Basın-Sen Başkanı Ali Kişmir, Nur Nadir’in açıklamalarını eleştirerek ‘Sayın Nadir çamur attığı makamlardan özür dilemelidir’ dedi.
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
“Sayın Nur Nadir’in, kendi sahibi olduğu kanaldaki açıklamaları basın sektörünün geldiği aşamayı özetlemekte, diğer yandan ise özel sektör çalışanlarının ekmeğinin iki dudak arasında olduğunun ispatı ve itirafıdır.
Basın emekçileri için “temizlik yaptım, kendi içimizden başladım” söylemi, Basın-Sen’in yıllardır isyan ederek gündeme taşımaya çalıştığı ancak her kesim tarafından görmezden gelindiği bir gerçektir. Yıllardır bu gerçeği görmeyenlerin bir anda Nur Nadir’in söylemi ile yaşananların farkına varması geç de olsa olumlu bir gelişmedir. Basın-Sen olarak bu konuda gerek tepki bağlamında gerekse de hukuksal boyutuyla mücadele etmeye devam ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz. Umuyoruz ki sendika olarak bu süreçte bizleri yalnız bırakmayacak örgütler mücadelemize destek olmak için kapımızı çalacaklardır. Çünkü samimiyet bunu gerektirmektir. Elbette en büyük görev ise hükümete düşmektedir. Bir iş insanı çıkıp İş Yasası ve Basın İş Yasası’na aykırı bir şekilde işçi kıyımı yaptığını itiraf etmektedir. Çalışma Bakanlığı’nın bu konuda atacağı adımı merakla beklemekteyiz.
Diğer yandan başta kendi sahibi olduğu gazetedeki tüm yazarlar olmak üzere basın sektörü içerisindeki köşe yazarlarının rüşvet aldığı yönünde ortaya koyduğu iddiayı kanıtlamak zorundadır. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı bu konuda Sayın Nur Nadir ile konuştuklarını ve Nadir’in cumhurbaşkanlığı örtülü ödeneğini işaret etmediğini söylemesine rağmen kamuoyuna çıkıp düzeltme yapma gereği duymadığını açıklamıştır. Bu bizler iiin yeterli bir gelişme değildir. Sayın Nadir çıkıp çamur attığı makamlardan ve köşe yazarlarından özür dilemelidir, ya da ortaya koyduğu iddiaların arkasında durarak bunları belgelerle ispat etmelidir. Aynı şekilde “Tüm cumhurbaşkanları döneminde bunlar yaşandı” diyen Sayın Hasan Hastürer de bu iddiasını kanıtlamalı, belgelerle isim isim kimlerin rüşvet aldığını kamuoyu ile paylaşmalıdır.
Hiç kimsenin bu sektörü bu kadar alçaltmaya ve yasaları çiğneyerek basın emekçilerinin haklarını gasp etmeye hakkı yoktur. Buna asla müsade etmeyeceğiz. Sonuna kadar bu zihniyete karşı mücadele vereceğiz.”
(Voice of the Island)
