Kıbrıs Sorunu

“Biz/Emeis” Programına Konuk Olan Ahmet Sözen’den Liderlere “Birbirinize Cömert Davranın”.

ahmet-sozen-biz-emeis-roportaj-11

Prof. Dr. Ahmet Sözen, liderlere Cenevre’ye gitmeden önce gayri resmi bir ön anlaşma yapmaları tavsiyesinde bulundu:

“Birbirinize cömert davranın”

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Sözen, liderlerin Cenevre’ye gitmeden önce kendi aralarında gayri resmi bir al ver sürecine girerek temel prensiplerde anlaşmasının Cenevre’de süpriz krizlerin yaşanmasının önüne geçeceğini söyledi. Sözen, liderlerin müzakere heyetlerinden de uzakta bir ortamda, belki kendi evlerinde bir araya gelerek, “Yönetim ve Güç Paylaşımı”, “Mülkiyet”, “Avrupa Birliği”, “Ekonomi” ve “Toprak” konularında ne alıp ne verecekleri konusunda samimi bir şekilde anlaşması gerektiğini ifade etti. Buna paralel olarak garantör ülkelerin de “Güvenlik ve Garantiler” konusunu görüşüp Cenevre gitmeden önce uzlaşabileceğini anlatan Sözen, bu durumda Cenevre’deki zirvenin seramonik bir zirveye dönüşebileceğini vurguladı.

PIK 2’de yayınlanan iki toplumlu/iki dilli “Biz/Emeis” programına özel bir demeç veren Ahmet Sözen, Cenevre’de süprizlerin yaşanmaması için 9 Ocak tarihine kadar geçecek sürenin çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini ve tarafların çok iyi bir ön çalışma yaparak Cenevre’ye gitmesi gerektiğini vurguladı. Sözen, “artık son aşama dediğimiz Cenevre’de süprizlerin ya da krizlerin yaşanmaması gerek” dedi.

Ahmet Sözen, taraflar arasında sıkıntıya sebep olan “Güvenlik ve Garantiler” konusunda ise “insanların güvenlik kaygısı asker sayısıyla çözülemez” değerlendirmesinde bulundu.

“Mont Pelerin’de taraflar ‘Güvenlik ve Garantiler’ konusunda hazırlıksızdı”

“Mont Pelerin 2” zirvesinde yaşanan tıkanıklığın olası sebeplerini de değerlendiren Ahmet Sözen, tıkanıklığın taraflar arasındaki uzlaşmazlıktan değil, müzakerelerin seyrine ilişkin taktiksel meselelerden kaynaklandığı yorumunda bulundu. Sözen, “Mont Pelerin 2’de yaşanan bence Kıbrıs meselesinin özlü konuları üzerinde iki tarafın anlaşmazlığı değildi. Yani “Yönetim ve Güç paylaşımı veya “Toprak” vesaire bu konularda bence büyük bir anlaşmazlık yoktur. Benim tahminim yaşanan, özellikle müzakerelerin bundan sonra hangi modelitaler içinde geçeceğine ilişkindi ve taktikseldi. Benim hipotezim, taraflar işin sonu dediğimiz ‘end game’ sürecine girerken, Güvenlik ve Garantiler konusunda da ne kadar hazırlıksız olduklarının farkına vardı. O yüzden böyle bir kriz yaşandı” şeklinde konuştu.

 “Bir yol haritası var, bu yol haritasını detaylandırmak lazım”

“Bugün elimizde eskiye kıyasla farklı bir şey var, yani Cenevre’de olacak görüşmeleri önemli kılan birşey var” diyen Ahmet Sözen, Cenevre zirvesinin farkının müzakere sürecini son kerteye kadar takvimleyen “kabaca bir yol haritası” olduğunu söyledi. İçinde tarihlerin de olduğu bu yol haritasının varlığının çok önemli olduğuna işaret eden Sözen,  “Bence bu Mont Pelerin 2’den sonra bir ileri adımdır, bu ileri adımı iyi değerlendirmek lazım. Bugünden 9 Ocak’taki Cenevre zirvesine kadar olan zaman çok önemli. Bu zamanı çok iyi değerlendirmek ve bu kabaca yol haritasını detaylandırmak lazım. Yani arka planda yeni Cenevre görüşmelerini çok iyi kurgulamak ve çok iyi bir ön çalışmayla oraya gitmek lazım çünkü artık o son aşama dediğimiz aşamada sürprizlerin olmaması lazım. Aksi halde tekrar bir kriz yaşayabiliriz” diye konuştu.

Liderlere tavsiye: Birbirinize cömert davranın

Cenevre’de yaşanacak olası tıkanıklıkların önüne geçilmesi konusunda her iki lidere neler tavsiye edebileceği yönündeki bir soruya karşılık ise Sözen, Anastasiadis ve Akıncı’nın 1968’den bu yana devam eden Kıbrıs müzakerelerinde artık alışılmış müzakere taktiklerini ve kemikleşmiş pozisyonları terk etmesi gerektiğini söyledi. Liderleri birbirlerine karşı cömert davranmaya ve birbirlerini rakip değil müstakbel ortak olarak görmeye çağıran Prof. Dr. Ahmet Sözen, “Cömertlik Kıbrıslıların DNA’sında var ama iş müzakerelere gelince taraflar birbirine cimri davranıyor” dedi. Sözen sözlerini şöyle sürdürdü:  “Müstakbel ortaklar olarak birbirimize cömert davranmamız lazım. Özellikle anayasal konularda yani Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğini tescilleyecek dönüşümlü başkanlık gibi konularda Kıbrıs Rum tarafı Türk tarafına cömert davranmalı. Özellikle toprak ve mülkiyet gibi konularda Kıbrıslı Türkler de Kıbrıslı Rumlara cömert davranmalı aksi halde müzakereler eskiden yaşandığı gibi akamete uğrar”.

