Basın Emekçileri Sendikası (Basın-Sen), 2019 yılından beklentisinin; “bağımsız ve bağlantısız birleşik bir Kıbrıs’ın hayat bulması” olduğunu belirterek, “Kıbrıs, Kıbrıslılarındır ve Kıbrıslı bir çözüm en büyük hedefimizdir” dedi.
Basın-Sen, 2019’da ayrıca; özelde basın sektörü ile ilgili mücadele verirken, toplumsal anlamda da Kıbrıs sorununun çözümü için üzerine düşen her görevi yerine getireceğini vurguladı.
Basın-Sen Başkanı Ali Kişmir, yazılı bir açıklama yaparak, 2018 yılını değerlendirdi ve sendikanın 2019 hedeflerini anlattı.
Kişmir, her gelen yılın bir önceki yılı arattığı gerçekliği ile 2018 yılını da aynı düşüncelerle kapatmak üzere olduklarını ifade ederek, toplumsal açıdan çok öğretici ve de çok zor bir yılı geride bıraktıklarını kaydetti.
Ali Kişmir, gerek Türkiye’ye olduğunu savunduğu “bağımlılıktan” dolayı yaşanan ekonomik kriz, gerek aynı bağımlılıktan kaynaklanan “Sunni İslam baskıları” ve ülkedeki hükümetlerin “basiretsizliğinin” Kıbrıs Türk halkını bir önceki yıllarda olduğundan daha da bir karanlığa ittiğini öne sürdü.
Özellikle 2018 yılı başında 22 Ocak günü Afrika Gazetesi önünde ifade özgürlüğüne karşı yaşandığını savunduğu linç girişiminin, Kıbrıslı Türklerin tarihinde basın özgürlüğüne karşı yapılmış en ürkütücü saldırı olarak tarih sayfalarında yerini aldığını belirten Kişmir, “linç girişimi” olarak nitelediği bu girişimin “tetikleyicisi ve azmettiricisi” olarak da Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı gösterdi.
Bunun; Kıbrıs’ın kuzeyinde değişen demografik yapı ile birlikte Kıbrıs Türk halkına yaşatılan kültür erozyonunun da en önemli göstergelerinden biri olduğunu öne süren Kişmir, şöyle devam etti:
“Aynı gün bu toplumun liderine, Cumhurbaşkanı Akıncı’ya yapılan hakaretler ve saldırıların yanında, yine bu toplumun iradesini temsil eden meclisin damına çıkılarak açılan yabancı ülke bayrakları, Kıbrıs’ın kuzeyinin Türkiye’nin bir alt yönetimi olduğunun ve değişen demografik yapıda sonradan gelen insanların Cumhurbaşkanı olarak Akıncı’yı değil de Erdoğan’ı gördüğünün en büyük ispatıdır.
Bu konuya karşı sessiz kalanlar olduğu gibi bu konuda ses verenlere ve yapılan faşizme karşı omuz omuza verenler 26 Ocak 2018 günü gerçekleştirilen yürüyüşe katılarak Kıbrıslı Türklerin hassasiyetlerini tüm dünyaya net bir şekilde haykırmışlardır. Gelecek adına umut verici olan bu adımı geliştirmek ve bu kavgayı yükseltmek elbette ki ilerici güçlere düşen en önemli vazifelerin başında gelmektedir.
Son olarak bu yıl içerisinde başta barışın simgesi Şevket Rado olmak üzere kaybettiğimiz çok değerli insanlarımız ve son olarak da devlet denen bu yapının elimizden aldığı dört gencimizin acısını yüreğimizde taşıyoruz ve de taşımaya devam edeceğiz. Aynı şekilde yetkililerin sorumsuzlukları yüzünden hayatını kaybeden insanlarımızın neden ve nasıl hayatlarını kaybettiklerinin araştırılması ve sorumlularından hesap sorulmasının takipçisi olacağız.”
Kişmir, sendika açısından ise çok verimli bir yılı geride bıraktıklarını belirterek, üye sayısını 3 kat artırdıklarını, özel sektörde bir olan Toplu İş Sözleşmesi sayısını altıya çıkardıklarını, basına yönelik yapılan saldırılarda sessiz kalmadıklarını, hangi görüşten olursa olsun basın emekçilerinin yanlarında durarak hem manevi hem de maddi anlamda destekte bulunduklarını kaydetti.
Yeni yılın bu yıla göre daha zor bir yıl olacağı ve toplum ile sektöre karşı baskıların 2019 yılında çok daha fazla artacağı öngörüsü ile Avukat TacanReynar ile bir anlaşma sağlayarak önümüzdeki süreçte birlikte yürüme kararı aldıklarını ifade eden Kişmir, şöyle devam etti:
“Kıbrıslı Rum meslektaşlarımızı temsil eden yoldaş sendikamız ile ise çok önemli işlerin altına imza atarak ilişkilerimizi çok iyi bir noktaya getirdik. Bu süreçte Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği de bizlerle birlikte bu süreçlerde hareket ederek gücümüze güç katmıştır. Özellikle AGİT çatısı altında üç örgütün önderliğinde ve de çok değerli gazetecilerin katkılarıyla tarihimizde ilk kez iki toplumun da hassasiyetlerini kısmen de olsa gözeten bir sözlüğe hayat verdik. Ortak bir şekilde gerçekleştirdiğimiz değişim programı ile Kıbrıslı Rum Gazetecilerin kuzeyde, Kıbrıslı Türk gazetecilerin ise güneyde kısa bir süre çalışmalarına fırsat verdik ve bu çalışmalarını bir sergi haline dönüştürdük. Bizler açısından bu deneyim çok önemliydi ve 2019 yılında bu değişim programı geliştirilerek devam edecektir. Yine bu yıl içerisinde birçok etkinliğin altına imza koyarken, yurtdışında da sendikamızı en iyi şekilde temsil ettik.”
(TAK)
