Karma evliliklerden doğan bir grup insan bugün ilk kez Kıbrıs kuzeyinden, güneyine yürüyüş yaparak Kıbrıs Rum İçişleri Bakanlığı önünde eylem gerçekleştirdi.
Politik bir kararla verilmeyen “Kıbrıs Cumhuriyeti” vatandaşlığının hayatlarındaki açtığı sorunları, yazılı bir mektupla Kıbrıs’taki AB parlamentosu ofis sorumlusu Andreas Kettis’e teslim ederek, bir toplantı talebinde bulundular.
Kıbrıs Rum İçişleri Bakanlığı önünde konuya ilişkin yapılan Türkçe, Rumca ve İngilizce ortak basın açıklamasında; “En temel insan haklarımızın ihlal edildiğini duyurmak için buradayız” diyen Kimliksizler; ülkenin kuzeyinden ve güneyinden kendilerine destek olan herkese teşekkür ettiler.
“Sistemli biçimde, ırkçılığa ve ayrımcılığa maruz kalıyoruz”
“Karma evlilik denilen, bir tarafın Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olup diğer tarafın Türkiye veya başka bir ülke vatandaşı olduğu evliliklerden dolayı sistemli biçimde, ırkçılığa ve ayrımcılığa maruz kalıyoruz. Bu vatandaşlığın Kıbrıslı Türkler için önemi, uluslararası geçerliliği olan bir kimlik ve pasaporta sahip olarak seyahat, eğitim, sağlık, iş bulma gibi konularda imkan sağlamasıdır. Ayrıca aile bütünlüğü bakımından da anne, baba ve çocukların aynı vatandaşlık imkanlarına, örneğin aynı hava limanından seyahat etme şansına sahip olmasıdır.
Bu statünün sadece Kıbrıslı Türklere değil Asyalı veya Afrikalı biri ile evlenen Kıbrıslı Elenlere de yapıldığı dile getirilen açıklama şöyle devam etti:
“Hükümet, karma evliliklerden doğan çocuklara, keyfi ve hukuk dışı bir şekilde vatandaşlık vermiyor. Oysa anne veya babadan biri yurttaş olduğu için yasal olarak vatandaşlık alma hakkımız vardır.
Çağdaş bir devlet, kanun önünde eşitlik ilkesine göre davranmak zorundadır. Bu ayrımcılık Kıbrıslı Türklere yapıldığı gibi Asyalı veya Afrikalı biri ile evlenen Kıbrıslı Elenlerin çocuklarına da yapılmaktadır.
Devlet, yurttaşlarına kime aşık olup kiminle evleneceğini dayatamaz
Açıkça ırkçı olan bu yaklaşım kabul edilemez. Devlet, yurttaşlarına kime aşık olup kiminle evleneceğini dayatamaz. Çocuklarımız yurttaşlık alamadığında, aile bütünlüğümüz zedelenmiş olmaktadır. Çocuklarımızla, eğitim, sağlık veya başka bir nedenle aynı hava limanından birlikte seyahat etme özgürlüğümüz ihlal edilmektedir. Yurttaşlığı verilmeyen gençlerin eğitim hakkı da ellerinden alınmaktadır.”