FeaturedKIBRIS

AİHM’den Maraş ile ilgili 4 Kasım’a kadar süre

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Kıbrıs Türk tarafının Varoşa’da (Maraş) Evkaf’ın ilgili olduğu Kıbrıs Rum mallarıyla ilgili olarak açıklayıcı bilgi ve yorumlarını ortaya koyması için 4 Kasım’a kadar süre verdi.

Kıbrıs Rum tarafının kapalı Maraş kenti için taleplerini ortaya koyduğu bir sırada, 1960 yılının gizli belgeleri Kıbrıs Türk Toplumunun Evkaf’ın kötü yönetimi nedeniyle İngiliz sömürge hükümetinden toplu taleplerinin yaklaşık 4 milyon sterlin olduğunu ortaya koyarken Kıbrıs Rum tarafı da kendi raporunda sömürge hükümetinin İngiliz hâkimiyeti döneminde Evkaf tarafından kaybedilen malların geri verilmesinin imkânsız olduğunu belirtmektedir.

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Bağımsızlık Anlaşması çerçevesinde, Kuruluş Antlaşması ek gereğince talep edilen miktar 1,5 milyon sterlinle kısıtlı kaldı.

“K.V. Mediterranean Tours” şirketi avukatı Achilleas Demetriades’in KHA’ya yaptığı açıklamaya göre, Türk tarafıyla dostane bir anlaşmaya varılması olasılığı tüketildi ve kapalı Maraş kentindeki apartman kompleksiyle ilgili konu Avrupa Mahkemesi’nde hala devam etmektedir.

Demetriades, şimdiki aşamada, Türk tarafının açıklayıcı bilgi ve yorumlarını ortaya koyması için 4 Kasım’a kadar süresi olduğunu ve kendisine ulaşan bilgiler temelinde geçen hafta Mahkeme’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’nden sürece katılıp katılmayacağı konusunda pozisyonunu ortaya koymasını istediğini belirtti.

23 Temmuz 2010’de Maraş’taki malların kullanımının kaybolması nedeniyle tazminat için “Taşınmaz Mal Komisyonu’na” (TMK) başvuruyla ortaya çıkan konu sonrası 2016’de  “Yüksek İdare Mahkemesi” Evkaf’ın da üçüncü taraf olarak bu sürece içerilmesi kararı aldı.

EVKAF söz konusu malların kendi yönetimi altında olan Abdullah Paşa Vakfına kayıtlı olduğunu destekleyerek “Taşınmaz Mal Komisyonu’nun ” taleplerinin şirket tarafından kabul edilmediğini belirtti. “K.V. Mediterranean Tours” “Taşınmaz Mal Komisyonu’nun ” karar verme sürecini uzattığı ve Evkaf’ın da üçüncü taraf olarak bu sürece içerilmesi yönünde AİHM’e şikâyette bulunarak bunun malların iadesi özelliğini engellediğini vurguladı.

Demetriades Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kaybolan bu mallar konusundaki taleplerinin desteklenmesi amacıyla, sadece yasal argüman değil ama aynı zamanda Tapu Dairesi değerlendirmeleri aracılığıyla AİHM’de bu sürece katılıp katılmayacağını merak ettiğini belirttiğini dile getirdi ve “Türk tarafının kendi değerlendirmelerini verecek ve Mahkemenin de sadece bir tarafın değerlendirmelerini desteklememesi için Kıbrıs Cumhuriyeti’nin de devlet olarak resmi pozisyonunu ortaya koyması gerekiyor” dedi.

4 milyon istediler ama tazminat için 1,5 milyon sterlin aldılar

Maraş’taki  Kıbrıs Rum mallarının kendisine ait olduğu ve İngiliz döneminde kötü kullanımı iddiasıyla Εvkaf Yüksek Kurulu da dâhil olmak üzere Evkaf’ın da bu konuya katılımıyla ilgili olarak, Demetriades, Kıbrıs Türk tarafının tüm taleplerini hatırlatarak, bu konunun İngilizler tarafından 1,5 milyon sterlin tazminatla çözüldüğünü hatırlattı.

(KHA)

Kuruluş Antlaşması’nın ek “U” uyarınca, Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş, Kıbrıs’ın yönetimi ya da Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla ilgili ya da başka şekilde, ortaya çıkabilecek bir durumda Britanya hükümeti veya sömürge hükümetinden Kıbrıs Türk toplumu adına herhangi bir ekonomik talepte bulunmadıkları konusunda güvence vermişlerdi.
Demetriades ayrıca, bağımsızlıktan önce Kıbrıs’la ilgili Ortak Komisyon çerçevesinde Kıbrıs Türk tarafının talebi üzerine kamuya sunulan, Foreign Office arşivlerinden gizliliği kaldırılan 13 Ocak 1960 tarihli belgeye atıfta bulunuyor.
1960 tarihli bu rapora göre, Kıbrıs’ta 1956 yılında Britanya sömürge yönetiminin izlediği politika nedeniyle, Müslüman dini inançları ve isteklerini yönetme ve denetimi konusunda Kıbrıs Türk toplumu,  kayıp ve zarara uğradı. Bu nedenle Evkaf’ın tazminatı konusunun yeniden incelemesi ve çözümü için resmi bir dilekçe sundu.
Kıbrıslı Türklerin talebi temelinde, raporda, Evkaf’ın tüm mallarının tüm verilerinin Tapu Dairesinde kayıtlı olmaması nedeniyle taşınmaz malların büyük bir bölümünün kaybolduğuna yer verilmektedir.

