Adanın güneyindeki İstatistik Dairesi’nin açıkladığı verilere göre işsizlerin sayısı Aralık ayında 2000 kişilik bir artış gösterdi. Kasım ayında 33,780 olan işsiz sayısı Aralık ayında 35,771’e yükselerek toplumda endişe yarattı.
Voice of the Island 2017 -Kyriacos Kiliaris
Yine İstatistik Dairesi’nin verilerine dayanan bir başka bilgiye göre, 2016 Aralık’ına kıyasla bu yılın son ayında işsizlerin sayısında 6,081 kişilik bir düşüş görüldü. Hükümet bu bilgiyi kullanarak tabloyu tersine çevirmek istedi ve halkın kafası karıştı.
Voice of the Island AKEL’in Ekonomik Çalışmalar Bürosu sorumlusu Haris Polikarpu ile işsizlik konusunu görüştü.
Soru: Hükümet işsizlerin sayısında 2016 Aralık ayına kıyasla ciddi bir düşüş görüldüğünü ortaya koyan veriler açıkladı. Bu tablo gerçeği yansıtıyor mu?
Cevap: Evet, öncelikle şunu söylemek lazım ki kayda geçirilmiş işsiz sayısında gerçekten bir düşüş görüyoruz.
Ancak İstatistik Dairesi tarafından yapılan işgücü ile ilgili bir araştırma temelinde, 2017’nin Temmuz, Ağustos, Eylül aylarında işsizlerin gerçek sayısının 42,000 olduğu tahmin ediliyor.
Artık iş bulabileceğinden umudu kesen ve iş aramaktan vazgeçen pek çok vatandaşımız işsiz olduğunu bildirmiyor. Halbuki aslında aktif olmayan nüfusun sayısı yükseldi.
2013 yılından bu yana aktif olmayan nüfus sayısında 15,000 kişilik bir artış kaydedildi ve bu kesimin sayısı 265,000’e çıktı.
İşgücünün büyük bir kısmını yarı istihdam çalışanları oluşturuyor. Yarı istihdamın oranı 2012 yılında %10,7 iken, 2016’da %14,3’e yükseldi. Son İşgücü Araştırmasına göre bugün 45,983 insan yarım gün çalışıyor.
Bu yetmezmiş gibi 2013 yılından bu yana 10,000 yurttaşımız yurtdışına göç etti.
Bütün bunlar işsizlerin sayısının azalmış gibi görülmesine neden oluyor. Doğrudur, 2016-2017 yıllarında istihdam belli bir oranda arttı ama bu tek başına hükümetin işsizliğin düşüşü ile ilgili iddialarını haklı çıkarmak için yeterli değil.
Soru: Bu durumun topluma yansımaları nelerdir?
Cevap: Bu durum yoksul çalışanların arttığı anlamına gelir. Yoksulluk sınırında ve sosyal izolasyon altında olan insanlar bundan böyle daha sık karşımıza çıkacak.
Nüfusun %27,7’sinin yoksulluk sınırında yaşadığı tahmin ediliyor. Bu insanlar bir başka dönemde ve başka bir mantıkla aldığı kredileri ödeyemez hale geldi, evini kaybetme riski ile karşı karşıya.
Aynı zamanda da nüfusun %13,6’sının dokuz temel ihtiyaç maddesinden dördüne erişimi yok. Üstelik bu insanlara verilen devlet desteği düşürüldü. Ayrıca verilen çocuk yardımı ve üniversite öğrencisi desteği ödenekleri de kesildi.
Soru: Bu durum daha da kötüleşecek mi?
Cevap: Bu durumun kötüleşip kötüleşmeyeceği ekonomide izlenecek politikaya bağlı. Yani toplumun yarattığı zenginliği adil bir şekilde dağıtmayı hedeflemeyen ve toplumsal koşulları göz ardı ederek sosyal maliyetlere yatırmayan bir politika izlenirse eğer, evet durum daha da kötüleşecek.
Son yıllarda Kıbrıs’taki zenginler ve fakirler arasındaki mesafe daha da uçurumlaştı. 2012 yılında ücret toplamı 9,4 milyar Euro iken kâr payı 7,5 milyardı.
Bugünkü maaşların toplamı ise 8 milyar Euro’ya düştüğü halde kâr payı aynı seviyede. Bu ne demek? Krizin maliyetini ödeyen çalışanlardır demek.
Son yıllarda kamu maliyesinde iyileşme yaşandı ve bu yılın artan miktarı 500 milyon Euro’ya yükseldi. Bu para toplumun düşük gelirli kesimlerini desteklemek için kullanılabilirdi.
Hükümet ekonomik kalkınmaya yönelik yatırımları da arttırabilirdi. Ama bunun yerine hükümetin yaptığı, onaylanmış harcamaların büyük kısmını dahi hayata geçirmemek oldu.
Şimdi ise geçen beş yıl boyunca sosyal konulardaki duyarsızlıklarını unutturmak için, seçim öncesi bir sürü söz veriyorlar. Fakat sorunlar vaatlerle çözülmez.
Voice of the Island 2017 -Kyriacos Kiliaris
