FeaturedKIBRIS

Özuslu “Sözleşmede ‘Türkiye’deki imam hatip müfredatı kullanılır ya da binaya el koyarım’ denildi”

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurul toplantısı tamamlandı. Milletvekilleri güncel konuşmalarında, Gazimağusa’ya yapılacak ilahiyat koleji, narenciye ihracatı, AKPA temasları ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi María Ángela Holguín Cuéllar’ın ziyaretini ele aldı.

Genel kurulda son olarak Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa Milletvekili Sami Özuslu, Ulusal Birlik Partisi Gazimağusa Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu, Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefke Milletvekili Salahi Şahiner ve Cumhuriyetçi Türk Partisi Gazimağusa Milletvekili Teberrüken Uluçay güncel konuşma yaptı.

Konuşmaların ardından Meclis Genel Kurul toplantısı tamamlandı. Genel Kurul’un sonraki toplantısı yasama ve denetim birlikte olmak üzere 5 Şubat saat 10.00’da yapılacak.

-Özuslu

Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa Milletvekili Sami Özuslu “Siyasi Gelişmeler” konulu güncel konuşma yaptı.

Kendisinden önce kürsüye çıkan Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun “Hayırseverler okul yapacak” ifadesinin gerçekleri yansıtmadığını söyleyerek, Suna Atun İlahiyat Koleji’nin inşası için bütçenin Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığının ilgili bütçe kaleminden kullanılacağının ifade edildiğini söyledi.

Özuslu, Gazimağusa’da konteynerde eğitim yapılırken, çocuklar sıkışık sınıflarda eğitim alırken, dil sorunu yaşanırken, bölgede sanat lisesi eksikliği varken neden SAMTAY Vakfı’nın bağışladığı araziye başka bir proje yapılmadığının kolaylıkla sorulabileceğini kaydetti.

SAMTAY Vakfı’nın arazisine yapılacak okulla ilgili, Kıbrıs İlim Ahlak ve Sosyalleşme Vakfı’na “Türkiye’deki ilahiyat koleji şartlarında bir okul yapılması” konusunda söz verildiğini de söyleyen Özuslu, böyle bir dayatmanın nasıl kabul edildiğini sordu.

Yaz aylarında düzenlenen Kuran kurslarıyla ilgili KTÖS’ün Millî Eğitim Bakanlığına sorduğu sorulara işaret eden Özuslu, bu konuların Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı yetki alanına girdiğini ve bu konuların üzerine gitmekten korkulmaması gerektiğini vurguladı.

Özuslu, Lefkoşa Haspolat’taki İlahiyat Koleji’nin niteliksel başarısı ve ne vaat ettiği konusunda rapor sunulmasını da istedi.

İmar planında okulların nereye, hangi kriterlerle yapılacağının belli olduğunu anlatan Özuslu söz konusu bölgede altyapı sorunu olduğunu ve bunlara rağmen neden okul yapımı konusunda ısrar edildiğini sordu.

Bunun engellenmesi gerektiğini kaydeden Özuslu, o bölgenin toplu taşıma konusunda sıkıntılı olduğunu ve bölgenin konut alanı olmadığını kaydetti.

-Çavuşoğlu

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu da kürsüye çıkarak Özuslu’ya yanıt verdi. Ülkede bu tartışmaların uzun zamandır yapıldığını kaydeden Çavuşoğlu, belirli bir müfredat üzerinden kontrollü şekilde olması için kursların 4 gün okulda 1 gün camide verilmesi için öneride bulunduğunu anımsattı.

Okullardaki dil sorununu çözmek için ülke çapında üniversitelere sertifika verme hakkı tanıdıklarını ve okul kayıtları için dil şartı koyduklarını anlatan Çavuşoğlu, dil eğitimi verenleri de okullara istihdam ettiklerini belirtti. Çavuşoğlu yüzlerce öğretmene de yabancılara dil öğretimi için kurs verdiklerini kaydetti.

Çavuşoğlu hayırseverlik derken SAMTAY Vakfı’nın bağışını kastettiğini de dile getirdi. Kurumsal düşünmeye ve kurumsal davranmaya devam edeceklerini ifade eden Çavuşoğlu, şahsi görüşlerin partilerden onay almadığı sürece bir önemi olmadığını kaydetti.

Bu süreçte ilahiyat koleji konusuna takılmamak gerektiğini söyleyen Çavuşoğlu, Din İşleri’ne kendilerinden izinsiz kurs yapılmaması uyarısı yaptıklarını ancak sendikaların bu nedenle eylem yaptığını kaydetti.

