Rum basını Kıbrıs sorunu için düzenlenecek gayrı resmî 5+1 konferansının tarihi ve detaylarının henüz belirlenmediğini, Mart ayının ikinci veya üçüncü on günü gerçekleştirilmesinin en muhtemel senaryo olduğunu yazdı.
Politis, konferansın, Türkiye’nin istediği gibi Türkiye-AB ilişkilerinin ele alınacağı Mart’taki Avrupa Konseyi ile eşzamanlı veya Konsey’in hemen ardından olacaksa, Kıbrıs Rum ve Yunan hükümetlerinin, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki tavrının “unutulmamasını sağlamak” için somut hareketlerde bulunması gerektiğine işaret etti.
Gazete haberi “Müzakere Grubunun Küçüklü Büyüklü Toplantıları… Guterres Tarafından Konferans Tarihinin Belirlenmesi Beklentisi ve 5+1 Konferansın Başarısızlığının Önlenmesi Çabası” başlığıyla manşete çekti.
Gazete 5+1 konferans tarihinin ve somut detayların resmen açıklanmasındaki gecikmenin, BM Genel Sekreteri Guterres’in konferansa girişmeden önce, bu görüşmeden az da olsa olumlu bir sonuç almayı güvence altına almak istediği olasılığına dair endişeleri güçlendirdiğini yazdı.
Yoğun hareketliliğin, temasların, görüşmelerin ve İngilizler tarafından alınan inisiyatiflerin, “müdahillerin bu girişimin nereye varacağını bilmeden risk almak istemedikleri” mesajını verdiğine işaret edilen haberde, İngiltere’nin Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum tarafları arasındaki farklılıkların üzerine köprü kurmayı hedefleyen somut fikirlerinden dolayı yoğun hareketlilik içerisinde olunduğunun BM kaynakları tarafından doğrulandığı kaydedildi.
Gazete Genel Sekreter’in Kıbrıs için görevlendirdiği Geçici Özel Danışmanı Jane Holl Lute’un, konferans tarihi ve detaylarının kesinleşmesinden sonra adaya yeni bir ziyarette bulunması ihtimalinin de göz ardı edilmemesi gerektiğini ekledi.
Haberde, Kıbrıs Rum Başkanlık Sarayı’nın, gerek yabancı yetkililerin ziyaretleri, gerek gayrı resmî konferans öncesinde bazı senaryolar hazırlanması ihtiyacı nedeniyle son 24 saattir Kıbrıs sorununa angaje olduğuna dikkat çekildi.
Habere göre, Anastasiadis’e danışmanlık yapmakta olan anayasa uzmanlarının (Konstantinidis, Paraskeva, Kombos, Emilianidis) ve dar müzakere grubunun (Hristodulidis, Kasulidis, Kuros, Panayotis Dimitriu, Mavroyannis) bundan sonrasına dair somut senaryoları görüşmek üzere Çarşamba günü (bugün) üçüncü kez Saray’da toplanması bekleniyor. Bunun paralelinde, Kıbrıs Rum Müzakereci Andreas Mavroyannis’in geniş katılımlı destek grubunun (Markulli, Kleanthus, İliadis vd) da uzun bir aradan sonra Perşembe günü (yarın) 5+1 konferans öncesi bilgi alış verişi yapmak ve öneride bulunmak üzere Saray’da buluşacak.
GECİKMENİN SEBEBİ PANDEMİ ÖNLEMLERİ VE GUTERRES’İN YOĞUN PROGRAMI
Alithia “Beşli Konferans Görüntüsü Puslu… Henüz Kimse Ne Zaman ve Nerede Yapılacağını Bilmiyor” başlığıyla ikinci manşet olarak değerlendirdiği haberinde, Kıbrıs Rum yönetiminin Genel Sekreter’in konferans davetini beklemekte olduğunu, gecikme sebebinin de siyasi değil, New York’taki pandemi önlemleri ve Guterres’in yoğun programından kaynaklanıyor göründüğünü yazdı.
