Kuzey Kıbrıs’ta, 7 Ocak’ta gerçekleşen Milletvekilliği Erken Genel Seçimi ada genelinde etkisini sürdürmeye devam ediyor. Hükümet kurma çabaları sürerken, gerçekleşen genel seçimlerle ilgili yaptıkları anketlerle halkın nabzını tutan Prolouge Danışmanlık Şirketi Yöneticisi Mine Yücel, Voice of the Island’ın sorularını cevapladı. Yücel, bu seçimlerde halkın değişimden yana oy kullandığını dile getirirken, seçim sürecini ve sonuçlarını genel hatlarıyla değerlendirdi.
Voice of the Island – Özde Azizoğlu Kaya
Soru – Göç, Kimlik ve Hak Çalışmaları Merkezi ve Prologue Danışmanlık Şirketi hakkında bilgi verir misiniz? Faaliyetleriniz nelerdir?
Cevap – Göç, Kimlik ve Hak Çalışmaları Merkezi 2009 yılında kurmuş olduğumuz, kar amacı gütmeyen bir düşünce kuruluşudur (Think Tank). Kurulduğu yıldan itibaren demokrasi, insan hakları, kadın hakları, sosyal araştırmalar, göç, insan ticareti, siyasi güven, sosyal güven, yolsuzluk, rüşvet, sağlık, çevre, sosyal riskler vs gibi çok çeşitli konularda çalışmalarla, tabu konular olması dolayısıyla ülke gündeminde yer almayan konuların gündemde önemli yer tutmasını sağladık ve sağlamaya da devam ediyoruz.
Prologue Consulting Ltd ise 2002 yılından beridir faaliyet gösteren bir özel şirkettir. Araştırma ve danışmanlık alanında faaliyet göstermekteyiz. Özellikle iki toplumlu anket ve araştırmalar, siyasi, sosyal ve ekonomik analizler ve pazar araştırmaları konularına odaklanmaktayız.
Soru – 7 Ocak’da gerçekleşen Milletvekilliği Erken Genel Seçimlerinden çıkan sonucu genel hatları ile değerlendirir misiniz?
Cevap – 7 Ocak seçimleri öncesinde Ekim 2017 itibarıyle gerçekleştirmiş olduğumuz anket çalışmasıyla çok örtüşen bir seçim sonucu ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada da ortaya çıkan gerçek, kararsız ve oy kullanmayacağını belirten %40 civari bir kesimin bulunduğu idi. Bu oranlar seçimlere de aynen yansımıştır. Ayni şekilde karma oyların belirleyici olacağını söylemiştik. Bu da seçime yansımıştır. Fakat seçimlerde yeni bir sistem denenmiş olması ile birlikte oyların %11.7’si geçersiz olmuştur. Geçersiz oyların büyük çoğunluğunun karma oylar olduğunu düşünmekteyiz.
7 Ocak seçimi değişim isteyenlerin ciddi oranda etkili olduğu bir seçimdir. Bu sonuçlara bakılarak ironik bir yorum gibi görülebilir. Fakat oy dağılımları ve sandığa gitmeyenleri derinlikli olarak analiz ettiğiniz zaman bu sonuca varabilirsiniz.
Bu seçimde UBP seçmeni mühür kırmayıp partisini desteklemeye devam etmiş, fakat mühür yanında parti içi tecihlerle değişime katkı koymuştur.
Seçmen DP’yi cezalandırmış ve oranlarının çoğu yeni bir parti olan Halkın Partisi’ne kaymıştır.
Toplum içerisinde kendini merkezde konumlandıran HP ayrıca CTP-BG’den kopan BG seçmeninin bir kısmını da kendine çekmeyi başarmıştır. Diğer kesim ise UBP’ye geri kaymıştır.
Bu seçimin kaybedeni diyebileceğimiz parti CTP olmuştur. Seçmenin hala daha kızgın olduğu bir parti olan CTP, BG oylarını UBP ve HP’ye kaptırırken, kendi kök oylarının bir kısmını ise sandığa gitmeye ikna edememiştir.
TDP ise geçmiş seçimlerde aldığı oy oranını korumuş olmasına rağmen, yeni bir kitleyi kendine çekememiş ve tepki oyları için bir alternatif parti haline gelememiştir.
