Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “yeni vergiler, zamlar, fakirleşme ve borçlanma yolda” dedi.
Özersay’ın açıklaması şu şekilde:
“Türkiye ile son yapılan İktisadi ve Mali İşbirliği anlaşmasında da KDV konusunda yer alan maddelere bakılırsa (KDV oranlarının yeniden düzenlenmesinden, çeşitli lisans bedellerinde artışa gidilmesinden, gecikme faizlerinin, gecikme zamlarının değişen faiz oranlarına göre yükseltilmesinden bahseden maddeler) bizde de yeni vergiler, bunların tetikleyeceği zamlar ve pahalılık yolda. Özellikle son günlerde Türkiye’de de yeni vergilerin gündemde olması tesadüf değil. Şu anda netleşmiş olmamakla birlikte asgari ücret gibi bir de ASGARİ VERGİ kavramı geliyor belli ki. Yani Beyan edebileceğiniz kazanç asgari bir rakamın altında olamayacak sadece yeni işe başlayanlar bundan muaf olabilecekler. Tarım ve hayvancılık açısından en önemli girdi maliyetini oluşturan ve GIDA FİYATLARINI DOĞRUDAN ETKİLEYEN gübre ve yeme %20’ye varan vergi gelecek gibi görünüyor. TC-KKTC anlaşmasındaki maddeleri de bu çerçevede okumak gerekiyor sanırım.
Tüm bunlara son gelen bir duyumu da ekleyelim: Maliye Bakanlığı’nın ödemelerde zorlanmaya başladığı, maaşlarla ve diğer ödemelerle ilgili açık bulunduğundan yakında yeniden BORÇLANMAYA gideceği söyleniyor.
Özetle gidişat özellikle dar gelirli vatandaşların belini daha da bükecek bir FAKİRLEŞMENİN yolda olduğunu gösteriyor. Yerli üretim girdilerini teşvik ederek ucuzlatmaya ve temel gıda ürünlerinin piyasa fiyatlarını düşürmeyeyönelik HİÇ BİR PLAN/PROGRAM ve ÖNGÖRÜ olmadığı için maalesef gidişat hiç iyi değil. Ama belli ki Eylül ayında yapılmak zorunda olan ve artık ertelenemeyecek olan kurultayının endişesiyle Ünal bey PEMBE TABLO çizmeye devam edecek. Sanki pahalılık sadece et ile sınırlıymış gibi bir hava yaratıp ithal et ile MUCİZE yaratmayı denediler ama sonuç ortada. Daha dün yarım ton (500 kilo) kaçak et güneyden kuzeye geçirilmek istenirken yakalandı. Bu şekilde plan, program olmadan PALYATİF şekilde ve POPÜLİST söylemlerle ithal et getirmenin sorunları (kaçak, fiyat, mikat yetersizliği) çözmeyeceği belliydi.”
