LTB Başkanı Mehmet Harmancı, YDÜ tarafından Lefkoşa Suriçi Şehir Müzesi önüne yerleştirilen ve şikayetler üzerine LTB ekipleri tarafından kaldırılan “boğa heykeli” ile ilgili açıklama yaptı.
Harmancı konu ile ilgili LTB’nin de hatasının olduğunu söyleyerek “kurum boğa dikecek ve biz de bunu sabah fark edeceğiz bu da elbette kabul edilebilir değil, içerdeki sorumlular da bunun hesabını verecek. O heykeli dikmek için kopartılan meyve ağacının da ardıç ağacının da hesabı verilecek” dedi.
Mehmet Harmancı, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Heykeli çok severim, yıllar önce tüm üniversiteleri çağırarak bu konuda birlikte ne yapabileceğimizi konuşmuştuk ama sonrasında gerek maddi koşullar gerekse de iş birliği konusunda sürdürülebilir olmayan yaklaşımlar ortaya çıkmıştı. Sorun benim için asla bir kurum olmadı. Bu şehire bir çakıl taşı katkı sağlayabilecek her kişi ve her kurumla düzgün, düzeyli ama LTB’nin de itibarını koruyacak şekilde güzel ilişkilerimizi sürdürdüm.
YDÜ konusunda da kamuoyuna çok fazla açıklama yapmadan iki kurum arasındaki alacak-verecek konularını yıllarca komisyonlar kurarak sürdürdük. Bu arada büyük sermaye grupları ile ilk alacak verecek mücadelemiz de bu olmadı. Bir kısmını zamanında yakınen takip ettiğiniz farklı kurumlarla karşı karşıya geldik. Tümünde de mücadeleden asla geri adım atmadım çünkü burası bana babamdan miras kalan bir yer değil. Hala daha da ilgili kurumla davamız devam ettiği için daha fazla konuşmayacağım ama Lefkoşalının hakkını aramaktan da asla vazgeçmeyeceğim. Lefkoşalılara hizmet, her kişi ve kuruma da eşit durmam için görevdeyim. Kimisi beğenir kimisi eleştirir saygım sonsuz.
X kurum meslek vergisi, reklam vergisi, su, kanalizasyon ödüyorsa Y kurum da verecek ve vermeli. Benim için hiçbirinin adı X veya Y’den farksız. Bir tek kamuoyu güçleri farklı. Hiçbirinden de çekinmedim.
Seçilmiş yönetimlere saygı önemli, buranın kurumlarını hiçe saymadan ilerlemek önemli. Bizim de hatamız var mı? Var, X kurum boğa dikecek ve biz de bunu sabah fark deceğiz bu da elbette kabul edilebilir değil, içerdeki sorumlular da bunun hesabını verecek. O heykeli dikmek için kopartılan meyve ağacının da ardıç ağacının da hesabı verilecek. Surlariçi kent müzesi açılışını keşke kenti yönetenlerle bu yatırımı yapanlar ortak bir çalışma ile açabilseydi ama gelin görün ki bazı kurumlarımız eşit muamele değil ayrıcalıklı bir konum istiyorlar.
Bu arada yarın EMAA ile önceden planlanmış 6 adet heykel çalışmasının protokolü imzalanacak, teknik işler kentsel tasarım komisyonumuz ve belediye Meclisimizden onaylı bir şekilde.
Bu şehirde biz buradayken Fatma abla, Derviş dayı ve kıt kanaat geçimini sağlayan küçük işletmelerle ismi büyük kurumların eşit muamele görmesi ilkesinden tek bir gün taviz vermeyeceğiz, böyle bilinmesinde fayda görüyorum.”
(Voice of the Island)
