Sağlık

Takıntılar hayatınızı etkiliyorsa dikkat!

gülbahar-dayan
Psk. Gülbahar Dayan

OBSESİF  KOMPULSİF BOZUKLUK ( Takıntı- Zorlantı Bozukluğu )

Obsesif Kompulsif bozukluk, bir anksiyete kişilik bozukluğudur. Kişinin istemediği tekrarlanan düşünceler, hisler, fikirler ve takıntıların bir araya gelerek oluşturduğu anksiyete türü bir rahatsızlıktır. Kişilerde  tekrarlanan düşünce ve davranış yaratan bir kısır döngüdür. Bireyi tedirgin eden, benliğine yabancı biliçli çaba ile kovulamayan, inatçı bir biçimde yineleyen düşünce, imge ya da dürtülerdir. Bu durumlar kişinin mantığına, görüşlerine, ahlak anlayışına, inançlarına ters düşer ve kabul edilemez. Başka değişle saplantılar benliğine yabancıdır ve zorlantılar bazen dışarıdan gözlenebilen davranış bazen de zihinsel bir davranış şeklinde oluşabilir. Şu örnekleri vermek doğru olabilir; temiz olduğunu bildiği halde herhangi eşyaya  dokunduğunda elinin kirlendiğini düşünerek(saplantı) bir çok kez elini yıkamak zorunda hissetmesi gibi obsesyonlar ise takıntılar ve zorlantılardan oluşurturur. Kompulsiyonlar ise zorlantılı davranışlardan meydana gelir. Bu zorlantılar kişilerde önemli işlev bozukluğuna yol açan ciddi bir ruhsal hastalıktır. Bu takıntılar sürekli ve tekrarlanan yineleyici davranışlardır ve takıntılı düşünce, dürtü ya da hayali görüntüler imgeler şeklinde olabilir. Bu hastalığı yaşayan kişilerin çoğunluğunda bu düşüncelerin ve takıntılarının saçma olduğunun farkındadır ve hastalığı yaşayan kişiler bu saçma ve yineleyici düşüncelere engel olamazlar ve rahatlamak için takıntılı düşüncelerin kişide yol açtığı duyguları hafifletmek için belli davranışlara yönelirler. Örneğin obsesif- kompulsif hastalığı yaşayan kişiler bir yerde bulunurken kirlenme hissine kapılan kişi  temizlik obsesyonu olan kişinin duşa girip çıkması 2 saat sürebilir. Obsesyonda törenselik vardır.

Bulaşma obsesyonu ve temizlik kompulsiyonunda kişinin bedeninin ve giysilerinin kir, mikrop, toz gibi etkenler kimyasal maddeler, deterjanlar, zehirlerin bulaşacağına ilişkin takıntıların oluşması ve sıkıntıların gidermesi için kişinin yaptığı davranışlardır.

Kuşku obsesyonları ise en sık görülen ve kişinin gaz ocağı, kapının kilitli olup olamasını ütü vs eşyaların sürekli kontrol halindedir. Elektirikli aletlerin fişlerinin prizde takılı kalmiş olabileceğinden kuşku duyar. Kuşku obsesyonundan emin olmak için tekrar tekrar kontrol eder. Bu süreçte kişi  rahatlar tekrar rahatlamak için obsesyona devam eder. Elinden olmadan başkalarına zarar verebileceğinden korkar hastalar ağzından kötü birşey çıkacağı kaygısıyla obsesyonlar yaşar. Dini içerikli obsesyonlarda ise toplumda sık görülen bir obsesyon türüdür. Kendi inançlarına ve görüşlerine ters düşen karşıt bir biçimde yoğun kaygı ve strese bağlı olarak takıntılı düşüncelerdir. Cinsel içerikli obsesyonlarda ise toplum yapısı ve ahlak yapısına yerine yakıştıramayacağı bir biçimde, cinsel içerekli obsesyonlardır. Hastalığı olan kişilerde ahlak yapısı karşısındaki kişinin dürüst ve sadık olmasına son derece önem verirler. Simetri düzen obsesyon ve kompulsiyonlarında ise tüm yaşantısında eşyaların düzeni simetri gereksinimi ve düzenlik hakimdir.

Obsesif kompülsif Bozukluğun Belirtileri

 . Başkasına zarar vermekten korkma

 . Hata yapmaktan korkma

 . Pislik veya mikrop bulaşmasından korkma

 . Düzen, simetri, kusursuzluk ihtiyacı

 . Aşırı kuşku ve sürekli güvence ihtiyacı

 . Kompülsiyon belirtileri:

 . Tekrar tekrar yıkanma, duş alma veya ellerini yıkama

 . El sıkışmayı veya kapı tokmağına dokunmayı reddetme

 . Bellirli bir sıraya göre yemek yeme

 . Değeri olmayan şeyleri toplama veya biriktirme

Obsesif Kompülsif  Bozukluğuna Sebep Olan Durumlar

Biyolojik Etkenler:

Bazı araştırmalar obsesif-kompulsif bozukluğunun genetik olduğu görüşü yer alır. Serotonin dengesizliğinin ebeveynden çocuğa geçtiğine dair kanıtlar da vardır. Beynin belli bölgelerinde serotonin düzensizliğinden dolayı bu tür hastalığının klinik  tablosunu ortaya çıkarır.

