KIBRIS

Kıbrıs sorununda yeni yaklaşım formülleri…

Fileleftheros gazetesi, ilk etapta Guterres Çerçevesi temelinde hareket edecek bir çalışma hedeflendiğini, başarısız olunması halinde ise hazırlıklarına şimdiden çeşitli düzeylerde başlanan ve ana niteliği iki devlet mantığı olan B Planı’nın devreye sokulacağını savundu.

Güney Kıbrıs’taki başkanlık seçimlerinin ertesi için Kıbrıs sorununa müdahale sahnesi kurulmaya başlandığı, bu çerçevede “yeni yaklaşımlara” atıf yapan formüller ileri götürüldüğü, BM Barış Gücü’nün görev süresiyle ilgili görüşmelerin de yapılacağı haziranda sonlanacak dar takvimli “yeni bir inisiyatif” hedeflendiği ileri sürüldü.

Fileleftheros gazetesi, ilk etapta Guterres Çerçevesi temelinde hareket edecek bir çalışma hedeflendiğini, başarısız olunması halinde ise hazırlıklarına şimdiden çeşitli düzeylerde başlanan ve ana niteliği iki devlet mantığı olan B Planı’nın devreye sokulacağını savundu.

BM Genel Sekreteri’nin birkaç gün önce yayınlanan Barış Gücü ile ilgili raporunun, Güney Kıbrıs başkanlık seçimlerinin ertesinde cereyan edecek gelişmelerin ön habercisi addedildiğine dikkat çeken gazete, raporda kullanılan üslubu gösterge diye niteledi.

“Guterres raporundaki üslup, yeni inisiyatifin ön habercisi”

Haberde, sözü edilen raporda “Kıbrıs Cumhuriyeti” ifadesinin tamamen ortadan kaldırılıp, yerine “Kıbrıs hükümeti” ifadesi getirildiğine, “Kıbrıs Türk makamları” ifadesi kullanılarak da kendi kendini yöneten iki bölge çağrışımına olanak yaratıldığına dikkat çekildi.

Gazete, Kıbrıs sorununa müdahil bazı üçüncü tarafların, perde gerisinde, iki devlet temelinde anlaşma için yeni bir senaryo görüşülmesi konusunda Güney Kıbrıs Yönetimi çevrelerinden  işittiklerinden cesaretlenmiş göründüklerine dikkat çekti.  Gazete, bu meselenin halihazırda görüşüldüğü ve Güney Kıbrıs başkanlık seçimlerinden sonra, seçimden çıkacak sonuca göre sistemli şekilde ileri götürüleceği yolunda bilgi edindiğini yazdı.

Habere göre Kıbrıs sorununda olup bitenleri dolaylı takip eden yabancı bir diplomat, Kuzey Kıbrıs’a varlık (toprak, yetki, halk) olarak yaklaşılmasının, şimdilik perde gerisinde tutulan görüşmelerin başka bir zemine oturtulmasına araç olduğuna dikkat çekti.

Haberde Genel Sekreter’in BM Barış Gücü’yle ilgili raporunda kullandığı “Kıbrıs MEB’i” ifadesi Güney Kıbrıs Yönetimi tarafından olumlu görülse de, bu paragrafta,  “Türkiye’nin enerji konularına yalnız araştırma değil paylaşıma da müdahil edilmesi çabasının” belirgin olduğuna işaret edildi.

“Diplomatik kaynak bu konuda Lefkoşa’dan yanlış mesajlar verildiğini söyledi” denilen habere göre, Güney Kıbrıs Yönetimi doğal gazın yönetilmesinde baskı ve korku gösteren hareketlerde bulunuyor, bu anlaşılıyor. Bazı çevreler; Kıbrıs sorununda anlaşma sağlanmadan doğal gazın değerlendirilemeyeceğini düşünüyor. Bu yaklaşım da, başkanlık seçimlerinin ertesinde beklenen ve Güney Kıbrıs Yönetiminin korkularına dayanacak gelişmeleri yola koyuyor.

