Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Gürdal Hüdaoğlu, Cumhuriyet Meclisi Ekonomi Maliye Bütçe ve Plan Komitesi’nin başkan ve üyelerine Cumhurbaşkanlığı bütçesini oybirliği ile kabul etmelerinden dolayı teşekkür ederek, Cumhurbaşkanlığı’nın 2020 yılında da bütçesini en etkin ve verimli şekilde kullanmaya çalışacağını ifade etti.
GENEL BÜTÇEYE YÜZDE 14 ARTIŞ YAPILIRKEN CUMHURBAŞKANLIĞINA YÜZDE 8,6
Bakanlar Kurulu tarafından Meclis’e sevk edilen tasarıda 2020 bütçesi için öngörülen artış oranının, Cumhurbaşkanlığı olarak enflasyon rakamlarına bağlı kalarak belirledikleri oranının altında olduğuna işaret eden Hüdaoğlu, genel bütçeye yüzde 14 oranında artış yapılırken, Cumhurbaşkanlığı bütçesine yapılan artış oranının sadece yüzde 8,6’da kaldığını belirtti.
Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Gürdal Hüdaoğlu, 2020 Yılı Bütçe Yasası çalışmalarını sürdüren Cumhuriyet Meclisi Ekonomi Maliye Bütçe ve Plan Komitesi’nin Cumhurbaşkanlığı Bütçesini görüştüğü toplantıda her yıl olduğu gibi bu yıl da Kıbrıs sorununa ilişkin görüşlerin dile getirildiğini belirterek, bu konuda yöneltilen bazı eleştirileri yanıtladı.
FEDERASYON KIBRIS TÜRK TEZİ
Hüdaoğlu, Kıbrıslı Rumların federasyon istemediğinin ortaya çıktığı iddiasıyla artık başka bir çözüm modeli gündeme getirilmesi gerektiğini ifade edenlerin, esasen Kıbrıs Türk halkının önerdiği bir model olan federasyonu şeytanlaştırmalarının yanlış bir tutum olduğunu belirtti. Federasyonun henüz BM zemini olmadığı ve Kıbrıs için hiç gündeme getirilmediği yıllarda, Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Türk Federe Devleti’ni ilan ederek federasyonu ilk kez bir müzakere zemini olarak gündeme getiren taraf olduğunu hatırlattı.
Federasyon talebinin 1983 Bağımsızlık Bildirgesinde de yer aldığını kaydeden Gürdal Hüdaoğlu, Kıbrıslı Türklerin kendi tezlerinden Rumlar istemiyor diye vazgeçmelerinin büyük bir hata olacağını vurguladı. Hüdaoğlu, 40 yıldır bu müzakere zemininde görüşmeler yapıldığını ve Kıbrıslı Türklerin bu zeminde önemli mesafeler kat ettiğini belirterek, bunlardan ‘Rumlar istemiyor’ gerekçesiyle vazgeçilemeyeceğini vurguladı.
Rumların kabul etmekte zorlandıkları şeyin çözüm modelinden ziyade paylaşıma ilişkin olduğunun gözlerden kaçırılmaması gerektiğini söyleyen Hüdaoğlu, “Kıbrıslı Rumlar bir şeyden kaçıyorsa çözümden kaçıyor. Sorun modele ilişkin değil. Önemli olan yeni bir model önermek değil, mevcut kazanımlarımızı koruyarak, Rumları siyasi eşitlik temelinde çözüm noktasına getirmektir” şeklinde konuştu.
AKTİF DIŞ SİYASET
Son günlerde belirli kişiler tarafından Cumhurbaşkanı Akıncı’nın aktif bir dış politika izlemediğine ilişkin algı yaratılmaya çalışıldığını ve bugün de Komitede CTP milletvekili Erkut Şahali tarafından benzer eleştiriler yöneltildiğini belirten Hüdaoğlu şunları söyledi:
“Aktif bir dış politika izlenip izlenmediğini anlamanın en iyi yolu elde ettiğiniz sonuçlar olmalıdır. Kıbrıs sorunu konusunda Sayın Akıncı döneminde oluşan hareketliliği, tarihte ilk defa Kıbrıs Türk tarafının sürükleyiciliği sayesinde Kıbrıs sorununun üstelik iki defa uluslararası konferans düzeyinde ele alındığını, Kıbrıs Türk tarafının yaklaşım ve söylemlerinin kabul görmeye ve BM raporlarına girmeye başladığını görmezden gelmek mümkün değildir. Sayın Akıncı’nın dış politikada etkin olmadığını söylemek için İkinci Cumhurbaşkanı Sayın Talat’ın üç farklı ABD Dışişleri Bakanı ile görüşmesini örnek göstermekse tamamıyla anlamsızdır. Sayın Talat üç Dışişleri Bakanı ile görüşmüş olabilir ama örneğin hiçbir ABD Başkan Yardımcısıyla görüşememiştir. Oysa ki Sayın Akıncı hem ABD Başkan Yardımcısı hem de ABD Dışişleri Bakanı ile görüşmüştür. Şimdi bunu Sayın Talat’ın zamanı boşa harcadığının göstergesi mi sayalım? Önemli olan hangi politikaları yürüttüğünüz, tutarlı ve kararlı olup olmadığınız ve kendinizi iyi anlatıp anlatamadığınızdır. Bu arada Sayın Akıncı’nın bugüne kadar görüştüğü yetkililerden sadece birkaçını anımsatmak istiyorum: ABD Başkan Yardımcısı, ABD Dışişleri Bakanı, şimdiki Almanya Cumhurbaşkanı, şimdiki İngiltere Başbakanı, İngiltere Dışişleri Bakanı, AB Komisyonu Başkanı, Avrupa Parlamentosu Başkanı, Avrupa Konseyi Başkanı… Bu mu tutuk dış siyaset?”
