Mağusa İnisiyatifi sözcülerinden Dr.Okan Dağlı; yeni hükümetten, geçmişte kısıtlanan temel insan hak ve özgürlüklerin yeniden verilmesi yanında geçiş noktalarının artırılarak, kolaylaştırılmasını talep etti ve tam 40 yıl sonra çözüme bir adım daha yaklaşılacağına vurgu yaptı.
Voice Of The Island-2018
Dağlı, geçmiş hükümetin insan haklarına yönelik kısıtlamalar ve ayinler konusundaki uygulamalarından toplumun büyük rahatsızlık duyduğuna dikkat çekerek, yeni hükümetten, hükümet programında yer almasa da tüm insan hak ve özgürlüklerini kısıtlamaya yönelik geçmişte yapılan uygulamaların kaldırılmasını talep ettiklerini açıkladı.
“Dağlı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Yıllardır adada kalıcı bir çözüm konuşuldu.
Liderler hep yaşayabilir, kapsamlı bir çözüme vurgu yaptı.
Bitmek bilmeyen müzakere süreçlerinde gel-gitler yaşandı ve nihayet Crans Montana’da sürece bir virgül konularak geri dönüldü.
O günden sonra karşılıklı hayal kırıklıklarını, masaya konan tezlerin geri çekilmesini, seçim kaygılarını, ve küskünleri oynayan liderleri gördük.
Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis’in üzerindeki seçim baskısı, karakter ve tavır değişikliklerine neden olmuş olabilir.
Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı’da ise, çözüm karşıtı hükümetin varlığı ve Türkiye’nin değişken tavrı ile beraber, süreçten yaşadığı hayal kırıklığı olumsuz etki yaratmış olabilir.
Geldiğimiz noktada bu baskılar büyük oranda iki lider üzerinden kalktı. Seçimler bitti, ve her iki tarafta da iki liderin arzu ettiği hükümetler kuruldu ve kuruluyor.
Top tekrardan iki liderin kucağında.
Kritik konu: Güvenlik ve Garantiler
Kıbrıs sorunun çözülmesi için sadece adalı liderlerin değil Garantör ülkeler olan Türkiye ve Yunanistan’ın da süreçte olumlu rolüne ihtiyaç duyuluyor. Kendi aralarında özel bir diyalog başlatan iki ülke özellikle Kıbrıs sorununda 6 ana başlıktan biri ve en önemlisi olan Güvenlik ve Garantiler konusunu kendi aralarında çözebilecek durumdalar. BM Genel Sekreteri Guterres’in Crans Montana’da masaya koyduğu ve Guterres çerçevesi olarak kabul gören yol haritasında bu konuda ortak noktanın altı çizilmiştir.
“Çözümle birlikte tek yanlı müdahale hakkının ve Garanti Antlaşması’nın sonlandırılacağı ve bunların yerine, tüm Kıbrıslıların kendilerini güvende hissedecekleri yeni bir emniyet sistemi konulacaktır.
Asker sayısında ilk günden itibaren bir azalmaya gidilecek ve daha sonra da üzerinde anlaşılmış bir takvim çerçevesinde, İttifak Antlaşmaları’nda yer alan sayıya ulaşana dek aşamalı bir azalma olacaktır.”
Tarafları ne sıfır asker, ne de Garantilerin bir süre daha devamı konusunda ısrarlı olamayacakları ortak bir anlayışta buluşturmak isteyen Guterres’in açılımının kabulü, yeni sürece başlamak açısından çok önemlidir.
Tam 40 yıl sonra çözüme bir adım daha yaklaşabiliriz
İki lider istek ve irade gösterirlerse bu yıl içinde bir adım atmak mümkün. Bu atılacak adım belki de 1977-79 anlaşmalarından sonra çözüme yönelik en önemli adım olacaktır.
Her iki tarafta da seçimlerde oluşan hava olumludur. Çözüm karşıtı partilerin ve liderlerin iktidarlardan uzak tutulmasına yönelik bir sonuç ortaya çıkmıştır. Bu da, hala daha Kıbrıs’ta federal çözüme yönelik halk desteğinin olduğuna işaret ediyor.
Şubat ve Mart ayları bu açıdan çok kritik
Crans Montana ile birlikte BM Genel Sekreteri A. Guterres’in diğer 5 başlıkta gidilecek yolun kilometre taşlarını oluşturduğunu biliyoruz.
Guterres Çerçevesi de denilen ve sorunun nasıl çözüleceğini net olarak tarif eden bu çerçeve iki liderin de önünde duruyor. Genel Sekreter Guterres, bu çerçevenin kabulüyle beraber stratejik bir anlaşma ile sonuçlanabilecek bir adım için liderlerin istekli olduğunu göstermeleri beklemektedir. Genel Sekreter Guterres şu anda temsilcileriyle adadaki gelişmeleri izliyor.
Federal Çözüm hedefiyle seçilen iki liderin, çözüme yönelik adım atmaları için son büyük testin arifesindeyiz. Onlarla bu adımı ya şimdi atacağız ya da bu tarihi fırsatı onların hayal kırıklıklarına ve iradesizliklerine kurban edeceğiz.”
Voice Of The Island-2018
