FeaturedKIBRIS

“Yaşanan kayıplar tek kelimeyle yıkımdan başka bir şey değildir”

KTEZO Yönetim Kurulu yaptığı açıklamada, TL’de yaşanan değer kaybına dikkat çekerek “TL’de yaşanan olağan üstü değer kaybı “kriz” olarak adlandırılamaz. Yaşanan kayıplar tek kelimeyle “yıkımdan” başka bir şey değildir.” denildi.

Açıklama şu şekilde:

“TL’de yaşanan olağan üstü değer kaybı “kriz” olarak adlandırılamaz. Yaşanan kayıplar tek kelimeyle “yıkımdan” başka bir şey değildir.

TL değer kaybının sürekliliğine bağlı olarak, gelen zamlar daha önce de söylediğimiz gibi, değil dar gelirliyi, esnafı, orta ölçekte geliri olan toplum kesimlerini de bitirmiş durumdadır.

Artık şu soruları sorma noktasına çoktan gelmiş bulunuyoruz.

Soru 1: Mevcut gelirimiz akaryakıta, elektriğe, suya, sağlığa, eğitim ve ekmek gibi temel ihtiyaçlara yetiyor mu? Yetmiyor mu?

Diyelim ki yarı aç, yarı tok yetiyor, yettiriyoruz… öyle farz edelim.

Soru 2: Yaşam için, yaşamak için ayırdığımız kaynaktan sonra borçlu kısılanlar, hele de dövizle borçlanmış olanlar taksitlerini ödeyebilecek durumda mı? Toplam krediler içinde yüzde 60lara varan oranda döviz borçlusunun olduğu raporlara yansıdığı bilindiğine göre başta hükümet olmak üzere tüm parti ve örgütlerin tavsiyeleri nelerdir?

Pandemi döneminde yapıldığı gibi sakın ola yeniden “öteleme” sözcüğü üzerinden bir önermeye kimse ama kimse kalkışmasın.

Borçlar bugüne kadar sadece ötelendiği için dağ gibi yığıldı. TL’de 1 yıllık değer kaybı yüzde 80, borçlardaki artış ise yine 1 yılda yüzde 60’a dayanmıştır.

Sadece öteleme yapmanın bizi getirdiği noktaya bakın. Böylesi bir yıkımın altından tek başına kim kalkabilir.

Buna rağmen yine ötelemeden söz etmek yıkımın tüm faturasını çalışana, ustaya, esnafa, zanaatkara, üreticiye çıkartmaktır.

Nasıl bir anlayışla karşı karşıya olduğumuz gerçekten de giderek netleşiyor.

Akla gelen ve önerilen dar gelirliyi, emekçiyi yoksullaştırmak mülksüz, işsiz, aç bırakmaksa buna bir dur demek artık boynumuzun borcu olmuştur.

Kaybediyorsak birlikte kaybedeceğiz, ağlıyorsak birlikte ağlayacağız, gülüyorsak birlikte güleceğiz. Toplum olmak bu demektir.

Elbette ki geldiğimiz noktada ötelemeden başka bir şans kalmadı ama bir tek kesinleşmiş şartla birlikte; Devlet bugüne kadar yapmadığını yapacak, işlemeyen, işleyemeyen, ödeyemeyen halkımızın faiz yükünü üstüne alacak.

Ya herro ya da merro!

Savaşın ta kendisidir yaşadıklarımız.

Toplumcu politikaysa talep edilen, işte politika.

Başka da yolu yok.

Sorunlara ilişkin bugünden düşünüp ortaya politika koymayanların ne kısa, ne orta, ne de uzun vadeli hareket alanı olmayacak, olamayacak. Çünkü geç kalınması haline geriye bir şey kalmayacak.”



Benzer Haberler

Son 7 yılın en büyük Güneş patlaması gerçekleşti

TAK

Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Kalkındırma Derneği’nin genel başkanlığına Dr. Hasan Birtan getirildi

TAK

İzmir açıklarında art arda iki deprem

NTV

ABD ve Çin, yapay zeka güvenliği ve risklerini ele aldı

TAK

Sterlin ve Euro’da son rakamlar! (15 Mayıs 2024 döviz kurları)

Voice Kıbrıs Haber

Yer yer sağanak veya gökgürültülü sağanak yağmur bekleniyor

Voice Kıbrıs Haber