FeaturedKIBRIS

 “Voice Of The Island Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türklerin anlaşma köprüsüdür”

Eleni Constantinou

“Kıbrıslıların sesi – İletişim ve işbirliği ihtiyacı Voice Of The Island ile K/R ve K/T arasında bir anlayış köprüsü haline geldi” diyor Haravgi muhabirlerinde sevgili Eleni Constantinou.

Evet aslında gazeteniz Voice Of The Island kuruluşundan bugüne siz sevgili okurlarımıza adanın her noktasından haberleri ulaştırırken, amaçlarımızın başında gelen iki toplumun her gün, her an birbirlerinden haberdar olmasıydı.  Bu azimli çalışmamızın henüz 2016 yılında kurulmuş olmasına rağmen siz okuyucularımız tarafından büyük bir ilgiyle kucaklanmış olması bizi gururlandırırken, sizlere her gün daha iyisini sunabilmek için yola devam ediyoruz.

Voice Of The Island kurucusu Mete Azizoğlu ve Voice Kıbrıs Cumhuriyeti Temsilcisi Hatice Kerlo Haravgi’nin Pazar köşesine konuşarak Voice’sun kuruluş amacını, başladığı gün itibariyle gelinen noktayı, hedeflerini ve kuruluşu itibariyle üç yılını doldurmuş olan internet gazetesinin karşılaştığı olumlu ve olumsuzlukları paylaştılar.

“Voice, bu çabayı başlatan, yoldaşlarıyla birlikte, vatandaşların ve iki toplumun bilgi edinme hakkını yüksek tutmaya ve aynı zamanda barış ve çoğulculuk konusunu yayınların merkezine yerleştirmeye çalışarak bugün adanın ve halkının sesi olmayı başardı. Her birimizin, adanın her köşesinde neler olduğunu öğrenebilmeli.  Toplumlar arasında “diğerleri” terimi sona erene kadar birbirlerinin sorun ve endişelerinden haberdar olması çabasındayız.

Mete’nin yolculuğu ve zorluklar

“Sevdiğim bir şeyi meslek olarak yapmak istedim. İki toplumu birbirine yaklaştırmaya yardım etme hayali ile başladım. Toplumların birbirini tanımalarını ve iletişime geçmeleri yolunda başladık.”

Bu adımı atarken nasıl karar aldığı sorusu üzerine, Azizoğlu, iki toplumun birbirleriyle iletişim kurması için farklı yollar yaratmanın gerekli olduğuna vurgu yaptı. “Özellikle 2004’ten sonra ve 2003’ten hemen önce, geçiş noktalarının açılmasıyla insanlar ve gazeteciler arkadaşlıklar geliştirmek için yaklaşmaya başladılar. Bazı organizasyonlara katıldığım için, her iki toplumun bilgilendirilmesini kolaylaştıracak bir Medya yaratmaya ihtiyaç olduğunu gördüm.

Ayrıca Azizoğlu bu yönde daha fazla verimli olması gerektiğini hissetti.

“İlk başta fikir bir haber ajansı oluşturmaktı, böylece her iki topluma da haber yayınlanabilecekti. Ancak bu girişimin küçük boyutu nedeniyle bizimki gibi bir adada zor olacaktı. Bu yüzden 2016 yılında faaliyete başlayan internet bilgi platformuna geçtik.”

Bu çabanın her iki toplum tarafından da benimsenmesi önemlidir, ancak yine de halen uzun bir yol vardır…

“Ne yazık ki durumlardan ötürü, her iki toplum da iki farklı tarafta yaşamak zorunda kaldı ve bu da ayrı yaşamak anlamına geliyor. Kıbrıs’ın kuzeyinde, haberlerin Türkçe yayınlanmasından ve ana dil olmasından ötürü daha erken benimsendi. Ancak hedeflerimiz arasında, Yunanca dil yayınlarına daha fazla ağırlık vermek, böylece Kıbrıslı Rumların bizi daha iyi tanımasına yardımcı olmaktır. Yılların geçmesiyle, iki toplum arasındaki sağduyu kaybını gördük ve bu bizi farklı çözümler bulmaya zorluyor. Örneğin Limasol’da bir kaza ve okuyucuların yorumlarından da göründüğü gibi, diğer toplumu maalesef ilgilendirmiyor ve aynı şekilde tam tersi de yani diyelim ki Girne’deki bir olay Baf veya Larnaka halkını bu ilgilendirmediği görünüyor. Toplumların birbirlerini izlemesine ihtiyaç olmasına rağmen, bu pratikte olması gerektiği kadar değil.”

