Müzakerelerde bugün yaşanan gelişmeler hakkında duyduğumuz üzüntü ve hayal kırıklığını dile getirmek istiyorum. Bu gelişmeler süreci yaralayıp, tel örgülerin iki tarafında da Kıbrıs sorununun çözümü ve yurdumuzun yeniden birleşmesi umuduyla yaşayan binlerce insanı hayal kırıklığına uğratmaktadır.
AKEL olarak tekrar belirtiyoruz: Enosis referandumunun yıldönümünü anılması için geçen Cuma günü Meclis’te bazı siyasal partilerin aldıkları karar yanlıştı. O dönemde imza toplama kampanyasına başlayanın AKEL olduğu bilinmektedir. Ancak o zamandan bu yana neredeyse yetmiş yıl geçti. Kıbrıs sömürge olmaktan çıkıp, bağımsız devlet oldu. Bunu hain darbe, Türkiye’nin istilası ve iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümü için Kıbrıstürk toplumuyla ve uluslararası toplumla anlaşmamız izledi. Bugün tekrar geriye dönmek ve Enosis politikasını şereflendirmek en azından siyasi şizofrenidir. Biz, bu kararın alındığı günden itibaren müzakerelerde ciddi sorunlar yaratacağına dair uyarmıştık.
Ne yazık ki haklı çıktık. Kıbrıstürk tarafı aşırı ve kabul edilemez bir tepki gösterdi.
Bu durum sadece çözüm istemeyenleri, bunca zamandır görüşmelerin kesintiye uğratma yolunu bulmaya çabalayanları sevindirmektedir. Ortaya çıkan bu durumda, Cumhurbaşkanı Meclis çoğunluğu tarafından alınan kararın sadece zamansız değil, yanlış olduğunu daha ilk andan itibaren kabul etmeli ve Kıbrıslıtürklerin endişelerini giderme yollarını bulmalıydı. Maalesef bunu yapmadı. Aynı yanlış tutumu bugün de sürdürdü. Sayın Anastasiadis bugünkü buluşmadan sonra krizin nasıl aşılacağına odaklanma yerine, ne yazık ki, dolaylı da olsa, sorumluluk atma oyununa başladı. Şimdiden televizyon kanallarının öğle programlarından koordine bir şekilde geçen DİSİ kadroları Akıncı’nın görüşmelerden ayrılmayı önceden kararlaştırdığına bizi ikna etmeye çalıştılar, Sayın Anastasiadis de açıklamasında benzer bir tekrar da bulundu.
Çok şey söyleyebilirdik. Ancak bilinçli olarak bunu yapmayacağız. Çünkü şimdi mühim olan, önümüzde dikilen güçlükleri aşabilmenin ve ilkeler temelinde çözüme ulaşmak için özlü diyaloğa yeniden başlayabilmenin yolunu bulmamızdır. Başka yerde değil, orada, müzakere masasında, Türkiye’nin niyeti görülecektir. Eğer Türkiye uzlaşmaz olmaya devam ederse, o zaman açığa çıkmış olacaktır. Ancak tam aksine, eğer görüşmeler şimdi kesilirse, Kıbrıs sorunu çözümsüz kalmaya devam edecek ve çok muhtemeldir ki bize de sorumluluklar yüklenecektir. Diyaloğun devam etmesinin yolunu bulmalıyız. Çabamızı sonuna kadar sürdürmeli, bu yolu sonuna kadar yürümeliyiz ve küçük partisel çıkarlar ya da küçük siyasal arzular uğruna bunu kurban etmemeliyiz.
Biz gelecek seçimleri düşünerek hareket etmiyoruz. Hepimiz gelecek nesilleri düşünerek hareket etmeliyiz.
