Volt Cyprus, Uluslararası Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü nedeniyle açıklama yaptı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet, dünyadaki en yaygın insan hakları ihlallerinden biri olmaya devam ediyor. Dünya çapında tahminen 736 milyon kadın (neredeyse her üç kadından biri) yaşamları boyunca en az bir kez birlikte olduğu partnerinden fiziksel ve/veya cinsel şiddete, partneri olmayan birinden cinsel şiddete veya her ikisine birden maruz kalıyor. Eşitliğin, kalkınmanın, barışın ve kadınların ve kız çocuklarının insan haklarının sağlama alınması önünde bir engel olmaya devam ediyor. Genel olarak, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin (SKH’ler) kimseyi geride bırakmama vaadi, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddete son verilmeden yerine getirilemez.
Her yıl dünya çapında çok sayıda kadının çoğunlukla partnerleri veya eski partnerleri tarafından öldürülmesinden endişe duyuyoruz. Araştırmalar kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetin AB’de en az hükmettirilen suçlardan biri olmaya devam ettiğini ve kadın haklarının geliştirilmesinin önünde temel bir engel olduğunu gösterdiğinden, başka hiçbir suçun bu kadar yaygın olmadığına ve yine de bu kadar görmezden gelinmediğine dikkat çekiyoruz.
AB’nin toplumsal cinsiyet eşitliği stratejisinin 2020’de kabul edilmesinden bu yana kaydedilen ilerlemeyi ve ileriye doğru atılmış önemli bir adım olan İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen Avrupa Konseyi’nin Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi ve Mücadeleye İlişkin Sözleşmesine katılımını memnuniyetle karşılıyoruz. Ancak, kadına yönelik şiddetle mücadele ve önlemeye ilişkin yeni AB kurallarının Haziran 2024’teki Avrupa seçimlerinden önce kabul edilmesinde uzun bir gecikme var. Bu nedenle Kıbrıs Hükümeti’ni çok çalışmaya ve toplumsal cinsiyetle mücadeleye ilişkin müzakerelerde ilerleme sağlanması için Avrupa Parlamentosu’nun da talep ettiği gibi rıza eksikliğine dayalı bir tecavüz tanımının yanı sıra siber zorbalık ve siber tacizin de dahil edilmesini kabul ederek baskı unsuru olmaya çağırıyoruz.
Ne yazık ki kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddete karşı kararlılık düzeyi son derece düşük. Kıbrıs’a ilişkin rakamlar sorunun büyüklüğünü vurguluyor: Avrupa Temel Haklar Örgütü’ne göre Kıbrıs’taki 5 kadından 1’i partnerinden veya partneri olmayan kişiden fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz kaldığını bildiriyor. Kadınların %36’sı 15 yaşından beri bir tür cinsel tacize maruz kaldıklarını bildiriyor. 2010 ile 2016 yılları arasında Kıbrıs’ta 40 kadın cinayeti yaşandı ve bunların %70’i mevcut veya eski partnerleri tarafından işlendi. Evde yardımcı olarak çalışanlar, mülteciler ve sığınmacı kadınlar da dahil olmak üzere göçmen kadınlar birçok ayrımcılığa maruz kalıyor ve her düzeyde şiddete karşı daha savunmasız durumdadırlar. Bildirilen dört vakadan biri hiçbir zaman mahkemeye ulaşmazken, Kıbrıs’taki kadınların %28’i mevcut veya eski partnerlerinden veya kocalarından şiddete maruz kaldı.
Ağır bir insan hakkı ihlali olan bu belanın ortadan kaldırılması için güçlü tepkiler talep ediyor, devleti sıfır tolerans göstermeye ve faillerin ciddi bir şekilde soruşturulmalarını teşvik etmeye çağırıyoruz.
Son olarak, devlet bütçesinde kadın kuruluşlarına daha fazla yatırım yapılmasını, daha iyi mevzuat hazırlanmasını, faillerin etkili bir şekilde soruşturulmasını, mağdurlara daha fazla hizmet verilmesini ve kolluk kuvvetlerine eğitim verilmesini beklediğimizin altını çiziyoruz.”
