Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay New York’ta bm Genel Sekreteri’nin Barışı Koruma Operasyonları’ndan Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Jean Pierre Lacroix, BM Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary Di Carlo ve Birleşik Krallık BM Daimi Temsilcisi Jonathan Allen ile görüştü.
Görüşmelerinin ardından BRT’ye değerlendirmelerde bulunan Özersay “1964 yılında adaya gönderilen Barış Gücü’nün görev yönergesi ve varlık nedeni, şartlarda meydana gelen köklü değişiklikler nedeniyle artık gözden geçirmeye muhtaçtır. Yani 1960’ların koşulları artık yok” dedi.
Özersay, gerek bu nedenle gerekse dünyadaki diğer gelişmeler dikkate alındığında statükonun simgesi haline gelmiş olan Barış Gücü’nün statüsünde bir değişikliğe gidilmesinin artık kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
Bu değişikliğin ne şekilde olacağına henüz karar verilmediğine işaret eden Kudret Özersay, “Biz Kıbrıs Türk tarafı olarak bu konuda üretilecek olan kararı oturup izlemek yerine New York’ta yürütmekte olduğumuz diplomatik girişimlerle şekillendirme yoluna gidiyoruz. BM’de farklı aktörler kendi çıkarları doğrultusunda politika geliştiriyorlar, bu durum Barış Gücü’nün geleceği açısından da geçerlidir. Biz tüm bu hususları göz ardı etmeden imkan olan uluslararası platformlarda girişim yapmaya ve diplomatik bir mücadele yürütmeye devam edeceğiz” dedi.
BM yetkilileriyle olan görüşmeleri sırasında Mağusa’daki BM askeri kampının kaldırılması konusunu da gündeme getirdiklerini ve BM’den yanıt beklediklerini vurgulayan Başbakan Yardımcısı Dışişişleri Bakanı Özersay “BM Genel Sekreter Yardımcılarına, Doğu Akdeniz Üniversitesi yanında bulunan BM askeri kampının şehir merkezinden taşınması konusunda geçen Eylül ayında yaptığımız önerimizi hatırlattığımda, muhataplarımın yakın zamanda yanıt vereceklerini belirtmeleri üzerine, bu kampın taşınmasına yönelik olarak BM’ye yer göstermeye hazır olduğumuzu, yanıtları ne olursa olsun bu konunun aslında müzakereye açık bir konu olmadığını da açık bir şekilde ifade ettim. Bu konuda bir adım atılmasını istiyoruz. Bu kamp ara bölgedeki yerlerden ve faaliyetlerden farklı bir statüye sahiptir, kimse bunu göz ardı edemez” ifadelerini kullandı.
