DÜNYAFeatured

Protest müziğin babası Martin Luther mi?

We Shall Overcome, Give Peace a Chance gibi protest şarkılar ile Protestanlığın babası olarak bilinen Martin Luther arasında nasıl bir bağlantı var?

Bu yıl Martin Luther’in Hristiyanlık dininde yaptığı önemli reformların 500. yıldönümü. Bu konuda onlarca kitap yayımlanıyor, sergiler açılıyor. Luther, Katolik Kilisesi’nin birçok öğretisine karşı çıkmış, İncil’i Almancaya çevirerek Avrupa’yı modern dünyaya taşımıştı.

Fakat Luther’in siyasi ve dini mirası Avrupa’yı hala titretirken onun müzikteki katkıları daha az biliniyor. Aslında müzik Luther’in ideolojisinde önemli bir yer tutmuş ve ölümünden sonra da radikal şarkıcıları teşvik etmişti. Onun popüler müzik tarzı ile günümüzdeki protesto hareketleri arasında bağlantı var.

1517 öncesinde Avrupa’da dini müzik Katolik Kilisesi’nin kontrolü altındaydı. Kilisede sade ve süssüz dini müzik çalınır, koro Latince dini ilahiler söylerdi. İncil’deki hikayelerin canlandırıldığı oyunlar insanların kendi dillerinde dini fikirlerle tanışmasını sağladı.

Ama 16. yüzyılda ana dilde müziğin kilisenin kapısından içeri geçtiği pek görülmemişti.

Martin LutherTelif hakkıALAMY
Image captionMartin Luther, Katolik Kilise’nin aşırılıklarına, parayla günah affetmesine karşı çıkıyordu.

İşte Luther bu katı kuralları ortadan kaldırarak Hrisitiyan müziğini dönüşüme uğrattı. Ona göre, dini müzik sadece rahipler ve korolar için değildi; “Tanrının bir armağanı” ve “teolojiye yakın” bir şeydi. Herkese açık olmalıydı.

Luther bu fikirlerini Papa hakkındaki düşünceleri gibi şiddetle savunuyordu. Latince ilahilerin yerini halkın konuştuğu Almanca dilince toplu şarkı söylemler alıyordu ve bu tarz onun takipçilerini belirleyen bir özellik olmuştu.

Luther, müziği sadece soyut inanç nedeniyle teşvik etmiyordu. Düşüncelerinin yayılmasında onun ne kadar önemli bir araç olduğunun farkındaydı.

En iyi protest şarkıları gibi onun ilahileri de güçlü ve etkiliydi. Herkesin bildiği halk türkülerini dini sözler katarak söylüyordu. Protest hareketin ünlü şarkılarından We Shall Overcome da eski bir ilahiydi.

Okur-yazarlığın yaygın olmadığı bir çağda bu yöntem oldukça etkiliydi. 1500’lerde Alman halkının yüzde 85’i okur-yazar değildi, ama bu şarkıları öğrenip kolaylıkla yaymaları mümkün oluyordu.

Martin Luther
Image captionLuther 1517’de Katolik Kilise’ye karşı tepkilerini 95 Tez’de toplamıştı, ama kendisini hala Katolik olarak görüyordu.

Luther, okullarda çocukların müzik öğrenmesini teşvik etmiş, Hristiyanlıkta reformlar yapmaya çalışan diğer din adamlarıyla ortak çalışarak Protestan ilahiler kitabı hazırlamıştı. Bu ilahilerde halk dilinin kullanılmasına özen gösteriyordu.

Bu şarkılar Luther ve yandaşlarına güç veriyordu. Luther, Roma İmparatoru 5. Charles tarafından sorgulanırken yandaşları muhtemelen bu şarkıları söylüyordu. Tıpkı Vietnam Savaşı’nı protesto edenlerin, Give Peace a Chance şarkısını, Güney Afrika’da Apartedid’e karşı mücadele edenlerin Soweto Blues şarkısını söylemeleri gibi.

Luther’in ilahileri, Protestan harekete yeni insanların katılmasını da sağlıyordu. Reformasyon hareketinin diğer yönleri gibi burada da matbaanın yaygınlaşması önemli bir rol oynuyordu. İlahileri Magdeburg’a kendisinden önce ulaşmış, aylar sonra Luther vardığında bütün kent Protestan olmuştu.

Martin LutherTelif hakkıALAMY
Image captionLuther Katolik Kilise tarafından aforoz edildikten sonra Roma İmparatoru’nun huzuruna çıkarılmıştı.

Luther’in ilahileri bir süre sonra Saksonya’nın sınırlarını aşıp yayılmaya başladı. Katolik bölgelerde de söylendi, İngilizceye tercüme edildi.

Aynı şey günümüz protest müziği açısından da geçerli. Örneğin sosyalistlerin marşı Enternasyonal, Moskova’dan Madrid’e, Marksist ideolojiyi bilmeyen insanlar arasında bile yayıldı.

Luther’in müziği, ölümünden sonra da popülaritesini korudu. 17. yüzyılda Protestan askerler 30 Yıl Savaşları’nda savaşa giderken bu ilahileri söylüyordu. Daha sonra Bach, Mendelssohn gibi Protestan bestecilerin bu ilahiler üzerinde çalıştığı da oldu.

Martin Luther
Image captionKatolikler resim ve heykele ağırlık verirken Protestanlar müziği kucakladı.

Nasıl ki Marseillaise marşını Fransız monarşi karşıtları ve Rus sosyalistleri kendi davalarına uyarlayıp kullandılarsa, Luther’in Ein Feste Burg ilahisi de dini amaçları dışında da kullanıldı. Richard Wagner, 1871’de Prusya’nın Fransa’ya karşı zaferini kutlamak amacıyla bu ilahiyi kullanmıştı. Daha sonra Naziler Luther’in İncil’deki “eski kötü düşman” göndermesini kendi terörünü meşrulaştırmak için kullandı.

Fakat Luther’in müziği radikalliğini korudu. 1848 devrimleri sırasında liberaller “özgürlük” ve “gerçek” temalarını Ein Feste Burg ilahisinin yeni versiyonuyla dile getiriyordu. 1880’lerde Alman sosyal demokratları aynı ilahiye insan hakları boyutunu da ekledi. Yüz yıl sonra nükleer atık karşıtları da “silahlı polise” saldırırken bu ilahiyi yeni sözlerle söylüyordu.

Kısacası Luther’in ilahileri, coşkun melodilere sade sözlerle dünyada hem müzik alanında hem din alanında büyük bir değişimin önünü açmış, sonraki protest hareketlere de ilham vermiş oldu.

Kaynak:BBC


Benzer Haberler

Rusya’dan İngiltere’ye tehdit: Karşılık veririz

NTV

Döviz piyasaları dalgalı seyrediyor

Voice Kıbrıs Haber

Süratli araç kullanımına yönelik polis denetimleri sıklaştırıldı

TAK

Taçoy “Ülkenin daha iyi bir yönetime ihtiyacı var”

TAK

Trafik yüzünden çıkan kavgada 7 kişi tutuklandı!

Voice Kıbrıs Haber

Ombudsman Çevre Koruma Dairesi ve Lefkoşa Türk Belediyesi’ni kusurlu buldu

TAK