Ayrıca, Evkaf’ın kayıplarının sömürge yönetimi tarafından atanan Evkaf temsilcilerinin vakıflarla ilgili İslam Yasaları ilkelerini uygulamada başarısız olmalarıyla bağlantılı olduğu vurgulanmaktadır.
Bunun yanı sıra, sömürge yönetimi döneminde, Evkaf Dairesi vakfın mallarının yönetimi, vakıf fonları ve mülkiyet yönetimi ve denetimi konusunda gerekli özeni göstermedi. Evkaf Dairesi’nin kötü yönetimi nedeniyle binlerce dönüm tarım alanı kayboldu.
Raporda ayrıca, Britanya sömürge yönetiminin Evkaf’ın vakıf mallarının kaybı nedeniyle, Kıbrıs Türk toplumunun maruz kaldığı mali kayıplarını telafi etmek için yaptığı çabalara da yer verilmektedir.

1944’te kabul edilen yasa tasarısı, malların İngilizler tarafından kötü yönetimi nedeniyle, Kıbrıslı Türklere yılda 2.230 sterlin tazminat ödenmesini öngörüyordu.
Türk tarafına göre, bu tazminat uygun ve adil bir değerlendire temelinde yapılmadı. Raporda ayrıca, bir uygulama olmaması durumunda, tazminatın ödenmesi yükümlüğünü Kıbrıs Cumhuriyeti üstlenmeliydi.

Rapora göre, Evkaf’ın yönetiminin 1956’da Kıbrıs Türk toplumu tarafından üstlenmesiyle Evkaf Yüksek Kurulu vakfın uğradığı zararların bir değerlendirmesini başlattı.

“Hükümetin yukarıda belirtilen vakıf mallarını geri iade etmesi imkânsız olacağı için Türk toplumu haklı olarak dönemin Britanya hükümetinden yukarıda sözü geçen yasalara göre verilen ve son derece verimsiz ve gerçekçi olmayan tazminatı yeniden gözden geçirmesini istedi.
Kıbrıs Türk toplumuna göre, yukarıda belirtilen tazminat adil ve gerçekçi bir temel üzerinden yeniden gözden geçirilerek aktifleştirilmeli ve bu miktar ömür boyu Evkaf’a ödenmeliydi. Buna rağmen, tüm konu bir anlaşmaya varılmadan ortaya Zürih ve Londra Anlaşmaları çıktı.

Rapordaki değerlendirmeye göre, Kıbrıs Türk toplumu genel ve özel zarara Kıbrıs’ın sömürge yönetimi sırasında Evkaf’ın kötü yönetimi nedeniyle uğradı ve bu zarar 3 milyon sterlin olarak hesaplanmaktadır. Buna ek olarak, büyük miktarda tazminat ödenen kaybolmuş vakıf mallarının değeri yaklaşık 900.000 sterlin olarak hesaplanırken talep edilen miktar yaklaşık 4 milyon sterlindi.
Sonuç olarak, Kıbrıs Türk tarafı İngiliz Hükümetinden, adaya egemenliği verilmeden önce taleplerinin yerine getirilmesi arzusunu illeti.
Demetriades, İngilizlerle yapılan pazarlıktan sonra, bağımsızlıkla birlikte yaklaşık 4 milyon sterlinlik talebin 1,5 milyona düştüğünü, Kıbrıs Türk toplumunun acil ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla bunun 500 bin sterlininin Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş’ın şahsi hesaplarına yatırıldığını ve geriye kalan 1 milyon sterlinin de Türk Cemaat Meclisine verildiğini vurguladı.

Bunu, Evkaf da dâhil, Kıbrıs Türk toplumunun tüm gereksinimlerinin karşılanması ve son ödeme izledi.
“Soru şu; neden bunca yıldan sonra, sömürge hükümetiyle bir uzlaşmaya varılmasına rağmen bu gereksinim yeniden canlanıyor” diyen Demetriades Kıbrıslıların hala Küçük ve Denktaş’ın aldıkları yarım milyonun ne olduğunu öğrenmek için beklediklerini vurguladı.


Benzer Haberler

Galatasaray’dan 6 gollü galibiyet: Süper Lig’de yeni rekor

NTV

19’uncu İpek Koza Festivali tamamladı

Voice Kıbrıs Haber

TürkBankası bahar etkinliğinde ana tema yine “ Sürdürülebilir Bir Gelecek ” oldu

Voice Kıbrıs Haber

Zanlı “Kimse para vermedi, 4 gün aç kalınca polise gittim”

Voice Kıbrıs Haber

Tatar İİT Zirvesi’nde konuştu “Kıbrıs Türk Halkının maruz bırakıldığı İnsan Haklarını ihlallerine yönelik somut adımlar atmalıyız”

TAK

Büyükkonuk Eko Gün’deki etkinlikler iptal edildi

TAK