İÇERİDE ÖNDERLİK
Komitede iktidar ve muhalefet partilerine mensup bazı milletvekillerinin Cumhurbaşkanının iç meselelere ve yürütmeye ilişkin konulara müdahil olması beklentisini dile getirdiğini ifade eden Hüdaoğlu, bunu hükümetlere yapılmış “Cumhurbaşkanı ile daha yapıcı bir ilişki kurma” çağrısı olarak da görmenin mümkün olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanının değişik zamanlarda Kamu Hizmeti Komisyonunun yapısı, Maronit açılımı, sel önlemleri ve Lefkoşa’ya yeşil alan kazandırılması yönündeki girişimlerinin, “işimize karışılıyor” duygusuyla olsa gerek yeterince sahiplenilmediğinin ve hatta engellendiğinin ortada olduğunu ifade eden Hüdaoğlu, bundan sonra Cumhurbaşkanından gelecek katkı ve önerilere daha sıcak yaklaşılması ümidini dile getirdi.
Cumhurbaşkanının vatandaşların çeşitli sorunlarını ilgili bakanlıklara yazılı ve sözlü olarak iletmekte olduğu bilgisini de veren Hüdaoğlu Cumhurbaşkanının ayrıca ihtiyaç hissettikçe hükümet ve askeri ve sivil yetkililerle ülke sorunlarını ele almakta olduğunu kaydetti.
2- CUMHURBAŞKANLIĞI SENFONİ ORKESTRASI
Komitede söz alan milletvekillerinin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile ilgili takdir duygularını paylaşmasından dolayı teşekkür eden Gürdal Hüdaoğlu, sanata ve kültüre büyük önem veren Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Orkestranın bugün itibar sahibi bir kurum haline gelmesini sağladığını belirtti.
Orkestranın 2019’un ilk 10 ayında 38 konser vererek yaklaşık 29 bin izleyiciye ulaştığı bilgisini veren Hüdaoğlu, Orkestranın son yıllarda ülkemizde yapılan en iyi işlerden birisi olduğunu kaydetti. Hüdaoğlu Orkestranın 29 Kasım’da 4’üncü kuruluş yıldönümünü yine bir konserle kutlayacağını da söyledi.
İSTİSNAİ BÜTÇE KALEMİ
Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Gürdal Hüdaoğlu, dünyanın pek çok ülkesinde normal bütçe uygulaması dışında tutulan ve “örtülü ödenek” olarak bilinen istisnai kaynakların kullanıldığını anımsatarak, bazı ülkelerde genel bütçenin yüzde 1’inin, bazılarında ise Cumhurbaşkanlığı bütçesinin yüzde 50’sinin örtülü ödenek olarak düzenlendiğinin görüldüğünü anlattı. KKTC’de örtülü ödenek olarak bilinen kaleme son üç yıldır anlamlı bir artış yapılmadığını ve bu kalemin genel bütçe içindeki payının sadece 10 binde 1 düzeyinde olduğunu ifade eden Hüdaoğlu, bu kalemin önceki Cumhurbaşkanlarının döneminde olduğu gibi şimdi de gerektiği zaman kullanıldığını belirtti. Hüdaoğlu, istihbarat ve lobicilik konularında kurumsal imkanları olan devletlerin dahi başvurduğu bu yöntemin KKTC’de de mütevazı ölçüler içinde bulunmasının ihtiyaç olduğunun görüldüğünü sözlerine ekledi.
GÖNYELİ’DEKİ ARAZİ VE OKUL KONUSU
UBP milletvekili Özdemir Berova’nın Cumhurbaşkanlığının 2015 yılında Milli Eğitim Bakanlığının Gönyeli’de inşa etmek istediği okul projesini reddettiği iddiasında bulunduğunu anımsatan Hüdaoğlu, bunun gerçeği yansıtmadığını açıkladı. Hüdaoğlu şunları söyledi:
“Üçüncü Cumhurbaşkanı Sayın Eroğlu zamanında Lefkoşa’da çocuk izlem merkezi projesi için Cumhurbaşkanlığına verilen arazinin tahsisi, Sayın Akıncı’nın göreve gelmesinden sonra dönemin Bakanlar Kurulu tarafından herhangi bir bilgi verilmeden iptal edilmişti. Cumhurbaşkanlığı bu projenin hayata geçirilebilmesi amacıyla ve devletin devamlılığı ilkesinden hareketle proje için uygun bir başka arazinin tahsisi için girişim yapmıştır. Sonuçta Gönyeli Yenikent’te sözü edilen arazinin tahsisi sağlanmıştır. Aynı arazinin karşısında önceden Milli Eğitim Bakanlığına okul projesi için ayrılmış bir başka arazi zaten mevcuttu. Ama Sayın Berova o dönemde, Cumhurbaşkanlığına ayrılan arazinin okul için daha uygun olacağı gerekçesiyle takas önermiştir. Çocuk izlem merkezleri konusundaki uzmanların, önerilen diğer arazinin böyle bir proje için uygun olmadığını belirtmesi üzerine takas mümkün olmamıştır. Konu bundan ibarettir ve başka bir yerde okul yapılmasını önleyen bir durum yoktur. Diğer proje de çocuklarla ilgilidir ve kaynak yaratılması halinde ülkemizin kanayan bir yarasını çözecek niteliktedir.”
(CB)