Habere göre diplomatik düzeydeki hazırlıklar, geçen Aralık ayında başladı. Amerikalılar çeşitli taraflara; Kıbrıs sorunu da dahil bölgedeki açık meselelerin kapatılması gerektiğini iletti. İngilizler ise dışişleri bakanlığı aracılığıyla daha metotlu hareket ediyor ve  başka ülkeleri de dahil ediyor.

Edinilen bilgilere göre yeni inisiyatif, Guterres çerçevesi “raylarında” hareket edecek. Bu çaba  başarısız olursa B planı devreye sokulacak. Ana niteliği iki devlet mantığı olan B planının hazırlıklarına şimdiden başlandı ve daha şimdiden çeşitli çevrelerle görüşüldü. Yeni çaba için Mart’tan Haziran’a kadar olan dönem değerlendirilecek. 2018’in ilk yarısı içerisinde şu veya bu şekilde bir sonuç alınması için de Barış Gücü konusu baskı unsuru olarak kullanılacak.

“BM’ye ara bölgede tam etki taahhüdü”

Gazete “Ara Bölgede Bütün Yetkiler Onun… Lefkoşa’dan Protesto” başlıklı haberinde, BM Genel Sekreteri’nin Barış Gücü raporunda, Barış Gücü’nün ara bölge içersinde kişilerin hareketlerini düzenleme yetkisinin tanınmasının Güney Kıbrıs Yönetiminden en üst düzeyde teyit alındığı ifadesinin yer aldığını yazdı.

Gazete bunun ilk kez olduğuna, Güney Kıbrıs Yönetiminin eskiden beridir bu tür gelişmeleri engellediğine dikkat çekti.

Habere göre Genel Sekreter Guterres son raporunda; stratejik gözden geçirme için  Ada’yı ziyaret eden BM grubunun Güney Kıbrıs Yönetiminden, Barış Gücü’nün güvenlik bölgesi içerisindeki siyasi faaliyetleri düzenleme yetkisini tanıdığına dair en üst düzeyde teyit aldığı belirtilerek, “yetkililer,  Barış Gücü’nün izin sisteminin etkin işlemesini sağlama çabalarını desteklemeyi ve Barış Gücü’nün güvenlik bölgesindeki siyasi eylemleri yönetme yetkisine saygı göstermeyi taahhüt ettiler” denildi.

Bu paragrafın olduğu şekliyle; geçen sonbaharda  Ada’ya gelerek olguları inceleyen ve tavsiyelerde bulunan uzmanların raporuna da girdiğine işaret eden gazete, Barış Gücü’nün, şu ana kadar,  ateşkesi, “Kıbrıs Cumhuriyeti mevzuatının” ara bölge içerisinde  idamesi, kişilerin ara bölge içerisindeki rutin eylemlerini güvenceye alarak şartları normale getirme göreviyle sınırlı kaldığını; ancak Genel Sekreter’in raporu tahtında bundan sonra söz konusu  bölgede bütün yetkilere sahip olacağını vurguladı.

Güney Kıbrıs Yönetiminden kaynakların ise, böyle bir teyitte bulunulmadığını, uzmanların raporuna bu ifadeler girdiğinde de protesto ettiklerini söylediğini yazan gazete, bu paragrafın Genel Sekreter’in raporunda olgu olarak benimsenmesi için yinelendiğine inanıldığını kaydetti.


Benzer Haberler

“Çatı Operasyonunda” 4 tutuklu!

Voice Kıbrıs Haber

Zanlı ilk etapta 3 gün tutuklu kalacak!

Voice Kıbrıs Haber

Kıbrıs Rum Savunma Bakanı Palmas “Halkın endişe etmesine gerek yok”

TAK

Gençler polise molotof kokteyli ve taşla saldırdı

TAK

İTT Zirvesi başladı

TAK

Narkotik köpeği geçit vermedi!

Voice Kıbrıs Haber