Sağlık

Sessiz tehdit tansiyon hastalığı

Hipertansiyon, ülkemizde her üç kişiden birinde görülen önemli bir sağlık sorunudur. Önemi; hedef organlar olan kalp, damarlar, beyin, böbrek ve gözlerin etkilenmesi sonucunda inme, kalp krizi, periferik damar hastalıkları, kronik böbrek hastalığı ve görme kayıpları gibi pek çok organ hasarına yol açabilmesinden kaynaklanır. Okan Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Irmak Sayın Alan; ‘’Riski arttıran düzey her bireyde farklı olabilirse de, genel toplum ele alındığında; Sistolik Kan Basıncının 140 mmHg / Diyastolik Kan Basıncının 90 mmHg  ve üzerinde olması, ayrıca kişinin anti-hipertansif ilaç kullanıyor olması hipertansiyon olarak  tanımlanmaktadır. ‘’dedi.

Hipertansiyonun nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte; pek çok risk faktörü tanımlanmıştır. Bunlar; ileri yaş, yüksek tuzlu diyet, obezite, aile öyküsü, aşırı alkol tüketimi, fiziksel inaktivite, diyabet, kolesterol yüksekliği ve bazı ilaçlardır. En sık rastlanan ikincil hipertansiyon nedenleri; böbrek hastalıkları, böbreküstü bezinden fazla hormon salgılanması, böbrek dokusu ve atardamarlarını tutan hastalıklar, tiroid ve paratiroid bezi hastalıkları, aortun kalpten çıktığı bölgedeki darlık ve ilaçlardır. Bu problemlerin çoğu girişimsel yöntemlerle veya ilaç tedavisi ile çözümlenebilir.

Hipertansiyon belirtileri nelerdir?

Kan basıncı 180/110 mmHg gibi çok yüksek değerlerde olmadığı sürece normalde herhangi bir belirti vermez. Ancak kan basıncının çok yükselmesi halinde görülen belirtiler arasında baş dönmesi, baş ağrısı, göğüs ağrısı, kulak çınlaması, nefes darlığı, çift veya bulanık görme, burun kanamaları ve düzensiz kalp atışları sayılabilir.

Kimler hipertansiyon açısından taranmalıdır?

18 yaş ve üzerindeki tüm bireyler hipertansiyon açısından değerlendirilmelidir. İzlem en azından şu sıklıklarda yapılmalıdır;

  • 40 yaş ve üzeri bireylerde yıllık
  • 18-39 yaş arasındaki bireyler ise obezite gibi hipertansiyon için risk oluşturan bir durum söz konusu ise, ya da daha önce kan basınçları 130-139/85-89 mmHg gibi sınır değerlerde ölçüldü ise yıllık
  • 18-39 yaş arasındaki bireyler eğer risk faktörleri yok ise ve son yapılan kan basıncı ölçümü <130/80 mmHg ise üç yılda bir hipertansiyon açısından taranmalıdır

Hipertansiyon tanısı koymak için kan basıncı kaç kez ölçülmeli?

Hedef organ hasarı kanıtları olmadıkça tek bir ölçüm ile hipertansiyon tanısı konulmamalıdır. Kan basıncı yüksek ölçülen bireylerde bir ay içinde tekrarlayan en az 3 ölçüm ile tanı mutlaka doğrulanmalıdır. İlk hasta vizitinde, damar hastalığına bağlı kan basıncı değişikliklerini dışlamak için her iki koldan da ölçüm yapılmalıdır.

Hipertansiyon tanısı koymak için kan basıncı hangi yöntem kullanılarak ölçülmeli?

1. Klinikte ölçüm: Kan basıncının hekim tarafından sistemik fizik muayene yapılırken ofis ortamında ölçülmesidir.

2. Evde kan basıncı izlemi: Hastanın kan basıncının kendisi tarafından evde ölçülmesi olarak tanımlanır. 3.Ayaktan kan basıncı izlemi: 15-30 dakikada bir ölçümle kan basıncının günlük değişimini bildirir.

Hipertansiyon tanısında dikkat edilecek diğer noktalar nelerdir?

Kan bacıncı ölçümü dışında hastanın öyküsü ayrıntılı şekilde sorgulanmalıdır. Vücut yağ dağılımı, göz dibi muayenesi, boyunda tiroid ve karotislerin değerlendirilmesi, kalp, akciğer ve karın muayenesi, ödem ve nabız muayenesi ve ayrıca kişinin nörolojik durumunun değerlendirilmesi muayenenin diğer önemli bileşenleridir. Ayrıca böbrek fonksiyon testleri ve kan elektrolitleri (sodyum, potasyum, kalsiyum), açlık kan şekeri, idrar analizi, lipid profili (Total koleterol, HDL, LDL, trigliserid) ve EKG mutlaka değerlendirilmelidir.

Hipertansif hastanın eğitimi :

Hipertansiyon ömür boyu sürecek olan bir rahatsızlıktır. Hayat boyu kan basıncı kontrolünün sağlanması için yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaçlar ile tedavi gerekmektedir.

Hipertansiyonda ilaç dışı tedaviler:

Diyet değişikliği:

1.Diyette tuz ve yağ tüketiminin azaltılması

2.Diyetle yeterli potasyum, kalsiyum ve magnezyum alımı

3.Balık yağı ve balık tüketimi

3.Alkol tüketiminin sınırlandırılması

4.Sigara kullanımından kaçınılması

*Ayrıca Koenzim Q10, sarımsak, C vitamini, bitter çikolata ve limon tüketiminin kan basıncını düşürdüğüne dair veriler olmakla birlikte elimizde sadece diyetsel yaklaşımların anti-hipertansif ilaçların yerini alabileceğine dair bir kanıt yoktur.

Kilo kaybı ve egzersiz

1.Obezitenin önlenmesi ve tedavisi

2.Yeterli fiziksel aktivitenin sağlanması. Örneğin; haftada 5 gün, 30 dakika tempolu yürüyüş, daha yoğun fiziksel aktiviteler haftada 3-4 gün 20-30 dakikalık sürelerle yapılabilir.

Yrd. Doç. Dr. Irmak Sayın Alan açıklamasına devam ederek; ‘’Hipertansiyon tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de bir halk sağlığı sorunudur. Tanı için öncelikle kan basıncı doğru bir şekilde ve tekrar tekrar ölçümlenmelidir. Kan basıncı düzeyleri ısrarla 140/90 mmHg veya üstünde olan hastalar hipertansiyonun nedeni,  eşlik eden risk faktörleri ve hedef organ hasarı kanıtları açısından ayrıntılı şekilde incelenmelidir.’’ dedi.



Benzer Haberler

Uzmanından uyarı “Ani olarak ortaya çıkar ve çok ağır seyreder”

AA

Nöbetçi eczaneler (15 Mayıs 2024)

Voice Kıbrıs Haber

Nöbetçi eczaneler (13 Mayıs 2024)

Voice Kıbrıs Haber

Nöbetçi eczaneler (12 Mayıs 2024)

Voice Kıbrıs Haber

Nöbetçi eczaneler (11 Mayıs 2024)

Voice Kıbrıs Haber

Nöbetçi eczaneler (10 Mayıs 2024)

Voice Kıbrıs Haber