Kuzey ekonomisinin Güney’e kaymasının birçok nedeni olduğunu söyleyen Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Genel Koordinatörü Hürrem Tulga, en başta alışveriş merkezlerinin derli toplu olması daha sonra insanların farklı bir ülkeye geçmiş hissini hissetmesi ve en önemlisinin de fiyatlardaki ucuzluk olduğunu dile getirdi.
“Ekonominin Güney’e kayması sürekli büyüyor”
Kuzey ekonomisinin Güney’e kaymasının sürekli tartışılan bir konu olduğunu vurgulayan Tulga, buna rağmen aradaki farkın ve Güney’e kaymanın gittikçe yükseldiğine işaret etti. Tulga, “Ekonominin kaymasının engellenememesi bize bir yerde çözülemeyen bir şey olduğunu gösteriyor. İnsanlarımızın Güney’i neden daha çok tercih ettiği aslında açıktır. Mesele sadece fiyat meselesi değildir, sadece fiyat meselesi olarak bakılırsa yanlış yapılmış olur” dedi.
“Farklı şehir hissi, ürünlerde markalaşma ve fiyat farkı en büyük etken”
Tulga şöyle devam etti: “Bunlar birçok araştırmada ankette ortaya çıktı. Bunlardan bir tanesi farklı bir ülkeye gitmiş hissi uyandırıyor. Ne var Güney’de? Daha çok mekan ve farklılık var. Daha düzenli bir mekan anlayışı var. Gerek ürünler gerek yiyeceklerdeki markalaşma ve standarttır. Üçüncüsü ise aradaki fiyat farkıdır. Özellikle birtakım temel tüketim gıdalarındaki maddelerdeki fiyat farkıdır.”
Kuzey-Güney arasında et fiyatında uçurum var
Güney-Kuzey arasında en çok fark olan gıda maddesinin et olduğunun altını çizen Tulga, “Kuzey-Güney arasındaki fiyat farkı herkesin malumudur. Bunu herkes biliyor. Markalaşma ve standartlaşma da oldukça önemli bir etken” şeklinde konuştu.
“Kaldırımdan trafiğe, çöplerden, düzene karşılaştırma yapılabilir”
Kuzey-Güney karşılaştırmasının her alanda yapılabileceğinden de bahseden Tulga, “Şehirlere bakalım, kaldırımlara bakalım, trafiğe bakalım, çöplere bakalım. Ülkelerin düzenleri ve talepleri için bunlar oldukça önemlidir” ifadelerini kullandı.
“KKTC’deki marka şehirler artık yitirildi”
Kuzey Kıbrıs’ta marka şehirlerin artık yitirildiğine de değinen Tulga, en başta Girne gibi ekonomi ve turizmin kalbi olan bir şehrin talan edildiğini savundu. Tulga, “Şehirlere duyulan güven noktasında da geriye gider durumdayız. Yetkililer şehirlerin geriye gidişi ve yozlaşması hakkında sürekli açıklamalar yapıyor ancak, fiiliyatta hiçbir şey yok. Önlem ve güven sadece analizlerle olmaz ki. Hala doğru dürüst bir mekanizma kuramadık. Bozuk bir sistemde ilerliyoruz” dedi.
“Çarşılarımız çekiciliğini kaybetti”
Yine şehirlerdeki çarşıların çekiciliğinin de olmadığının altını çizen Tulga, “Suralariçi gibi bir çarşımız var. Dünyada bu şekilde var olan mekanlar sayılıdır. Bizim Surlariçi bütün tarihlerin ve medeniyetlerin izini bıraktığı bir bölge. Biz bugün ne yapıyoruz, hala Surlariçi’nin temizliği meselesini tartışıyoruz. Mağusa aynı şekilde, Girne’yi yitirdik zaten. Doğal olarak insanımız da fırsatını bulduğu anda soluğu Güney’de alıyorlar” ifadelerini kullandı.
“Düzeltmek için ciddiyet lazım”
Kuzey Kıbrıs ekonomisinin Güney’e kaymaması için en başta ciddiyetin gerektiğine dikkat çeken Tulga, baştan sona köklü yapılaşmanın gerekliliğine işaret etti. Tulga, “Kaldırım lazım, temizlik lazım, markalaşma lazım, çarşıların cazip hale getirilmesi lazım. Birçok şey lazım. En önemlisi de ciddiyet lazım” şeklinde konuştu.
“Trilyonların harcandığı büyük AVM’ler batıyor”
Ekonomik gelişimin büyük alışveriş merkezleri açmakla sağlanamayacağına da değinen Tulga, trilyonların harcandığı yatırımların bugün halkla birlikte batmaya doğru gittiğini savundu.
“Girne’yi yitirdik”
Bugün Girne’de ne sahillerin ne de düzgün mekanların kaldığını söyleyen Tulga, şehrin kaybedildiğini ifade etti. Girne gibi hem ekonomi hem de tarihi güzellikleri olan bir şehrin gün geçtikçe geriye gittiğini dile getirdi.
