FeaturedKIBRISKıbrıs Sorunu

‘Federasyonun kurulmasından sonra siyasi eşitlik temeldir’

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, “Kıbrıs Rum tarafı, Doğu Akdeniz’de sadece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni değil, Türkiye Cumhuriyeti’ni de denklemin dışında tutmaya çalışıyor.” dedi.

Ana muhalefet partisi CTP’nin Genel Başkanı Erhürman, Kıbrıs meselesi, müzakereler ve Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon kaynaklarıyla ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Kıbrıs meselesi bağlamında doğru tahliller yapabilmek için 2017’de İsviçre’nin Crans-Montana kentinde yapılan Kıbrıs Konferansı’ndan sonraki sürecin hatırlanması gerektiğini belirten Erhürman, KKTC ve Türkiye’nin Crans-Montana’da Annan Planı’ndan sonra bir kez daha federasyon kurulması konusunda her türlü çabayı ortaya koyduğunu uluslararası toplum önünde gösterdiğini söyledi.

Birleşmiş Milletler (BM) raporlarında denge gözetme arayışı olduğu için, Kıbrıs Türk tarafının bu olumlu tutumunun doğrudan yansımadığını ifade eden Erhürman, Crans-Montana’dan sonra Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Lideri Nikos Anastasiadis’in iki temel konuda sürekli olarak tartışma yarattığını kaydetti.

Erhürman, Rum lider Anastasiadis’in kapalı kapılar arkasında iki devletli çözüm ve konfederasyon gibi şeyleri de telaffuz ettiğinin Rum basınına yansıdığına işaret ederek, “Açık kapılar arkasında ise merkezi olmayan ve gevşek federasyon dedi. Aslında Anastasiadis, Crans-Montana’dan sonraki süreçte hep zamana oynadı. Çünkü Rum tarafının bugüne kadarki tavrında zamanın hep kendi lehlerine işlediğine dair bir algı var. Yine aynı algı belli ki Anastasiadis’te de hakim oldu.” diye konuştu.

Rum tarafının, Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’nin Crans-Montana’da uluslararası toplum nezdinde elde ettiği moral üstünlüğünü zamanla yok etmeye çalıştığına dikkati çeken Erhürman, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 2019 içerisindeki son kararında bir kez daha siyasi eşitliğe vurgu yapıldığını, etkili katılımın da Kıbrıslı Türkler açısından bir hak olduğunu, siyasi eşitlik ve etkili katılımın federasyonun temel parametrelerinden biri olduğunun bir kez daha tespit edildiğini vurguladı.

Erhürman, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Crans-Montana’da bir noktaya gelindiğinde yayımladığı raporunda, “Bu güne kadarki bu ucu bucağı belli olmayan müzakere süreçleri artık yaşanmayacak.” ifadesini hatırlatarak, şöyle devam etti:

“Artık Kıbrıs sorununda konuşulmamış bir şey kalmamıştır, nerelerde uzlaşılamadığı bellidir. Dolayısıyla yapılması gereken bir son süreçtir ama o son süreç ucu açık olmayacak ve artık o sürecin sonunda artık öngörülebilirliğe ulaşmamız lazım. Bence BM’nin görevi de böyle bir süreç başlatmaktır. Kıbrıs sorunu bir anlamda bizler için de Kıbrıslı Rumlar için de bir öngörülebilirlik sorunudur.”

Erhürman, Rum tarafının siyasi eşitlik konusundaki tavrının devam etmesi halinde, eylülde New York’taki olası 3’lü ve 5’li görüşmelerin zarar göreceğini ifade etti.

“FEDERASYONUN KURULMASINDAN SONRA SİYASİ EŞİTLİK TEMELDİR”

Erhürman, Nikos Anastasiadis’in hidrokarbon konusunda Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile aralarında varılmış birtakım uzlaşma olduğunu söylediğini hatırlatarak, bu anlaşmanın, eğer Ada’da bir federasyon kurulursa deniz yetki alanlarıyla ilgili konuların federal devletin yetki alanında olacağını içerdiğini söyledi.

İki lider arasındaki anlaşma olmasının, federasyonun kurulmadığı koşullarda Rum tarafının federasyon kurulmuş da, Rum tarafı da federal devlet olmuş gibi bu konulardaki yetkileri tek başına kullanabilmesi anlamına gelmediğinin altını çizen Erhürman, “Federasyonun kurulmasından sonra siyasi eşitlik temeldir. Dolayısıyla bir federal devlet olacaksa ve deniz yetki alanları konusunda yetkili olacaksa, o federal devletin içinde siyaseti eşitlikten hareketle Kıbrıslı Türkler de yetki sahibi olacaklar. Federasyonun kurulmadığı koşullarda ise BM şemsiyesi altında iki toplum esası vardır.” ifadesini kullandı.

Erhürman, mevcut koşullarda Kıbrıs Türk tarafı ile Rumlar arasında hidrokarbonlar konusunda ortak bir komite kurulabileceğini ve sürecin birlikte yönetilebileceğine işaret ederek, bu nokta da Anastasiadis’in, “Bir komite kurarız, o da size bilgi verir.” demesinin, Kıbrıs Türk halkının 1960 Anayasası’ndan kaynaklanan haklarına uygun olmadığını söyledi.

Rum tarafının hidrokarbonlar konusunda KKTC ve Türkiye’nin son dönemde verdiği mesajı anlaması gerektiğini belirten Erhürman, şöyle devam etti:

“Hidrokarbonlar konusundaki tavrın iki sebeple barışa hizmet etmediğini Kıbrıs Rum tarafı da uluslararası toplum da çok net olarak görmeli. Birincisi bir kere Kıbrıs’ta çözüme hizmet etmiyor. Kıbrıs Rum tarafında, ‘Ortada böyle bir kaynak var ve bu kaynağı ancak birlikte kullanma ortamını yaratırsak kullanabiliriz.’ bilgisi oluşmuş olsa, bu onları çözüme motive eder. İkincisi, Kıbrıs Rum tarafı, Doğu Akdeniz’de sadece KKTC’yi değil, Türkiye Cumhuriyeti’ni de denklemin dışında tutmaya çalışıyor. Doğu Akdeniz’de Türkiye Cumhuriyeti son derece önemli bir ülkedir.”

(TAK)


Benzer Haberler

Evinde ölü olarak bulundu!

Voice Kıbrıs Haber

Trafik ekiplerinin kontrol maksatlı durdurduğu araçta uyuşturucu çıktı!

Voice Kıbrıs Haber

Lefkoşa derbisi Çetinkaya’nın

BRT

21. Orkide Yürüyüşü Dilekkaya Ormanı’nda gerçekleşti

Voice Kıbrıs Haber

Hasipoğlu “İsias Davası’nın olası kasta dönmesi gerektiğini bir kez daha gözlemledik”

TAK

Güneyden kuzeye atılan uyuşturucuyu alırken yakalandı!

Voice Kıbrıs Haber