Sözen, Cenevre’de süpriz krizleri yaşanmaması için bir diğer formülün de, liderlerin Cenevre’ye gitmeden önce gayri resmi bir al ver sürecine girerek “Güvenlik ve Garantiler” konusu dışındaki 5 müzakere başlığını konuşup temel presnsiplerde anlaşması olabileceğini dile getirdi. Sözen, “bu olurken de ‘Güvenlik ve Garantiler’ konusunda da 3 garantör ülke konuşmalı ve yeni çözüm şekilleri tartışılmalı ve iki toplum lideri de bu tartışmaların içinde olmalı. Örneğin Anastasiadis, Akıncı aracılığıyla Türkiye’yle  ya da Akıncı, Anastasiadis aracılığıyla Yunanistan’la konuşmalı ve bunların Cenevre öncesi bir mutabakata bağlanması lazım ki Cenevre’de özellikle 12 Ocak’ta yani beşli konferans sürecine geçildiğinde ortada herhangi bir pürüz  ya da belirsizlik olmasın” diye konuştu.

 

“İnsanların güvenlik kaygısı, asker sayısıyla çözülmez”

“Güvenlik ve Garantiler” konusunda taraflar arasındaki zıt tutumun nasıl aşılabileceğine ilişkin bir soruya karşılık ise Ahmet Sözen, şu yanıtı verdi: “Tarafların alışılagelmiş müzakere tutumlarından bahsetmiştim. Güvenlik ve Garantiler bu konuya çok iyi örnektir.  Yani tarafların bu konuda kemikleşmiş pozisyonları vardır. Bir taraf diyor ki biz güvende hissetmediğimizden dolayı Türk askeridir bizim güvenliğimiz, diğer taraf da hayır Türk askeri burda olursa ben güvenli hissetmem diyor. İki tarafın da kendi açısından düşündüğü meşrudur ama bunlar algıyla da alakalıdır.  Bugüne kadar tarafların izlediği resmi politikalar yüzünden bu sorunları yaşıyoruz. Oysa yapılması gereken iki tarafın da insanlarının güvenlik ihtiyaçlarını araştırmaktır. İnsanlara şunu sormak lazım “nereden korkuyorsunuz?”. İlk önce insanların o korkularını listelemeniz lazım ve her bir farklı korku nasıl bertaraf edilir ona bakmanız lazım. Yoksa her korkuyu siz Türk askeriyle çözebilir misiniz?  Yani Örneğin Kıbrıslı Türkler güneye geçtiğinde Vandalizm ve şiddetle karşılaşabiliyor. Çözümden sonra güneyde [Kıbrıs Rum parça devleti] böyle bir şey olduğunda güneydeki polis ve mahkemeler şimdiki gibi mi davranacak? Yani adalet bulabilecek miyiz insanların en büyük kaygılarından biri budur. Peki bu kaygıyı Türk askeri çözebiliyor mu? Çözemiyor. Bunun için başka bir şey bulmanız lazım. Yani kurulacak olan federal sisteme öyle bir mekanizma koyacaksınız ki o Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti’nin vatandaşları ister Kıbrıslı Türk, isterse Kıbrıslı Rum olsun adalet duygusunu hissedebilmelidir ki o güvenlik kaygısını yaşamasın. Bunun için polislerin eğitilmesi yasama ve yargının özellikle ırkçılığa karşı eğitilmesi ve bu konularda etnik kör olmaları lazım [ethnically blind]. Yani yasalarınız bunu Türk ya da Rum işledi diye değerlendirmemeli ki insanlar kendilerini dışlanmış hissetmesin ve güvenlik kaygıları artmasın. O yüzden çok bilimsel şekilde iki toplumun güvenlik ihtiyaçlarının analizi yapılmalı. İnsanlar nerden korkuyor? Bu korkuları ortadan kaldıracak mekanizmalar kurulmalı yoksa bu bir garanti sistemi ya da asker sayısıyla çözülebilecek basit bir şey değil. Güvenlik, yani insani güvenlik [human security] dediğimiz şey çok daha geniş bir kavramdır.

İçine hem işin ekonomik sosyal etnik vs. boyutu eklenmeli hem de dış güvenlik dediğimiz şeye jeopolitik tehditler vesaire eklenmeli. Mesela İslam Devleti (İŞİD), siber terörizm gibi 1960’larda olmayan ama bugünün güvenlik tehditlerini de berhava edecek yeni bir güvenlik mimarisi inşa edilmesi gerekir”.

“Biz/Emeis” Haber Programının Tamamını İzlemek İçin ;



Benzer Haberler

Tatar- Holguin görüşmesi tamamlandı

Voice Kıbrıs Haber

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Holguin görüşmesi başladı

Voice Kıbrıs Haber

Hristodulidis Guterres’in 3’lü ya da 5’li görüşme önerdiğini savundu

TAK

Görevden alma ve atamalar yapıldı!

Voice Kıbrıs Haber

Ursula von der Leyen bu akşam Kıbrıs’a geliyor

KHA

Ankara’da gündem Kıbrıs

Voice Kıbrıs Haber