Proje boyunca karşılaştığı zorluklara değinen Azizoğlu, en büyük sorunun ada toplumlarının uzun yıllardır birlikte yaşamamış olduğuna ve dolayısıyla arada bir anlayışın maalesef bir yerde kaybolduğuna dikkat çekiyor. “Ayrıca, iki toplumlu bir haber sitesi oluşturulmasının daha önce görülmemiş olması nedeniyle, terminolojinin kullanılmasının, hiçbir toplumu rahatsız etmemesi gerektiği endişesi vardı. Örnek verilecek olursa sonuçta insanların günlük sıkıntıları aynıdır, ekonomik sıkıntı gibi. Herkes geçimini sağlamak için çalışması gerekiyor. Ancak bu günlük yaşam bizi genellikle içine çeker ve bize adamızdaki durumun ve yeniden birleşme amacını bir kenara bıraktırır.”

Yunanca ve Türkçe olmak üzere iki dilin kullanımıyla ilgili olarak Mete Azizoğlu, dilin önemli olduğuna vurgu yapıyor, “Dilin ne kadar önemli olduğu görünen bir durumdur. Her iki dilde yayın yaparak her iki topluluğu da yöneldiğiniz için hem Türkçe hem de Yunanca kullanımı bizim için tek yönlü bir yol oldu. Bunu bir acil durum olarak düşünün, birbirinizle iletişim kurmalısınız ve yapamazsınız. Aynı yerde iki kişi iletişim kuramıyor ve üçüncü bir yabancı dilde konuşmaya çalışıyor.

Yıllar sonra, çok uzun yıllar sonra değil aslında, Voice sadece Kıbrıs’taki Kıbrıslıların değil aynı zamanda yurtdışında da olan Kıbrıslıların sesi olacağına inanıyorum.”

“Yıllar sonra, çok uzun yıllar sonra değil aslında, Voice sadece Kıbrıs’taki Kıbrıslıların değil aynı zamanda yurtdışında da olan Kıbrıslıların sesi olacağına inanıyorum. Tabii ki ilk hedef, yurttaşlarımızın bilincinde olmaktır. “

– Voice Of The Island’a, adanın sesine katkı koyma yolunda birçok çaba gösteren Kıbrıs Cumhuriyeti Temsilcisi Hatice Kerlo, Kıbrıs’ın güneyinde ikamet etmesinden ve yaşanmışlıklarından ötürü Kıbrıslı Türkün, Kıbrıslı Rum tarafından ve Kıbrıslı Rum’un da Kıbrıslı Türk tarafından duyulma ihtiyacı olduğuna vurgu yapıyor. Kerlo, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nde yaşayan bir Kıbrıslı Türk olarak her iki tarafı da anlayabiliyorum. Her iki toplumu objektif olarak bilgilendiren bir medya olan Voice’un işleyişine katkıda bulunmak benim için mutluluk verici bir durum.”

Karşılaşılan zorluklar arasında terminoloji sorunu da var…

“Kullandığımız terminolojinin bir Kıbrıslı Türk’e veya Kıbrıslı Rum’a zarar vermeyeceğini şeklini bulmak zorundaydık. Sonuçta, bizim için bu adada Yunanca veya Türkçe konuşan Kıbrıslılar yaşıyor. Her iki toplum tarafından olumlu bir şekilde benimsendiği kanısındayım. ”

Yıllar boyunca öncelikle ülke genelindeki insanlara odaklanan röportajlardan herhangi biri için öne çıkıp çıkmadığı sorulduğunda, Kerlo şunları söylüyor: “Her hikâyenin kendine özgü bir duygusu vardır ve benzersizdir. Güçlü bir deneyim Kaplıca’dan (Davlos’tan) Mirianthi ile yaptığım röportajımdı ve bana iki kez istemeden göçmenliği yaşadığını söyledi. Gerçekleri halı altına saklayamayız. Bunların her ikisinin de birbirlerinin nasıl hissettiğini anlamaları için gün ışığına çıkmaları gerekiyor. ”

Bizler Voice Of The Island ailesi olarak siz değerli okuyucularımıza adamızın her köşesinden haber iletmeye devam edeceğiz. Önce geldiğimiz aşamada bizleri destekleyen siz değerli okuyucularımıza, bu güzel röportajı için sevgili Eleni Constantinou’ya ve ekibimizde bulunan tüm ekip arkadaşlarımıza siz okuyucularımıza kaliteli haberler sunmak için çalışmalarından ötürü teşekkürü bir borç biliriz.

Kaynak: Haravgi Gazetesi Pazar köşesi

Çeviri: Voice Türkçe Haberler



Benzer Haberler

Borsa günü düşüşle tamamladı

AA

Sahtekarlıkla annesinin banka hesabını soydu!

Voice Kıbrıs Haber

Altın Pasaportları Bağımsız Yolsuzluklarla Mücadele Otoritesi’nden soruşturma

TAK

Kıbrıslı Türklere ait gayrı menkuller için “zorunlu istimlak” kararı

TAK

Küçükbaş hayvan üreticileri ile peynir üreticileri arasında süt kavgası

TAK

Bitcoin ve altında enflasyon yükselişi

NTV