Kıbrıslı Rum akademisyen Haris Psaltis, müzakereleri Voice of The Island’a değerlendirdi
“İki toplum arasında rekabet olmamalı”
Kıbrıslı Rum akademisyen Haris Psaltis, Kıbrıs’ta artık toplumların birbirini düşman olarak görmemesi gerektiğini belirterek, “iki topum arasında bu kadar rekabet olmamalı” dedi. Her iki toplumun da endişelerine yanıt verecek bir çözümden yana olduğunu ifade eden Psaltis, Kıbrıs sorununa bulunacak çözümün yaşayabilir olması için garantörlüklerin “küçük çapta” olması gerektiğini belirtti.
“Voice of The Island”ın sorularını yanıtlayan Psaltis, her iki topumdaki çözüm yanlılarının Mont Pelerin’de yaşanan tıkanıklık nedeniyle, Cenevre’deki zirve hakkında daha temkinli olduğunu da söyledi.
Haris Psaltis’in Voice Of The Island’ın sorunlarına verdiği yanıtlar şöyle:
Kendinizden bahsedebilir misiniz?
İsmim Haris Psaltis, Kıbrıs Üniversitesinde Sosyal ve Gelişim Psikolojisi öğretim görevlisiyim. Araştırma olarak beni ilgilendiren konular iki toplumlu ilişkilerdir, yani bir toplumun diğer topluma nasıl baktığı, Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türklerin neler hissettikleri, Kıbrıs sorunu hakkında neler düşündükleri ve Kıbrıs sorununa nasıl baktıkları, birbirleri ile ne tür bağlantılar kurduklarını ve genel olarak temas ve önyargılara yönelik olan konularla ilgileniyorum.
Referandum hakkında ne düşünüyorsunuz ve ne olmasını istiyorsunuz?
Öncelikle Referandum hakkında, iki toplumda Cenevreden çıkacak olan sonucu görmeyi bekliyor. Şu anda herhangi biri bu durumda ne tür sonuçlanacağına dair tahmin etmekte zorlanır. Belkide hayal kırıklığına uğranabilir, çünkü Mont Pelerin’den öncede insanların beklentileri büyüktü ve insanlar herşeyi normal bir düzeyde yürüyeceğini ümit ediyordu. Fakat bazı sorunlar oluştu ve herhalde insanlar bu yüzden biraz daha temkinlidirler. Düzenlenen bazı anket aracılığıyla ve araştırmayla birlikte çıkan sonuçlarda, iki toplumun çoğunluğunun Kıbrıs sorununun çözülmesi istenildiği görünüyor. Önemli olan konu ise iki toplumun endişeleridir, yani bu çözümün neler içerecek olmasıdır. Bence çoğu insan Cenevre’den çıkacak olan kararın olumlu yönde olmasını istiyor, ben şahsen sonucun olumlu olmasını istiyorum ve bunun olacağına inanırım.
Olası bir anlaşmada sizi en çok umutlandıran/ korkutan nedir?
Beni umutlandıran tarafı bir çözüm olmasıdır. İki toplumuda tatmin edici ve yurdumuza güzel bir gelecek sağlanabilmesi taraftarıyım. Yeni bir birleşik devlet istiyoruz, her iki toplumun endişelerine cevap verecek ve gelecek için bir güven sağlayabilecek bir devlet gereklidir. Öncelikle Kıbrıs’ta ekonomik gelişmeye fırsat verilmeli, iki toplum arasında bu kadar rekabetin olmaması gerekiyor. Bir toplumun diğer toplumu bir düşman olarak görmemesi lazım aksine birlikte işbirliği yapıp dostça yaşamaları gerekiyor. Bu gibi konular çok önemlidir, bu nedenden dolayı bu tip şeyler yaparak çözümü sağlayabiliriz.
Sizce garantörlük sistemi varılacak olan anlaşmalarda devam etmeli mi etmemeli mi?
Ben inanıyorum ki, bu konu hakkında herkesin düşünceleri faklıdır ve çok farklı fikirler söylenmektedir. Örnek olarak Kıbrıslı Rumlar ve Yunanistan açık olarak hiçbir garantörlük istemiyor olduklarını açıkladılar ama Kıbrıslı Türkler ve Türkiye garantörlüğün devam etmesini istiyor. Gerçekte, ortak bir karar verilmesi gerekiyor, yani bir yerde bir formül bulunması lazım ve devamlılık içerecek bir çözüm olması gerekmektedir. Bu benim için çok önemli bir konudur ve eminim ki Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türklerde yarın çöküşe uğrayacak bir çözüm bulunmasını ve daha sonrasında devamı olmayan bir çözüm bulunmasını istemez. Bence çözümün devamlılığı için küçük çapta garantörlükler olması gerekir. Bu tür garantörlükler çözümün devamlılığını sağlayacak ve işlemesine yardımcı olacak, böyle bir çözüm bulunacağına inanıyorum. Olmaması gereken şey ise, tek taraflı hakların ortadan kalkmasıdır.
Voice Of The Island 2016.
