Söz Yazarı ve Bestekar Genç Müzisyen Sinan Güzen
https://www.facebook.com/sguzen.official
Babası Önder Güzen’in müzikle uğraşmasından dolayı küçük yaşlarda müziğe aşık olan Sinan,müzisyen bir ailenin içerisinde büyür.Önceleri sahne arkasında izleyip, dinledikten sonra müziğe, ilkokul 5.sınıfta Piyano dersi almaya başlayarak adımlarını atar. Vokalist ve söz müzik yazarı olarak müzik kariyerine devam eder.
Ortaokul son sınıfta müziğe olan ilgisinden dolayı rehberlik öğretmeninin yönlendirmesiyle Lefkoşa Anadolu Güzel Sanatlar Ortaokulu’na başarı ile kaydolur ve Yakın Doğu Üniversitesi Müzik Öğretmenliğini bölümünü bitirir.
Sinan Güzen, TRIO BARRIER, 84 BAR, EGO BAR’da sahne almaktadır.
Duygularını melodilere ve sözlere dökerek kendini daha iyi ifade eden Sinan Güzen üretmeye devam ediyor. 2017 yılında PALAVRA adlı albümünü Tolga Erzurumlu’nun desteği ile Üçadım Prodüksüyon şirketi çatısı altında çıkarır.
‘Sinan Güzen, mütavazi ve müzik piyasasında ki çizgisi konusunda çok titiz davranan genç bir sanatçıdır. Özellikle bu konuda ki mahremiyetine önem verir. Duygularının ve bestelerde ki hikayelerin melodilerde anlaşılmış olmasını ister. Yapılan işlerin manasını dinleyici kitlesine bırakır. Bir şeyin doğru zamanını kollayıp o an sahip olduğu enerjide yapmayı ertelemeyecek kadar olgundur. Üretkendir kendi yolunda ilerleyebilendir. Gerek yorumu gerekse müzik kalitesi ile iyi işler çıkaran Kıbrıslı Türk bir müzisyendir. Kendisinin de dediği gibi müzik bir ekip işidir. Yapılacak bir işin enerjisi uçup gitmeden doğru zaman ve yerde, doğru insanlarla. Bu okyanusta yolun açık olsun Sinan Güzen.’
Örnek aldığın bir sanatçı oldu mu?
Gökhan Türkmen örnek aldığım bir sanatçıdır. Bununla birlikte yaşım küçük iken sürekli dinlediğim farklı müzisyenleri taklit ettim. Müziği yazmaya başladıktan sonra kendi tarzımı oluşturdum.
Besteler nasıl gelişiyor?
Hazır bir söze melodi, ya da melodiye söz yazmak değil de sözler ve melodiler aynı anda doğuyor. Sesler notalara notalar sözlere dönüşüyor.
Ürettiğin şarkılar piyasaya yönelik işler mi, yoksa kendini ortaya koyduğun bir nokta mı ?
Güzel soru ! Sanat için sanat mı, toplum için sanat mı konusuna gelir dediğiniz. Popüler müzik yapıyorum. Pop müziği seviyorum. İçimden gelen melodileri sözlerle doğal bir şekilde aktarıyorum. Buradan besleniyorum. Bu beni motive ediyor. Bu tarzın ruhunu taşıyorum.
Kontrbas çalmaya devam ediyor musun?
Ben gitar çalmak istememe rağmen öğretmenlerim parmaklarımı kontrbasa yatkın görür. Güzelsanatlar Anadolu Ortaokulu’ndan sonra Yakın Doğu Üniversitesi’nde de branş eğititmim kontrbas üzerinedir. Oradan mezun olduktan sonra elime almadım. İnsan anatomisi evet önemlidir fakat yürekte ki istek daha daha önemlidir. Bunun yanında sekiz yıl piano eğitimi aldım. Zaman zaman kendime doğaçlama parçalar çalıyorum.
Kendini vokalist olarak nasıl keşvettin ?
Şarkı söylemeye arkadaş gurubumla lisede başladım. Grubumuzda ben gitar çalacaktım, davulcu ve ve bir de şarkı söyleyecek arkadaş vardı. Çalışmaya başladığımız an ‘Ben de şarkı okuyacağım’ deyip mikrofonun karşısına geçtim. 14 yaşımdan bu zamana kadar mikrofonu bırakmadım.
Sen neden ?
Hayatın bazı dönemlerinde içimizde ki enerjiyi doğru şekilde aktarırsak bizim için daha kalıcı birşeyler elde ederiz. Hiç birşeye hayalperest bakmam. Aralık ayıydı. ‘Sen neden’ adlı single parçamı piyasaya sürdüm. Sinan Güzen’i, Sinan Güzen yapan şarkıydı.
Sinan Güzen-Sen Neden
Hiç aklına gelir mi ?
Kalbinden gider mi ?
Siler mi yağmur ?
İçimde fırtınam diner mi ?
Her aşk bir gün biter mi ?
Hayatından gider mi ?
Hani sessiz sakin yaşarken seni,
Avucumda bak gözlerimin izi…
Kara kara bulutlar, yine bizi sordular.
Kana kana severken, elimize vurdular.
Deliler gibi sevişirken caddelerde ve öperken
Sen neden? …
Yaylı Düzenleme: Ahmet Güvenler
Gitar: Erkan Erzurumlu
Bas Gitar: Fikret Canbulat
Davul: Güner Özalp
Palavra?
Palavra?
