UniteCyprusNow, Crans Montana görüşmelerinin ardından 2 yıl geçtiğini söylediği açıklamasında “‘çözüme bir adım kaldı’ dediğimiz aşamadan, bölünmenin ufukta belirdiği bir aşamaya doğru geriledik.” denildi.
Açıklama şu şekilde:
Crans Montana’da Kıbrıs Konferansı’nın çöküşünün ve BM Genel Sekreteri Guterres’in ifadesiyle “tarihi bir fırsatın” kaçırılmış olmasının üzerinden iki yıl geçti.
Önce bize çöküşün asıl sebebinin güvenlik ve garantiler olduğu söylendi. Bir yıl sonra yönetim, sonra da güç paylaşımı denildi. BM Genel Sekreteri’ne göre yönetim başlığı neredeyse tamamlanmıştı. Oysa bugün Kıbrıs Rum lider çözüm modeli olarak resmen yeni bir desentralize federasyon önerisi yapıyor. Bu da bizi bilinmeyen sulara sürüklemektedir.
Kıbrıslı Rum lider, BM Genel Sekreteri’nin köprü kurucu bir çerçeve olarak sunduğu Guterres çerçevesini, tarihi konusunda gereksiz bir tartışmaya çevirerek bulandırmayı denedi. Üstelik de BM Genel Sekreteri’nin tarih konusunda net ifadelerine ve Sayın Mustafa Akıncı’nin çerçeveyi stratejik bir belge olarak imzalamaya hazır olduğuna yönelik çağrısına rağmen.
Sayın Lute’un Referans Şartları Belgesi henüz tamamlanmamış, Kıbrıslı Rum lider kayıp toplantı tutanaklarını tartışarak sürece zarar vermiştir. Bu konuda herhangi bir yanıt alınamamış, bu konular da unutulmaya terk edilmiştir.
Doğal Kaynaklar konusundaki ihtilaf çözülmemiştir. Çeşitli ülkelerin destekleyici sözlerine rağmen, Türk kazı gemileri Kıbrıs’ın etrafında yerlerini almış, büyük güçler bu suları Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından “hak iddia edilen bölgeleri” olarak tanımlamıştır.
Kuzey’de sağ bir koalisyon iktidara gelmiş, kuzeydeki demografik yapının ve Kıbrıs Rum mallarının staülerinin hızla değişmesi ihtimali artmıştır.
Bu esnada, iki bölgeli, iki toplumlu federasyonun tek savunucu konumunda kalan Mustafa Akıncı’yı ekarte etme niyetiyle, Kudret Özersay kendini Türkiye’nin yeni politikası olan AB altında iki devlet modeline uygun olarak konumlandırmış; birleşik bir ülke anlamına gelen federasyonu gözden çıkarmıştır. Sayın Özersay, Sayın Anastasiades ile gizli bir yemek yemiş ve bunun hemen ardından Maraş’ı Kıbrıs Türk yönetimi altında açmak için adımlarını hızlandırmıştır.
Crans Montana’dan iki yıl sonra geldiğimiz noktada kalıcı bir bölünme, kuzeyde yeni askeri üsler, BM gözetimindeki görüşmelerin gündemden kalkması, Maraş’ın Kıbrıs Türk yönetiminde açılması, doğal kaynakların ihtilaf konusu olması, Sayın Akıncı’nın gözden çıkarılmak istenmesi ve Kıbrıs Tük demografik yapısının daha da değişmesi gerçekleriyle baş başa kaldık.
Crans Montana’dan iki yıl sonra, “çözüme bir adım kaldı” dediğimiz aşamadan, bölünmenin ufukta belirdiği bir aşamaya doğru geriledik.
Crans Montana’dan iki yıl sonra, bölünmeyi destekleyen güçlerin kimler olduğunu net bir şekilde görebiliyoruz. Bu güçler Kıbrıs sorunundan bıkan halkın tepkisizliğinden güç almaktadır. Birleşik bir ülke için mücadele şimdi çok daha önemlidir.
Kazanmalarına izin vermeyelim. Birleşik bir ülkeyi çocuklarımıza borçluyuz