Diplomatik bir kaynağa dayanarak, BM’nin herkese ve özellikle Genel Sekreter’e uyacak bir tarih bulmaya çalıştığını kaydeden gazete, “en muhtemel senaryo, konferansın Mart ayının ikinci veya üçüncü on günü toplanmasıdır.. Lute’un taraflara yeni tarihler vermesinin bekleniyor” ifadesini kullandı.
Pandemi şartları veya başka durumların gerektirmesi halinde Cenevre seçeneğinin de olabileceğine dikkat çekildi.
“BU KONJONKTÜRDE DESANTRALİZASYON TEHLİKELİ”
Haravgi “Bu Konjonktürde ‘Desantralizasyon’ Tehlikeli” başlıklı haberinde, ABD’nin, ülkeye giriş yapanlara 5 gün karantina zorunluluğu uygulaması nedeniyle 5+1 konferansının ilk başta açıklandığı gibi 1-3 Mart’ta yapılamayacağını, BM’nin yeni tarih aramakta olduğunu yazdı. Gazete, Kıbrıs Rum yönetimine bu bilgiyi pazartesi gecesi Lute’un verdiğine dikkat çekti.
Habere göre, Kıbrıs Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis, Türkiye’nin, 5+1 konferansının, hakkındaki yaptırımların ele alınacağı Avrupa Konseyi’nden sonra yapılmasını istediği bilgilerini yorumlarken, Kıbrıs Rum yönetimi açısından meselenin, sonuç çıkması olduğunu söyledi. Hristodulidis, “Türkiye’den, AB’nin belirlediği olumlu ajandayı benimsediğine dair somut jestler görmemiz gerek” dedi.
Hristodulidis, Türk tarafının iki devlet talebini ise “Kıbrıs Rum tarafının oluru olmadan uzlaşılmış çözüm çerçevesi değiştirilemez. Kıbrıs Rum tarafının BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararları tarafından belirlenen çözüm çerçevesinin değiştirilmesini kabul etmesi söz konusu değildir” şeklinde yorumladı.
AKEL Basın Sözcüsü Stefanos Stefanu “uluslararası toplum uzlaşılmış çözüm çerçevesine yönelmişken Kıbrıs Kıbrıs Rum tarafının kapanmış konuları yeniden açması çok tehlikeli” uyarısında bulundu.
“Genel Sekreter’in, müzakerelerin Crans Montana’da koptuğu yerden yani 2014 Ortak Açıklaması, yakınlaşmalar ve Guterres Çerçevesiyle devam etmesi önerisinde istikrarlı ve tutarlı olmalıyız” diyen Stefanu “Beşli Konferans’ta dezantralize federasyonun gündeme getirilmesi çok tehlikeli. ‘Yeni fikir’ olarak algılanır ve Türk tarafına iki devleti ‘yeni fikir’ olarak gündeme getirme fırsatı verir” ifadesini kullandı.
Fileleftheros, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü Misyon Şefi Elizabeth Spehar’ın bu günlerde Güvenlik Konseyi Daimi Üyesi 5 ülkenin Güney Kıbrıs’taki büyükelçileri ile Kıbrıs sorunundaki gelişmelerin ele alındığı temas turları başlattığını bildirdi.
Gazeteye göre, dün önce telekonferans yöntemiyle Çinli Büyükelçi Liu Yantao ve makamında ziyaret ettiği Rus Büyükelçi Stanislav Osadchiy ile görüşen Spehar, diğer büyükelçilerle de görüşecek. Spehar önceki hafta adaya gelen İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab ile de görüşme fırsatı buldu.
Gazete, Fransa’nın Güney Kıbrıs’taki Büyükelçisi Salina Crenet Catalano ile Kıbrıs Rum Müzakereci Andreas Mavroyannis’in dün BM parametrelerini ve federal çözüm modelini görüştüğünü, kişisel sosyal medya paylaşımlarında bunların önemine vurgu yaptıklarını yazdı.
TAK