-Özuslu

Yeniden söz alan CTP Milletvekili Sami Özuslu, sorularına yanıt alamadığını kaydetti. Türkiye Eğitim Bakanlığıyla Gazimağusa’daki ilahiyat koleji için yapılan anlaşmaya işaret eden Özuslu, bu sözleşmede ‘ya Türkiye’deki imam hatip müfredatı kullanılır ya da binaya el koyarım’ dendiğini söyleyerek, bu hatadan dönülmesi için çabaladığını kaydetti.

Özuslu, eğitimin arz ve taleple ilgili olmadığını kaydederek, 18 yaş altı çocuklara din kursu verilmesinin çocuk haklarına aykırı olduğunu belirtti.

-Hasipoğlu

Ulusal Birlik Partisi Gazimağusa Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu “AKPA Genel Kurulunda Hristodulidis’e Sorduğum Sorular ve Verdiği Cevaplar” konulu güncel konuşma yaptı.

Meclis heyetiyle birlikte katıldıkları AKPA Genel Kurulu toplantısında yaşananları aktaran Hasipoğlu, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis’in yaptığı konuşmada Kıbrıs Rum tarafını çözüm taraftarı, Türkiye ve Türk tarafını ise çözümsüzlüğün nedeni olarak gösterdiğini anlattı.

Kendisinin Hristodulidis’e sorduğu sorulara değinen Hasipoğlu, 2004’te referandum sonrası BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın yazdığı raporda, izolasyonlar ve ambargoların kalkması gerektiğinin söylediğini ve Kıbrıs Rumların ada etrafındaki zenginlikleri paylaşmaya hazır olmadığının kaydedildiğine değinerek, “Aradan geçen 20 yılda ne değişti, ada etrafındaki zenginliği bizlerle paylaşmaya hazır mısınız?” diye sorduğunu kaydetti.

Bir diğer sorusunun da “Taşınmaz Mal Komisyonu yetkisini kabul etmekten neden kaçınıyorsunuz?” olduğunu ifade eden Hasipoğlu bunlara yanıt olarak Hristodulidis’in “Sen buraya hangi pasaportla geldin? Ermenilere Maronitlere verdiğimiz gibi size de pasaport veriyoruz” dediğini kaydederek bu yanıtın düşündürücü olduğunu vurguladı.

“Olaya bu zihniyetle yaklaşan bir Rum lider var” diye konuşan Hasipoğlu, zihniyette bir değişiklik oldu mu sorusuna verilen cevaptan, Kıbrıs Türkü’nün azınlık olarak görüldüğünün ortaya çıktığını ifade etti.

Hristodulidis’in konuşmasında Türkiye Cumhuriyeti’ni işgalci olarak nitelendirdiğini de söyleyen Hasipoğlu, “Ama farkında değil ki Türkiye Barış Harekâtını gerçekleştirmese ne kendisi, ne de biz adada olacaktık.” dedi.

Oğuzhan Hasipoğlu, gelinen noktada Kıbrıslı Türklere bakışta ilerleme değil, gerileme olduğunun ortada olduğunu söyledi.

AKPA Siyasî İşler ve Demokrasi Komitesi ve Hukuk ve İnsan Hakları Komitesi Başkanı Piero Fascino’yla yaptıkları görüşmelere de değinen Hasipoğlu, Taşınmaz Mal Komisyonu varken “Türk tarafı BM kararlarını ihlal ediyor” diyecekleri bir durumun sözkonusu olmadığını belirtti.

Oradaki temaslarında Filistinli vekille de görüştüklerini söyleyen Hasipoğlu, ateşkes ve insani yardım kararının bile şarta bağlandığını kaydederek, bu durumu eleştirdi.

-Şahiner

Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefke Milletvekili Salahi Şahiner de “Narenciye” konulu güncel konuşma yaptı. Zaten sıkıntılı olan narenciye sektörünün yanlış adımlar nedeniyle daha da zor duruma düştüğünü kaydeden Şahiner, sahaya bakıldığında üreticinin durumunun ortada olduğunu kaydetti.

Sorunlar çözüldü denmesine rağmen üreticinin kan ağladığını dile getiren Şahiner, ne olursa olsun narenciye bahçelerinden ve üretimden ayrılmayacaklarını belirtti.

Geçen hafta hükümet cephesinin ‘yurt dışından tüccarlar geldi, ürün satılacak’ dediğini ve kendisi fiyat bandını sorduğunda ‘Elye’ye gidene kadar fiyat belli olur’ dendiği halde gittiğinde tüccarların dahi ortadan kaybolduğunu kaydetti.

Bu ülkede olmayan “Yeşillenme Hastalığını” taşıyan vektör böcek tespit edilmesinden dolayı yurt dışına pazarlama yönteminin değiştirildiğini, kapalı konteynerlerle ve ilaçlama yapılarak ürün satmaya gidilmesine karar verildiğini ancak yeterli tır olmadığı için bu yöntemin de işlemediğini ifade eden Şahiner, çok büyük katma değeri olan bir ürünün hayvan yemi olmasının söz konusu olduğunu kaydetti.

