AB üyesi devletlerin, Türkiye’ye Maraş konusunda yaptırım uygulanması yerine Güven Yaratıcı Önlemler öngördüğü ve böylelikle çıkış yolu bulunup, Kıbrıs sorununun çözüm sürecinin yeniden başlaması için gereken koşulların oluşturulabileceğini düşündükleri bildirildi.
Kathimerini gazetesi, elde ettiği bilgilere dayanarak 12 Ocak’ta gerçekleştirilen AB Daimi Temsilciler Komitesi (COREPER) toplantısında, Kıbrıs Rum Yönetimi’nin “ortaklarının” Türkiye aleyhinde siyasi tedbirler alınmasına karşı çıktıklarını ve yalnızca, bazı ön koşullar çerçevesindeki bir hukuki yaptırım çerçevesi olasılığını açık bıraktıklarını yazdı.
Gazete, hukuki yaptırım çerçevesinin, ancak ikinci seneden sonra ve yeni bir kararla, Maraş’taki yasadışı faaliyetlerde rol oynayan gerçek ve tüzel kişilerle doldurulabilecek “boş liste” tarzında olduğunu kaydederek, bu listenin “yasadışı eylemlerin failleri, yani Türkiye ve Erdoğan rejimi üzerinde” hiçbir etkisi olmayacağını yazdı.
Bu gelişmenin Kıbrıs Rum Yönetimi’ni harekete geçirdiğini ve AB Konseyi’nin “Relex” Çalışma Grubu’nun, “boş liste” ile ilgili hukuki metinleri hazırlamaya başlaması için talepte bulunulduğunu kaydeden gazete, Almanya ile Bulgaristan’ın bu talebi “şimdi bunun zamanı olmadığı” gerekçesiyle reddederek “etki değerlendirmesi”ne ve Güven Yaratıcı Önlemler’e atıfta bulunduğunu yazdı.
Gazete, aynı bilgilere dayanarak COREPER toplantısından şu sonuçların çıktığını aktardı:
1- ΑΒ Dış İlişkiler Servisi (EİED) ve Almanya da dahil üye devletler, Güven Yaratıcı Önlemler’i gündeme getirdi, ancak bunu somutlaştırmaktan kaçındı. Gazeteye bilgi veren AB kaynakları, isminin mahfuz tutulmasını şart koşarak, Kıbrıslı Rum Lider Nikos Anastasiadis’in Maraş ile ilgili önerisi ve EİED’in hazırladığı “Seçenekler Belgesi”nin 13’üncü paragrafında bulunan “kabul edilemez” öneri de dahil, tüm olası güven yaratıcı araçların masada bulunduğunu ifade eti ve hidrokarbon yataklarının paylaşımına atıfta bulundu. Öte yandan şu anda AB Dönem Başkanı olan Fransa da, Anastasiadis’in Maraş önerisine atıfta bulunarak Güven Yaratıcı Önlemler’e vurgu yaptı. Ancak Almanya, her ne kadar COREPER toplantısında hangi tür Güven Yaratıcı Önlem’i ileri götürdüğünü netleştirmese de, bir önceki görüşmede (Siyasi Güvenlik Komitesi toplantısında) EİED’in önerisine gönderme yaptı. Aynı AB kaynağı ayrıca, tüm bunların olası Güven Yaratıcı Önlem olarak görüşme masasında bulunduğunu belirtti.
2- Türkiye’ye, AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in “Seçenekler Belgesi” zeminindeki yaptırımların uygulanması başlığı kapanıyor. Bu belgede yer alan, Avrupa Yatırım Bankası’nın Türkiye’ye verdiği kredilerin dondurulması ile AB üyeliği öncesi Avrupa programlarının dondurulması meseleleri gündem dışı kalıyor ve reddedilmiş sayılıyor.
3- Yukarıda da bahsedildiği gibi, “boş liste” konusu masada bulunuyor ve ancak Almanya ile Bulgaristan şu an bunun zamanının olmadığını ifade ediyor. Almanya’nın Daimi Temsilcisi, İtalya’nın da onayıyla “etki değerlendirmesi” talep etti ve konunun “Relex” Çalışma Grubu’na gönderilmesi önerildi.
Gazete, 13 Aralık’taki toplantıda siyasi düzeyde görüş belirten Hollanda’nın ise, COREPER toplantısında konuyla ilgili görüş belirtmediğini; İspanya’nın da sözlü düzeyde Kıbrıs Rum Yönetimi’yle dayanışma içerisinde olduğunu ifade ettiğini yazdı.
“KIBRIS SORUNU STRATEJİK PUSULANIN DIŞINDA”
Öte yandan gazete, AB Dışişleri Bakanları’nın Perşembe ve Cuma günü Fransa’da gerçekleştirdikleri gayrı resmi toplantıda Rusya ve Çin ile ilişkileri, AB’nin ABD-NATO-Moskova üçgenindeki etkili pozisyonunu ve ortak askeri tatbikatlar perspektiflerini ele aldığını yazdı.
Gazete, gündemde stratejik pusulanın da bulunduğunu ve Mart ayında onaylanması hedefiyle şu anda şekillendirilmekte olan bu pusulayla, Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Türkiye aleyhinde daha sert ifadelere yer verilmesi arzusunun ortadan kalktığını kaydetti.
Haberde, elde edilen bilgilere göre, toplantıda Türkiye ile yapıcı ve olumlu ilişkilerin garanti altına alınmasının, hem AB’nin, hem de Türkiye’nin menfaatine olacağının ifade edildiği belirtildi.
Gazete, Kıbrıs Rum Yönetimi’nin AB Komisyonu’nun Maraş ile ilgili raporunun da toplantıya dahil edilmesini istediğini; ancak “ortakların”, Türkiye’nin AB ve NATO ile diyalog kurma konusunda cesaretini kırmama mantığı çerçevesinde, dengeli bir tutum izlemeye çalıştığını yazdı.
