KTOEÖS Başkanı Selma Eylem açıklamada bulunarak, TC yetkilileri ve TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından Kıbrıs Türk toplumunun kültürüne ve yaşayışına yapılan müdahaleyi kınadığını belirtti.
Açıklama şu şekilde:
“TC yetkilileri ve Sayın Çavuşoğlu Kıbrıs Türk Toplumunun kimliğine, kültürüne, yaşayışına, diline, dinine
sürekli olarak müdahale etmeyi, saldırmayı alışkanlık haline getirmiştir. Kıbrıs Türk Toplumunun iradesiyle seçtiği
lideri Sayın Akıncı’yı bay pas edip ulaşılabilir tek çözüm olan federasyonu ortadan kaldırma hamlesinin son adımı
atılmak istenmektedir. Bunu kabul etmediğimizi bir kez daha ortaya koyar, Sayın Çavuşoğluna hatırlatmak isteriz,
Kıbrıslı Türkler, yüzyıllardır Kıbrıs adasında kendine özgü yaşam tarzını korumuş, baskı ve tehditlere boyun
eğmemiştir, bugün de eğmeyecektir.
Talep olduğu iddiasıyla masummuş gibi gösterilerek açılan ve açılmak istenen İlahiyat okulu Kıbrıs Türk
Toplumunu dönüştürme hamlesidir. Hak ve özgürlükleri ortadan kaldıracak tekçi, baskıcı, siyasal İslamcı projenin
bir parçasıdır.
Bugün Türkiye’de bu çerçevede eğitim sistemi ve okullar tarikatlara teslim edilmiş, bilimsel, laik eğitimi
savunan öğretmenler işinden edilmiş, baskı ve korku düzeni yaratılmıştır. Alt yönetim haline getirilen ülkemizde
de aynı düzeni yaratma çabasında sürdürülen baskılara boyun eğmeyeceğimizin, çağdaş, laik, bilimsel eğitim için mücadeleyi sürdüreceğimizin bir kez daha altını çizeriz.
Sayın Çavuşoğlu’na öncelikle kendi ülkesindeki taleplere karşılık vermesini önerir, Sünni Mezhebi
dışındakileri yok sayarak uyguladıkları faşizan baskıları, insan hakkı ihlallerini hatırlatır, bizlere demokrasiden,
haktan, hukuktan bahsetmeye yüzü olmadığını ortaya koyarız. Biz Kıbrıslı Türklerin içişlerine müdahale etme,
ülkemizde “Talep Var, Demokrasi Var” diyerek Anayasa ve Milli Eğitim Yasasını hiçe sayma hakkı olmadığını da
bir kez daha hatırlatırız.
Sn. Çavuşoğlu’nun adamıza gelerek haddini aşan açıklamalarını kendisine iade ederiz. İdeolojik
dayatmalarını, baskılarını, toplum mühendisliği çalışmalarını, seçilmiş liderimizi, irademizi yok sayan ifadelerini
kabul etmiyor, omurgasız siyasetimizden cesaret alarak bizleri her fırsatta aşağılayan, irademizi yok sayan,
patronluk taslayan saldırılarını kınıyor ve reddediyoruz.
Bu toplumun yaşayışını, kültürünü, kimliğini, dilini, dinini tehdit olarak algılayan ve her türlü saldırıyı
kendisine hak olarak gören bu anlayış karşısında eşit, siyasi ortak olan Kıbrıslı Türkler olarak;
bizler bir kez daha Kıbrıs’ta çözüm, barış ve birleşik federal Kıbrıs için mücadeleyi sürdüreceğimizi,
tehdit ve baskılarınıza boyun eğmeyeceğimizi, toplum mühendisliğine izin vermeyeceğimizi, bizlere biçtiğiniz gömleği asla giymeyeceğimizi, giydiremeyeceğinizi bir kez daha ortaya koyarız.”
