Kıbrıs’ın geleceğine ilişkin farklı senaryolar hazırlanarak, önümüzdeki 12 yılda neler olabileceğinin senaryo çalışmalarında ortaya çıkan fikirler basınla paylaşıldı.
Kıbrıs’ın Gelecekleri isimli çalışma ile ilgili bir basın toplantısı düzenlendi.
Çalışmada her iki toplumun farklı kesimlerinden oluşan grup tarafından , dört farklı senaryoyu ortaya kondu.
Adanın gelecek olasılıklarına ilişkin kapsamlı bir anlayış ve diyaloğu teşvik etmek amacıyla Kıbrıs için “ Yol Yok”, “Benim Yolum”, “Onların Yolu”, “Bizim Yolumuz” başlıkları adı altında senaryolar oluşturuldu.
Senaryolarda 2035’e doğru dört farklı olası geleceğin ana hatlarını çizildi.
Çalışma , uluslararası geçerliliği olan metodoloji kullanılarak Reos Partners işbirliği ile yürütüldü. PRIO Kıbrıs Merkezi ve Result Mediation Foundation tarafından desteklenen projenin finansmanı Hollanda, Norveç ve Finlandiya hükümetleri tarafından sağlandı.
KIBRIS’TA ÖNCEDEN UYGULANMAYAN BİR YAKLAŞIM BENİMSENDİ
Kıbrıs’ın Gelecekleri girişimi, devam eden siyasi anlaşmazlık, jeopolitik değişimler ve gerginliklerin yanı sıra göç, iklim değişikliği, enflasyon, artan enerji fiyatları ve diğer faktörler nedeniyle adanın bugün içinde bulunduğu ve değişmekte olan belirsiz bağlamın farkındalığıyla 2022 yılında oluşturuldu.
Kıbrıs’ta daha önce hiç uygulanmayan yaklaşım, Kıbrıs sorunu için belirli bir çözüm modelini savunmuyor; tüm olasılıkları açık hâle getiriyor. Senaryolar, düşünce kuruluşları ya da akademik uzmanlar tarafından geliştirilmedi. Bu senaryolar, toplumun farklı kesimlerini temsil eden çok çeşitli bireylerden oluşan bir grup tarafından kolektif olarak hazırlandı.
Senaryolar Sektörler, meslekler, nesiller, inançlar ve siyasi görüşler arasında geniş bir perspektif çeşitliliğine sahip 36 Kıbrıslıdan oluşan grup tarafından hazırlandı. Grubun yarısı Kıbrıslı Rum, yarısı Kıbrıslı Türk olup dini azınlıklar da gruba dahil edilirken, grupta toplumsal cinsiyet dengesi gözetildi.
DÖRT FARKLI SENARYO
Grup dört farklı senaryo üzerinde çalıştı. Bu senaryolar ise şöyle özetlendi :
“Yol Yok: Tıkanıklık ve Eylemsizlik Senaryosu” çerçevesinde barış görüşmelerinin yeni bir başarısızlıkla sonuçlanması bölünmüşlüğü derinleştirirken, fiili ayrılığın pekişmesiyle Kıbrıs sorunu askıda kalmaya devam etmektedir.
“Benim Yolum: Ayrışma ve Karşıtlık Senaryosu” çerçevesinde Kıbrıs Türk liderliği uluslararası katılım ve tanınmaya yönelik aktif bir politika yürütmektedir.
“Onların Yolu: Baskı Altında Barış Senaryosu” çerçevesinde dış baskı ve sınırlı halk katılımı ile yürütülen barış görüşmeleri, halkın geniş kesimi tarafından sahiplenilmeyen kırılgan bir federasyona yol açar.
“Bizim Yolumuz: Dayanıklı Barış Senaryosu” çerçevesinde ise geniş sivil toplum katılımıyla yürütülen çok aşamalı bir süreç, dayanıklı ve kapsayıcı bir federasyona yol açar.
SENARYOLAR KIBRIS DIŞINDAKİ ETKİNLİKLERDE DE GÖRÜŞÜLECEK
Önümüzdeki dönemde senaryolar Kıbrıs’taki çeşitli forumların yanı sıra Brüksel, Londra ve Cenevre’de düzenlenecek etkinliklerde de görüşülülmesi hedefleniyor.
ÇALIŞMA İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER PAYLAŞILDI
Reos Partners’ın Direktörü Mille Bojer, çalışma ile ilgili şu düşüncelerini paylaştı :
“Bu senaryolar tahmin değildir, müzakere seçenekleri değildir ve ayrıca eksiksiz de değildir. Başkaları başka senaryolar hayal edebilir. Önemli olan gelecek hakkında konuşuyor olmamız ve farklı düşünen insanlarla bir araya gelmemizdir”.
Proje katılımcısı Michelle Kari, “Adanın geleceğine ilişkin konuşmalar ve kararlar sadece küçük bir grupla sınırlı kalmamalıdır. Yurttaşların da geleceğin şekillendirilmesine katılmaları gerekir.”dedi.
Proje katılımcısı Ceren Kürün , “Bugünkü eylemlerimiz ve eylemsizliklerimiz geleceği şekillendiriyor. Senaryolar üzerinden düşünmek, her birimizin bugün vermesi gereken kararları değerlendirmemize yardımcı olabilir.”şeklinde konuştu.
Hüseyin Silman ise çalışma halkında “Kıbrıslıların karşılıklı bağımlılığı tüm senaryolarda bir gerçekliktir – herkes tarafından aynı derecede görülmese ve hissedilmese bile bu gerçeklik ortadan kalkmayacaktır” dedi.
Petros Aristodemou ise “Gelecek hakkında bilinçli seçimler yapmak, olmasını istemeyebileceklerimiz de dahil olmak üzere tüm olasılıkları göz önünde bulundurmamız gerektiği anlamına gelir. Aksi takdirde gelecek, öngörebileceğimiz ve engelleyebileceğimiz gerçekleri önümüze getirebilir.”şeklinde konuştu.
