Kıbrıslı Rum Lider Nikos Anastasiades, kapalı Maraş’ın statüsünü bozmanın çözüm müzakerelerinin başlama olasılığı umutlarını mahvedeceğini bundan kaçınılacağını ümit ettiğini belirtti.
Dün akşam Mağusa Belediyesi’nin Derinya’da düzenlediği mitingde konuşannastasiades, Kıbrıs’ın yeni müzakere yapılması kararlılığının, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler (BM) Şartı’nı ve Deniz Hukuku Sözleşmesi’ni ihlal ederek izlediği yayılmacı politikaya son vermesi gerektiği gerçeğini değiştirmediğini söyledi.
Maraş ile ilgili olarak Türk tarafına ya Mağusa’ya yerleşik getirme, ya da şehrin tellerle çevrili bölgesine zorla el koyup gasp etme tehditlerinden vazgeçmesi çağrısında bulunan Anastasiadis şöyle dedi:
“BM Şartı ve BM kararlarına aykırı olarak Maraş’ın özel koruma statüsünün her türlü ihlali, iki tarafın Ocak 2017’de Cenevre’de birbirine sunduğu, Maraş ve Mağusa bölgesinin büyük bölümünün geri verilmesini sağlayan haritalardan çok ciddi geri çekilmeler oluşturacaktır” şeklinde konuştu.
Anastasiades, en son 10 Ağustos’ta, BM Genel Sekreteri’ne, Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ülkelere ve ülkesinin şu an Avrupa Birliği Konseyi dönüşümlü başkanlığını yürüten Almanya Başbakanı Angela Merkel’e diplomatik bir girişim ve protesto olarak gönderdiği bir mektupla bu görüşlerini belirtmişti.
Mektupta, Türkiye’nin kışkırtıcı faaliyetleri ve Türkiye’nin çıkarları adına hareket edenlerin BM Güvenlik Konseyi kararlarını ihlal ederek Maraş’a el konulmasıyla ilgili ayrıntılar verilmiş, en kısa zamanda, hemen tedbir alınması, yaptırım uygulanması istenmişti.
Anastasiadis, şunları da kaydetti:
“Sabrınızın sınandığını ve sözde Tazminat Komitesi’ne toplu olarak başvurmak için psikolojik baskıya maruz kaldığınızın farkındayım. Bu maalesef bizim tarafımızdaki bazı çevrelerde de yankılanıyor – Türkiye’nin Varoşa’yı açmaya kalkması durumunda, Kıbrıs Türk yönetimi altında mallarınıza geri dönmeyi kabul etmek, Türkiye ve Kıbrıslı Türkler arasındaki radikal çevrelerin hedeflerini hızlandırmak olacak.”
Anastasiades, geçmişte yapılan benzeri tavsiyelerin Titina Loizidou davasında, ayrıca mülkiyet hakkını göz ardı etmeden kullanıcıların hakkını kabul eden ve Türkiye’ye karşı Dördüncü Devletler Arası Başvuru yoluyla kazanılan önemli başarıları altüst ettiğini hatırlattı.
Anastasiades, mülkiyet görüşülürken bu aşırı olumsuz yönlerin Kıbrıs Rum tarafının dikkatine getirildiğine işaret etti, halktan, kendi nedenleriyle bölgenin Kıbrıs Türk yönetimine verilmesini isteyenlere kulaklarını tıkamaları çağrısında bulundu.
Anastasiadis, gerçekten bağımsız bir devlet kurulmasını, çağdışı kalmış garantilerden ve yabancı askerlerin varlığından tamamen serbest kalmayı sağlayacak bir çözüm anlaşmasını savunmaya ve desteklemeye hazır olduğunu ifade etti.
Anastasiades, Türkiye’ye çağrıda bulunarak güvenlik, barış ve istikrarı besleyecek bir ortamın sağlamlaştırılmasıyla bu ülke ve bölge için elde edilecek önemli faydaları düşünmesini istedi.
Nikos Anastasiades, Türkiye’nin, Kıbrıs’ın güneyinin münhasır ekonomik bölgesi içerisinde egemenlik haklarını ihlal ederek veya Mağusa’yı yerleşime açma tehdidiyle, Yunanistan’a şantaj yaparak veya Suriye, Irak ve Libya’ya müdahale ederek tek taraflı ve yayılmacı faaliyetlerle sadece uluslararası hukuku ihlal etmediğini aynı zamanda bölgedeki istikrarsızlık rolünü de vurguladığını kaydetti.
(KHA)














