Ayşe Dermuş
Photoshop ile resim sanatının birleşiminden harikalar yaratan Kıbrıslı görsel tasarımcı Hayati Evren, dünyaca ünlü klasik resimleri günlük hayatın içindeki sıradan insanlarla harmanlayarak ortaya eğlenceli tablolar çıkarıyor. Hayati Evren, bu mesleğe nasıl başladığını, Kıbrs’ta bu mesleğin geleceğini ve hedeflerini Voice Of The Island’a anlattı.
– Öncelikle kendinizden bahseder misiniz?
“Ben Hayati Evren. 1991’de Mağusa’da doğdum. Her çocuk gibi ben de resim çizmeyi seviyordum. Büyüdükçe çizim yeteneğimin pek de iyi olmadığını farkettim. 15-16 yaşlarında yeteneksizliğime hayıflanırken, Londra’dan gelen arkadaşımın USB’sinden Photoshop yazılımı çıkmasıyla hayalimdekini ekrana aktarabileceğim serüven benim için başladı. O zamanlar internet yaygın değildi, öğretici videolar yoktu, kurcalaya, kurcalaya öğrendim. Araba modifiye etmeler, kendimi başka yerlere montajlamalar gibi şeyler yapıyordum. Benim için sürekli gelişen bir hobi olmuştu. İnternetin yaygınlaşmasıyla bir takma isim ile sosyal medyada mizahi içerikler üretmeye başladım. O zamanlar güzel geri dönüşler de almıştım.”
– Bu mesleği seçmeye nasıl karar verdiniz?
“Madem ki bu hobiyi seviyorum, mesleğim olsun istedim. Seveceğim bir işte çalışırım diye düşündüm. Böylelikle Yakın Doğu Üniversitesi’nde Görsel İletişim ve Tasarım bölümünü bitirdim.”
– Klasik sanat ile popüler kültürü birleştirme fikri aklınıza nasıl geldi?
“Bu fikir tam olarak bana mal edilemez. Yıllardır insanlar klasik eserleri anakronizmde kullanıyor. Mesela Ressam Ali Demir 1987’de Mona Lisa’yı Trakyalı köylü kızı olarak resmetmiştir. Ben de bu tarzı kendi gözlemlerimle devam ettirmekteyim.”
– Sosyal medyada takipçi sayınız gün geçtikce artıyor bu durum sizi nasıl etkiliyor?
“Beni anlayan, benimle aynı fikirleri paylaşan insanların olması etkileyici. Yaptığım şeylerin dünyanın her tarafından etkileşim alması beni motive ediyor.”
– Daha ilerde kendi eserlerinizi oluşturmak gibi bir fikriniz var mı?
“Kesinlikle! Henüz o fikre giden yolun başındayım.”
– Ülkemizde mesleğinizin durumunu nasıl buluyorsunuz?
“Açıkça söylemek gerekirse beni severek yapacağımı umduğum mesleğimden soğuttular. İlle de bir kalıbın içinde hareket etmek zorunda bırakılıyorsunuz. Umrumda olmayacak işlerin stresini çekmemek için birine bağlı olarak çalışmayı bıraktım. Freelancer olarak hayatımı özgürce idame ettiriyorum.”
– Ülkemizde sanatla uğraşan gençlere ve sanatçılara ne söylemek istersiniz?
“Sadece sanatla haşır neşir olanlara değil, genel olarak bir şey söylemek istiyorum. Yapmayı sevdiğiniz her ne ise sürekli onun üzerine düşünün, okuyun, araştırın. Odaklanmayı öğrenin. Antrenman yapmak, çalışmak sizi ileriye götürür.”
Voice of the Island 2018