‘Özgürlük ve Şans gerisi Palavra’
Yirmiyi aşkın çalışmam vardı. Tolga Erzurumlu’ya gittim. Bir albüm yapmak istediğimi söyler söylemez teklifimi kabul eder ve sekiz tane şarkıyı belirledikten sonra Temmuzun sonuna herşeyi yetiştirdik. Mastering, sponsorluk v.s bir çok yapılması gereken işlerle yalnız başettim. Herhangi bir menejer yoktu yanımda. Çevrem manevi destek oldu. Kıbrıs’ta ne olacak deyen de oldu. Ben albümü kendime yaptım. Kendime hediye ettim.İnsanların çok büyük gösterdiği dağların aslında küçücük tepeler olduğunu gördüm. Özgürlük ve Şans gerisi Palavra albümün adı. Özgürlüğüme düşkünüm, şans deyip yonca yaprağı koydum tasarımına kapağın ve Gerisi Palavra.
Palavra ve hikayesi nedir ?
2017 Temmuz ayında bir tanesi akustik olmak üzere toplamda dokuz parçadan oluşan CD’imdir. Palavra albümünün kayıt işlerini Girne’de yapıyorduk. Ben Ciklos’tan Lefkoşa’ya dönerken albüm adını ‘Aşk Belki’ koyabilirim diye düşünürken ilham gelir ve ‘Palavra’ sözleri ile dökülür içimden. Hemen ses kaydını açtım. Söz ve müzik aynı anda çıkıyor. Bu bende hep böyle olur.
PALAVRA
Dur!
Şimdi bir düşün
Geriye gelir mi bunca güzel gün ?
Dur bir düşün
Yaşamak varken değermi üzüntün ?
İnanma ona buna
Gül geç bunların hepsi
Palavra
Kanma şuna buna
Söyle yüzüne onun işi
Palavra
Hadi durma zıpla yerinden
Koşarak kaçtım dünya evinden
Seviyor gibiydi hepsi gönülden
Razı olsam giderdim dünden
Hadi durma zıpla yerinden
Koşarak kaçtım dünya evinden
Seviyor gibiydi hepsi de dünden
İnanmak isterdim çok da gönülden
Onun işi palavra
Yalanla dolanla
Seviyor diye inanma
Geç şu ayakları
Kandırma kendini
Yoksa üzerler seni
Palavra
Seviyor diye inanma
Her gün bir başka
Onun işi Palavra
Tolga Erzurumlu (k) , Fikret Canbulat (b) , Erkan Erzurumlu (g) , Fuat Kutrafalı (d)
Albümünü çıkarırken zorluklarla karşılaştın mı ?
Tabiki herşeye yalnız koşmak bir takım zorlukları beraberinde getirir.
Dediğim gibi büyükmüş gibi gösterilen dağlar, aslında küçük tepelerdir .
Ülkemizde en büyük sorun TELİF hakkımızı alamamız. Bandrol yasasının yetersizliği.
Eserleri üretiyoruz. Fakat ülkemizde telif hakkı yok. Bu konuda yardım istediğimizde engebeli işler olduğunu söylüyorlar fakat böyle bir şey yoktur. Teknoloji bir çok soruna çözümdür. Elektronik Posta ile herşeyi çözebilirsiniz. Türkiye’de müzik eserlerini sahiplendirme derneği var. Ben ona üye oldum. E mail yolu ile şarkılarımı oraya gönderdim. Bana gönderdikleri başvuru formlarını doldurup istedikleri bazı kriterleri de yerine getirerek basitçe bu durumu çözdüm. Şarkılarım resmi olarak benim adıma kayıtlı. Bu şekilde telif hakkımı sağladım.
Elektronik müziğe bakışın nedir?
Gerçekten müzik bu yöne doğru evriliyor. Zaman değişir, yenilenir. Biz bu dönemde müzik yapıyoruz. Bu yüzden müzisyenlerin kendilerini bu alanda güncellemeleri gerekmektedir. İnsanlar olmayan sesler üretiyorlar ve bu teknolojik aygıtların içerisine kayıt ediyorlar. Sonra da kullanıyorlar. Bu büyük bir bilgi birikimi gerektirir. Bizden sonra gelenler öyle şeyler yapacak ki biz hayal edemeyiz.
Kendini müzik okyanusunda nasıl bir yerde görüyorsun? Kendini hırpaladığın oldu mu ?
Eğer ben tek başıma herşeyi yapabilirim dersem yanılırım. Bu bir ekip işidir.
Zaman birşeyleri öğretiyor bize. Mükememel olamayacağını bilmelisin. O büyük okyanusta, orada olma savaşı veriyoruz. Bir şarkı yaptım herkese ulaşmasını beklemek idealist bir yaklaşım. Üç kişiye ulaşırsa üç kişi ile mutlu olmayı bilmeliyim diye düşünürüm. Bu işe yeni başlarken enstrumanımızla izleyici karşısına çıktığımızda şov yapmaya çalılırız, sonra olgunlaştıkça daha oturaklı oluruz. Önemli olan bunun bir yarış olmadığını bilmek. Yolculukdur ve bu yolda ne kadar mutlu olduğumuzdur.
Vermek istediğiniz bir mesaj var mı ?
Devlet tarafından Kıbrıslı Türk müzisyenlerin hakettiği değeri verebilecek ve onları koruyabilecek yasaların oluşturulmasını, yurt dışından gelen sanatçılara yapılan uygulama gibi güzel karşılamaların işletmeler tarafından gösterilmesini umut ederim. Umarım bu olur!
Şirin Gazi
Konuk: Sinan Güzen