Soru – Sağ parti UBP’nin seçimlerden galip çıkmasında TC kökenli seçmenlerin büyük rolü olduğu söyleniyor. Sizin yaptığınız değerlendirmelere dayanarak seçmenlerin yüzde kaçı TC kökenlidir? Kıbrıs’ın kuzeyinde TC kökenliler sağ partilere oy veriyor mu?
Cevap – TC kökenli kesim bütün/homojen bir kitle olarak oy kullanmamaktadır. Bölgeler arası farklılıklar yanında, kırsal/kentsel, ülkeye geliş tarihi, ülkede doğmuş olma vs gibi kriterler de oy verme alışkanlıkları üzerinde belirleyici etkenlerdir. Sağ partilere de sol partilere de, merkezdeki partilere de oy veren bir grup insandan bahsediyoruz.
Soru – Yeniden Doğuş Partisi (YDP) ilk kez seçimlerde yer almasına rağmen %7 oranında oy topladı. YDP’nin bu yükselişini ve gelecekteki potansiyelini nasıl değerlendirirsiniz?
Cevap – YDP’nin özellikle milliyetçi yönü ağır basan, fakat aynı zamanda kendini dışlanmış sayan bir kitle üzerinde etkili olduğunu görmekteyiz. Aynı zamanda yeni verilmiş olan vatandaşlıkların bu partiye yönelmiş olma ihtimali çok yüksektir. Kampanya döneminin son 2 haftasında kendi kendini var etmiş bir partidir. Daha önceki anketlerde parlamentoya girme şansı bulunmamaktaydı. Sadece belli bölgelerde oy alabilmiş, diğer bölgelerde birçok sandıkta bu partiye hiç oy çıkmadığı da gözlemlenmiştir. Şu anda kendilerini marjinal bir parti olarak değerlendirmek gerekir.
Soru – Sizce Kuzey Kıbrıs’ta gerçekleşen 7 Ocak seçimlerinde sandığa gitmeyenlerin yüzde kaçı boykot amaçlıydı? Oy kullanmayan yüzdelik içerisinde yurtdışında yaşayan seçmenler veya vefat eden kişilerin isimleri de yer alıyor muydu?
Cevap – Boykotçuların kesin oranı bilinmemekle birlikte bu oranın çok da yüksek olmadığını söyleyebiliriz. Oy kullanmayanlar daha çok oy kullanacak bir alternatif bulamadıklarından dolayı sandığa gitmemiştir. Ülke yönetiminde değişim, yolsuzlukları, adaletsizlikleri, ayrımcılığı ortadan kaldırmak amacı ile yapılmış bir erken seçimde değişimi sağlayacak alaternatif bir parti bulamamaktan yakınan seçmen oy kullanmamayı veya karma oy kullanmayı tercih etmiştir.
Soru – Siyasi partiler seçim manifestolarında Kıbrıs konusuna ağırlık vermedi, bunun nedeni ve seçimlere olan etkisi nedir? Sol olarak görünen partilerin oy oranlarının düşük kalmasında bu konunun etkisi var mı?
Cevap – Bu seçimin kalbinde değişim yatmakta idi. Ülke yönetiminde temizlik ve reform ile yolsuzlukların, ayrımcılıkların, adaletsizliklerin temizlenmesi ve temiz siyaset öncelikli bir seçimdi. Kıbrıs sorunu herhangi bir partinin gündeminde yoktu çünkü hem toplum son dönemde yaşanan olumsuz gelişmelerden sonra yakın planda yeni bir görüşme olasılığı görmemekteydi, hem de özellikle temiz siyaset konusunda acil bir değişime ihtiyaç duyulmaktaydı.
Soru – Size göre erken seçim olasılığı var mı?
Cevap – Oy kullanmayanlarla birlikte toplumun %80’e yakını değişimin yanında yer almıştır. Bundan dolayıdır ki, oy kullanmış olsun veya olmasın bu irade çok kesindir. Erken seçime gitmek de bu kesin iradeyi değiştirmeyecektir. En azından bir sene boyunca siyasetin temizlenmesi ve gereken reformaların yapılabilmesi için bir birlik ve uzlaşı koalisyonu ve yönetimine ihtiyaç duyulmaktadır. Ben erken seçime gerek duyulmaksızın bu geçiş ve değişim dönemini yönetecek bir koalisyon ortaya çıkabileceğini düşünüyorum.
Voice of the Island – Özde Azizoğlu Kaya


















