktörler ve uluslararası şirketlerin de zaman zaman Kıbrıs Türk tarafıyla da gelip görüştüğünü dile getirdi.

Tanınmayan devletin sadece KKTC olmadığını, bölgedeki en önemli aktörlerinden biri olan TC’nin de Kıbrıs Rum tarafını tanımadığını hatırlatan Özersay, bunların diyolağa engel olmadığını dile getirdi.

CTP Milletvekili Doğuş Derya’nın yerinden sorduğu soru üzerine yeni bir devlet kurulması konusundaki sorunun kökenin ne olduğu ele alınmadığı sürece sıkıntının süreceğini ancak doğal gaz ya da deniz yetki alanları gibi konuların Kıbrıs sorunu çözülmeden ele alınabileceğini dile getirdi.

Deniz yetki alanları meselesinin halledilmesinin çözümün ertesine ertelenemez noktaya geldiğini dile getiren Özersay, mülkiyet konusunun örnek alınabileceğini belirtti.

Özersay, Türkiye KKTC deniz sınırlandırma anlaşmasının ve lisans verme anlaşmalarının uluslararası hukuk prensiplerine göre hazırlandığını dile getirdi.

UBP Milletvekili Özdemir Berova’nın sorusu üzerine Özersay, “Kıta sahanlığı ilan edilmeye gerek olmadan vardır. Yapılması gereken kıta sahanlığının sınırının nereye kadar olduğunu ele almaktır” dedi.

HP Milletvekili Hasan Topal da yerinden söz alarak Libya konusunda bazı tarihi bilgiler verdi.

KKTC’nin bölgedeki gelişmelere seyirci kalmaması gerektiğini dile getiren Özersay, bölgede karşılıklı bağımlılık geliştirilebilirse kimsenin çatışmayı göze alamayacağını da ifade etti.

“AB ÜYESİ ÖNDE GELEN BAZI İSİMLER ARABULUCULUK İÇİN GİRİŞİM YAPTI”

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Özersay, CTP Milletvekili Özdil Nami’nin yerinden sorusu üzerine bugün AB üyesi olan ve önde gelen bazı isimlerin bu konuda taraflar arasında bir nevi arabuluculuk yapmak için girişim yaptığını dile getirdi.

Özersay, kaynağın mali karşılığı ve çok uluslu şirketlerin de bu işin içinde olmasıyla tarafların uzlaştırılması için arabuluculuk inisiyatifi alanlar olduğunu söyledi.

Bugüne kadar da öne sürdükleri iş birliği yapılabilir görüşünün uluslararası metinlere girmeye başladığını anlatan Özersay, uluslararası aktörlerin de bunu teşvik etmeye hazır olduklarını vurguladı.

İlgili tarafların bir araya gelmelerini engelleyecek unsurların da olduğunu ancak bir araya gelmelerini sağlayacak bir platform sağlanmasının da mümkün olduğunu anlatan Özersay, bunun birçok örneği bulunduğunu, uluslararası hukukta buna ara uzlaşı dendiğini dile getirdi.

Almanya ile durum aynı olmasa da Doğu ve Batı Almanya’nın birbirlerini tanımadıkları dönemde yaptıkları ticari anlaşmanın örnek alınabileceğini dile getiren Özersay, hiçbir örnek olmasa dahi uluslararası alanda hiç olmayan kuralların da Kıbrıs için geliştirilebileceğini anlattı.

Yunanistan’ın uluslararası mahkeme konusuna uzun yıllar sanki ‘mahkemeye gitmeyi Yunanistan çok istiyor Türkiye istemiyor’ gibi bir duruş ortaya koyduğunu ancak mahkemeye gidilme noktasına gelinince ‘doğal kaynaklar konusu benim egemenlik meselemdir kimseyle konuşmam’ demeye başladığını dile getiren Özersay, bunu kırmanın yolunun bölgeye yatırım yapmış ya da yapmayı düşünen taraflarla da birlikte iş birliği içinde hareket etmek olduğunu dile getirdi.

Özersay, CTP Milletvekili Armağan Candan’ın sorusu üzerine, doğal kaynaklar üzerindeki diyaloğun bölgedeki barışa da katkı koyacağını belirtti.

(TAK)


Benzer Haberler

AÖA Yasa Tasarısı Genel Kurul’a sevk edildi

TAK

KTÖS’ten Meclis’e iki çalışma raporu

TAK

Özdenefe “Cumhurbaşkanı ve Meclis Başkanının ülke dışında bulunması hukukla ve devlet ciddiyeti ile bağdaşmıyor”

TAK

Döviz piyasalarındaki sakin seyir sürüyor

Voice Kıbrıs Haber

XVII. Evvel Zaman İçinde Lurucina Panayırı pazar günü yapılıyor

TAK

Çeler “Çocuklar arasında ciddi bir sınıf ayrımı var”

Voice Kıbrıs Haber