Voice of the Island 2019
Son günlerde ülkemizde de sık sık rastladığımız hatta çift olarak görülen gökkuşakları, adanın birçok yerinden görüntülendi.
Çifte gökkuşağının ülkemizde bereketi getireceğine inanılırken başka kültürlerde ise farklı inanışları var.
Gökkuşaklarını daha yakından ve derinden inceleyip günümüze biraz daha enerji katalım:
Gökkuşağı görmek zor, biraz da özel bir şeyler oluyormuş gibi hissettir ve bundan büyülenmek zor değil. Gökkuşakları, göktaşları ve kuzey ışıkları gibi tabiatın bize sunduğu güzelliklerden biri…
“Gökkuşağı”, “yağmurlu kemer” anlamına gelen Latince ‘arcus pluvius’ tan gelir.
Yunan ve Roma döneminde, gökkuşağının, gökkuşağının tanrıçası Iris’in bizi ölümsüzlere bağlayan bir yolu olduğuna inanılıyordu.
Yunan tanrılarının kraliçesi olan Hera yeryüzüyle haberleşmek istediğinde, “renkli elbise” sini giyerek haberci İris’i gönderirdi.
Birçok kültür gökkuşağını cennet ile dünya arasındaki köprü olarak görmektedir.
Gökkuşağı batı kültüründe umut ve şans sembolü olmuştur.
Güney Amerika Yerlileri ise denizin üzerinde görülmesinin bir şans olduğuna inanırlar.
Sibirya’da gökkuşağı güneşin dili olarak düşünülür.
Gökkuşağı ve tavus kuşunun ne ilgisi var?
Yunanlılar “iris” kelimesini herhangi bir renkli daireye, dolayısıyla gözün irisine ya da tavus kuşunun kuyruğundaki noktaya atıfta bulunmak için kullandılar.
Rönesans döneminde, dört renk olduğuna karar verildi: kırmızı, mavi, yeşil ve sarı. 17. yüzyılda Batılı düşünürler beş renk üzerinde anlaşmıştı: kırmızı, sarı, yeşil, mavi ve mor.
1637’de René Descartes, gökkuşaklarının güneşten gelen ışığın yağmurla farklı renklere bölünmesinden kaynaklandığını keşfetti.
1666’da Isaac Newton, bugün hepimizin bildiği ve sevdiği yedi renkli Roy G. Biv’i vermek için çivit mavisi ve portakalı ekledi. Ancak, Çin’de gökkuşaklarının sadece beş renk içerdiği düşünülmektedir.
Gerçek şu ki, gökkuşağında belirlenmiş sayıda renk yok! Her ton, bir diğerine sert bir sınır olmadan karıştırarak, yorumlamayı onu gören kişiye ve onu tanımlayan kültüre bırakıyor.
Günümüzdeki açıklaması şu şekilde: Gökkuşakları; ışık ışınlarının yağmur damlaları ve sis tanecikleri tarafından kırılması, yansıtılması ve dağıtılması ile meydana gelir. Büyük damlaların meydana getirdiği kuşaklar en parlak ve renk ayrılması en belirgin olanlarıdır.
Çifte gökkuşağı
İkincil gökkuşağı farklı yağmur damlalarından dolayı ikinci bir yansımadan kaynaklanır.
ikincil gökkuşağı daha geniş bir alana yayıldığından birinciye oranla daha sönüktür. İki gökkuşağı arasındaki karanlık bölgeye ise ilk olarak Alexander of Aphrodisias tarafından tarif edildiği için “Alexander’s band” denir.
Voice of the Island 2019
(Fotoğraflar: Sosyal medya – InCyprus)