Bu sıkıntıların olmayan bir hastalık yüzünden yaşandığını, bu nedenle hiçbir narenciye ürününün satılamayacağını kaydeden Şahiner, bunun artık siyasi bir meseleye dönüştüğünü ve yapılması gerekenin durumu karşı tarafa anlatmak olduğunu belirtti.

Ürünlerin ilaçlandığını, böceklerin öldüğünü, şimdi yumurtaların ölmesinin beklendiğini ifade eden Şahiner Türkiye tarafının konuyla ilgili yanlış bilgilendirildiğini dile getirerek, bunun düzeltilmesi gerektiğini söyledi.

Geçen yıl mandora üreticisinin çok iyi kazanç elde ettiğini ancak bu yıl durumun çok farklı olduğunu kaydeden Şahiner, “Zaman daralıyor, bu üreticinin iflas etmesine neden olacak bir sürece evriliyor.” diye konuştu.

‘Böcek konusu çözülmezse ürünü sıkıma gönderirim, kalanı da tazmin ederim’ diyenler olduğunu ancak verilecek tazminatın narenciye bahçelerinin bakım ve idamesine asla yetmeyeceğini kaydeden Şahiner, üreticiye hakkı verilse bile bunun bölgeye tam olarak bir katma değer sağlamayacağını söyledi.

Yaşanan sorunlarla ilgili Tarım Bakanlığını sorumlu tutan Şahiner, bu şekilde giderse Lefkoşa’da bakanlıklar önünde istenmeyen olaylar yaşanacağını kaydetti.

Şahiner, konuşmasını “Ülkede Yeşillenme Hastalığı olsa söyleyecek sözüm olmazdı” sözleriyle tamamladı.

-Uluçay

Cumhuriyetçi Türk Partisi Gazimağusa Milletvekili Teberrüken Uluçay da “Çarşı, Ekonomi ve Siyaset” konulu güncel konuşma yaptı.

Sürekli artan fiyatların hane halkının alım gücünü sürekli gerilettiğini belirten Uluçay, öngörülemeyen bir süreç yaşandığını kaydetti.

Konuşmasında Yeşil Hat Tüzüğü üzerinden yapılan ihracatın artırılması konusuna değinen Uluçay, narenciye ihracatıyla ilgili çözüm yollarından birinin Yeşil Hat Tüzüğü üzerinden yapılan ihracatın artırılması olduğunu söyledi. Uluçay, Güney Kıbrıs açısından böcek konusunun sorun olmadığını ve ihracatın da daha düşük maliyetli olduğunu belirtti.

Ürünlerin dalında kalmaması için yapılacak faaliyetlerin önemine değinen Uluçay, Maliyeden ekstra teşvik verilmesinin bu dönemde istenmeyen şekilde ürünün dalında kalması tablosu yaratabileceğini ifade etti.

Bu konunun Maliye katında ele alınması gerektiğini ifade eden Uluçay, kuzeyle güney arasında ticaret hacminin artırılmasının mümkün olduğunu tekrarladı.

BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Angela Maria Holguin Cuéllar’ın gelişiyle oluşan yeni dönemin de değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Uluçay, Kıbrıs sorununun bir çözüme ulaşması adına bunun bir fırsata dönüştürmenin önemine işaret etti.

4 Mart 1964’te alınan kararla 60 yıl önce BM’nin adaya geldiğini kaydeden Uluçay, Kıbrıs adasının siyaseten bir çözüme ulaştırılması zamanının geldiğini belirtti.

Uluçay, bunun sadece liderlerin elinde olmadığını söyleyerek, halklar düzeyinde çabaların da önemine değindi.

Holguin’in konuşmasında “az laf, çok iş” dediğini belirten Uluçay, kuzeyle güney arasındaki ticaret hacminin artırılması için gerekli adımların atılması gerektiğini tekrarladı.

Teberrüken Uluçay, ekonominin gelişebilmesi için en düşük maliyete sahip bu ihracatın artırılmasıyla elde edilecek faydalara işaret etti.

Uluçay, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın, Holguin’in ziyareti sonrası yaptığı açıklamayı da eleştirdi.



Benzer Haberler

“Yeni zanlılar ortaya çıkabilir”

Voice Kıbrıs Haber

Kayıp Otobüs Anıtı açıldı

TAK

DAÜ 26’ncı Bahar Festivali başlıyor

TAK

Atlı “Diyalog yolunun açık tutulması için ortak tavır almalıyız”

Voice Kıbrıs Haber

32. Devlet Fotoğraf Yarışması’na 55 kişi 1091 fotoğrafla katıldı

TAK

Atan “Hayat Pahalılığı rakamları gerçeği yansıtmıyor”

TAK