Emine DAVUT YİTMEN
İsveç’in Avrupa Birliği’nden ayrılması ( Swexit) ile ilgili tartışma yeniden ülke gündemini meşgul etmeye başladı.
İsveç Demokratları Partisi ( SD) tarafından desteklenen bu görüş, AB’nin üye devletler üzerindeki etkisini artırmasına ve gücün İsveç’ten Brüksel’e kaymasına dayandırılıyor.
İsveç’in AB Dönem Başkanlığını yürüttüğü sırada canlandırılmaya çalışılan tartışma henüz geniş bir destek bulmadı.
İsveç Demokratları Başkanı Jimmie Åkesson, milletvekili Charlie Weimers, Aftonbladet ve Svenska Dagbladet gazetelerinde yazmış oldukları makalelerde İsveç’in AB’den olası bir çıkış için iyi hazırlanması görüşünü ortaya koydu.
Charlie Weimers, geçtiğimiz günlerde İsveç Radyosu’ndaki röportajında İsveç’in uzun yıllardır AB müzakerelerinde “talihsizlikler serisi” içinde olduğunu söyledi. Weimers, AB’den ayrılmaya hazırlanmanın İsveç’in müzakere gücünü artıracağına inanıyor.
Åkesson, AB’nin temel misyonunun üye devletler arasında ticari işbirliğine odaklanması gerektiğini söylerken, yakın zamanda böyle bir değişikliğin olmayacağını düşünüyor.
Åkesson, İsveç’in AB üyeliğini, basitçe kabul edilip uyum sağlamaktan başka seçenek olmayan tehlikeli bir durum olarak gösteriyor.
Åkesson, bu duruma “Bu, Alman, Polonyalı veya Fransız politikacıların pratikte hangi arabayı satın almanıza, benzininizin ne kadar pahalı olması gerektiğine veya kendi arazinizde hangi ağacı kesmenize izin verilmesi gerektiğine karar verebilecekleri anlamına geliyor.”örneğini veriyor.
İsveç belediyeleri ve bölgelerindeki tüm kararların yüzde 60’ından fazlasının AB kararlarından etkilenmesinin şaşırtıcı bir durum olduğunu belirten Åkesson,, “Seçemeyeceğimiz veya görevden alamayacağımız diğer ülkelerden politikacılar ve bürokratlar bugün İsveç mevzuatı üzerinde benim ve İsveç Riksdag’daki ( Parlamento)seçilmiş meslektaşlarımdan daha fazla etkiye sahip” görüşünü ortaya koyuyor.
İsveç’in kendi ülke çıkarlarını ön planda tutması gerektiğini vurgulayan Åkesson, göçmen politikasında da değişikliğe gidilmesinin şart olduğunu savunuyor.
AB’nin göç politikası nedeniyle İsveç’in, uzun vadede ülke sınırları içinde kimin yaşama ve çalışma hakkına sahip olduğu üzerindeki kontrolü tamamen kaybedebileceğini iddia eden Åkesson, sıkı bir göç politikasının İsveç halkı arasında da geniş bir destek bulduğunu anımsatıyor .
İsveç’te geçtiğimiz yıl yapılan seçimlerde İsveç Demokratları Partisi, ülkenin ikinci büyük siyasi partisi konumuna yükseldi. Geçtiğimiz yıla kadar hiçbir radikal sağ parti iktidarın yakınına gelemedi.
SD’nin oylarını artırmasında göç karşıtlığı ve suçla mücadele konularının büyük etkisi oldu.
Voice Kıbrıs Haber-2023