Çevresel Etkenler:

Stres veren yaşam olayı çevresel stres faktörleri obsesif-kompulsif hastalığını tetikleyebilir. Örneğin taciz, yaşamsal değişiklikler, sevilen birinin ölümü kaybı ve ilişkiyle ilgili kaygılar, evlilik ani değişimler gibi etkenlerde çevresel faktörler arasında yer alır.

Çocukluk Çağı Travmaları:

Çocukluk çağı travmalarında cinsel istismar öyküsü ya da taciz yaşayan çocuklarda stres yaşantısına bağlı olarak obsesif-kompulsif bozukluğunun ortaya çıkmasına sebep olur.

Sıklık ve Yaygınlık

Bazı hastalar belirtileri hafif bulunduğundan bir uzman görüşüne başvurmazlar. Bir kısım hasta ise hastalıklarını gizlerler kimseye belli etmeden yaşamlarını sürdürürler. Fakat bu durum kendi  yaşantılarından açıkça bellidir. Bir kısım hastalar ise toplumdan çekinerek ya hastalığını gizlerler ya da hastalığı benimsemiş durumda olurlar. Obsesif-kompulsif hastalığın sıklığını ve yaygınlığını saptamak son derece güçtür. A.B.D ve Kanada’da yürütülen epidemiyolojik araştırmaların sonuçları nadir olmadığını gösterdi. Bu araştırmalara göre obsesif-kompulsif bozukluğunun yaşam boyu yaygınlık oranı (life time prevelence rate) % 2,5-3 olarak bulunmuş ve bu ülkelerde, majör depresyon, fobiler, alkol/ilaç kötü kullanımdan sonra dördüncü sıklıkta görülen ruhsal bozukluk olduğu bildirilmiştir. A.B.D yapılan araştırmalarda erkek ve kadın arasında görülme sıklığı bakımından büyük bir ayrım olmadığı saptanmıştır. Ancak kadınlarda yıkama daha sık görülürken, erkeklerde cinsellikle ilgili saplantılı düşünceler ve saplantılı duraksama daha yaygındır. Obsesif-kompulsif bozukluğunun başlama yaşı genellikle genç yaşta başlar. Büyük çoğunlukla 18-25 yaşları arasındadır. Küçük yaşlarda bile görülebilen bir hastalıktır. Hastalarda genellikle aşırı düzen, titiz ve aşırı kontrollü görünümleri dikkat çeker. Genellikle sözcükleri seçerek konuşurlar ve ilişkilerinde sıkıcı, saygılı ve kuralcıdırlar. Obsesyon ve kompulsiyonlar toplumdan topluma, kültürden kültüre değişiklik gösterir.

Obsesif Kompulsif Hastalığının Tedavi Süreçleri;

Hastalığının uzun yıllarca kişide yaşam etkinliğini ciddi olarak kısıtlabilen, aile, meslek ve sosyal yaşamda önemli işlev kayıplarına yol açan yaşam kalitesini düşüren bir hastalıktır.

İlaç Tedavisi;

Serotonin beyin sistemi üzerinde etkili olan ilaçlar hastalığın tedavinde oldukça yararlı olmaktadır. Tedavinin başında hastalarda uyku bozukluğu, bulantı, huzursuzluk gibi yan etkilerde görülebilir. İlacın iyi gelebilmesi için hastanın sabırlı bir şekilde sürece ayak uydurmalı  ve ilacın faydalı olabilmesi için semptomların azalması haftalar alabilir. Psikoterapi yöntemiyle hasta korkulan bir objeye ya da kirlenme gibi takıntıya aşamalı olarak maruz bırakılarak kaygılarıyla mücadele etmesi sağlanalabilir. Aile ve arkadaş çevresinin hastalık süreci içinde olan kişiye tedavi süreci içinde yardımcı  ve destek olmalıdırlar. Hastaların ilaç ve bilişsel davranış terapisi ya da (EKT) veya beyin cerahisi kullanılabilir. Erken tehşis etme şansıyla hastalar normal yaşamlarına devam ederler. Psikoterepi ilaç yöntemiyle bir uzman danışmanlığında yardım alabilirler. Önemli olan nokta hastanın ilaçları bıraktıktan sonra iyileşme bile olduğunda ilaçları bırakmamasıdır. Çünkü ilaçları bırakmak OKB semptomlarını tekrarlatabilir. 

Sevgilerle

Psk. Gülbahar Dayan


Benzer Haberler

Kişiye özel ilk cilt kanseri aşısı test ediliyor

AA

Uzmanından “endokrin bozucu kimyasallar” uyarısı

AA

Nöbetçi eczaneler (27 Nisan 2024)

Voice Kıbrıs Haber

Nöbetçi eczaneler (26 Nisan 2024)

Voice Kıbrıs Haber

Toz taşınımında mümkün olduğunca dışarı çıkılmaması uyarısı

Voice Kıbrıs Haber

Nöbetçi eczaneler (25 Nisan 2024)

Voice Kıbrıs Haber